19

12.9K 736 34
                                    

Ve sarılmak.. Belki de ruhu öpmenin tek yoludur.




İlk önce sıkıntılı bir inilti sesi duydu.

Dylan kafasını yasladığı ağaç kavuğundan kaldırıp, gökyüzünü izlemeye bir son verirken, ikinci inilti de ilkinin hemen arkasından vakit kaybetmeden gelmişti. Gözlerini hemen sağ tarafında uyuyan kıza doğru çevirdi ve karanlığa alışan gözleriyle onun yüzünü dikkatlice süzdü.

Kız dizlerini karnına çekmiş ve yattığı yerde tortop olmuştu. Yüzü sanki karnına binlerce hançer saplanmış gibi acı içinde görünüyordu. Dylan ilk başta ne olduğunu anlayamadan şaşkınlıkla kıza bakakaldı. Fakat hemen sonrasında kızın tekrar yüksek sesli bir inilti koparmasıyla birlikte Dylan neler olduğunu kavramıştı. Kız belli ki kabus görüyordu.

Dylan bir an için ne yapacağını bilemedi. Genç kız öyle fazla inlemeye ve sıkıntıyla yerinde kıvranmaya başlamıştı ki onu sakinleştirmek adına hemen uyandırmayı denedi.

"Hey! Uyan."

Fakat kız bu hareketi karşısında herhangi bir tepki vermemişti. Aksine yattığı yerde hala durmadan kıvranmaya ve inlemeye devam ediyordu. Dylan en sonunda dayanamayarak ona doğru yaklaştı. Tek elini uzatıp nazik olmaya çalışarak kızı kolundan yavaşça dürtükledi.

"Uyan hadi. Kabus görüyorsun."

Kız onu hala duymuyor gibiydi. Bu kez de nefes alış verişleri hızlanmış bir şekilde kafasını sağa sola doğru delicesine sallamaya başlamıştı. Dylan derin bir iç çekti. Bu kız, sanki normalde başına bela olması yetmiyormuş gibi, bir de uyurken Dylan'a iş çıkarıyordu.

"Hayır!"

Dylan kızın dehşet dolu bir sesle bağırmasıyla birlikte gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırmıştı. Daha sonra ise onu dürtmeyi tekrardan denedi. Fakat ne yaparsa yapsın kız bir türlü kabusundan uyanamıyordu.

"Hayır! Hayır!"

Dylan onun meleksi yüzüne dolan korku ifadesini iliklerine kadar hissetti. Gözlerini sımsıkı yummuş ve ellerini sanki kendisini korumak istermiş gibi havaya kaldırmış, bir şeylerle durmaksızın mücadele etmeye çalışıyordu.

"Hayır! Yapma!" diye bağırdı tekrardan elini hızlı hızlı sallayarak. Sonrasında sesi büyük bir ızdırapla dolmuş ve duyulamayacak kadar cılız bir şekilde dudaklarından tek bir kelime çıkmıştı. "Lütfen."

Dylan onun kabusunda nelerle savaştığını tahmin edememişti. Tek bildiği kızın bir hayli korkmuş olduğu gerçeğiydi. Dylan kolunu sıkıca tutup kızın çırpınışlarını durdurmak istedi ama bunun işe yarayacağından da emin değildi. Genç adam bu durum karşısında sıkıntılı bir şekilde iç geçirirken kızın yanağından düşen bir damla göz yaşı yanağını ıslattı. Dylan için bu son noktaydı.

Elini kaldırıp kızı omuzlarından tuttu ve kuvvetli bir şekilde kendisine doğru çekti. Zaten ufak tefek olan kız, Dylan onu kolları arasına aldığında neredeyse görünemeyecek kadar ufalmıştı. Dylan iri kollarını ona sıkıca dolayıp, kızın sakinleşmesi için telkin edici bir ses tonuyla fısıldadı.

"Şşş.. Korkma. Burdayım."

Genç kız şaşırtıcı bir biçimde bu kez Dylan'ı dinlemişti. İlk önce çırpınmayı kesti. Ardındansa iniltileri durdu ve yüzündeki ifade giderek daha da fazla rahatladı. Şimdi nefesleri düzene girmiş ve yüzü eski haline dönmüştü. Dylan bunun karşısında derin bir nefes vererek rahatladığını hissetti. Kollarındaki kız nihayet huzura kavuşabilmişti.

GECENİN BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin