BÖLÜM 9

158 127 2
                                    

Telefon da yazan isim Daniella'ydı. Burçe şaşkın bir ifadeyle sadece telefona baktı. Önce umursamaz gibi tavır takındı ama bir hızla telefonu eline alarak tam açacakken telefonun sesi kesildi. Telefonu yerine bıraktı geri aramak yerine. Hiçbir şey yokmuş gibi davranarak beklemeye başladı. Yekta ve Eren de az sonra balkona gelmişti. Yekta, “ aşkım bana mı seslendin az önce ” dedi gelir gelmez yanına otururken. Burçe de “ he evet telefonun çalıyordu da ondan ” demişti sakin kalmaya çalışarak. Yekta, “ hım aşkım kimmiş arayan ” diye sormasıyla Burçe, hızlı bir şekilde yerinden kalkarak “ ben nerden bileyim telefonuna bak gör belki önemli bir telefon aramanı bekliyordur. Çok çaldı da o bakımdan dedim biraz ısrarcı kendisi ” diyerek gözden kaybolup da içeri girmişti. Yekta Burçe'nin bu tavrına anlam veremedi. Az önce güzeldi her şey şimdi ise ona soğuk davranıyordu. Üstüne de sinirli gibi bir hâli vardı, iyi ama neden? diye düşündü. Telefonunu eline alıp arayan numaraya baktı. Arayanı görünce eli ayağına karışarak yerinde duramadı. Düşünmeye başladı acaba gördü de ondan mı böyle davranıyor diye. Ne yapacağını bilemedi. Ve arkasından vakit kaybetmeden gitti.

–“ Aşkım düşündüğün gibi değil inan her şey bitti, ben seni seviyorum bitanem. Uzun zamandır da konuşmadım görüşmedim bile. Neden aradığını da bilmiyorum. ”

–“ Açıklama yapmana gerek yok o seni unutmamış olsa gerek. Hem numarası da telinde kayıtlı ne güzel. Bence daha fazla bekletme ara istersen önemlidir belki aramanı bekliyordur. ”

Tam böyle konuşurlarken Yekta'nın telefonu çalmaya başladı yine. Arayan yine Daniella'ydı. Burçe de “ ne tesadüf o arıyor senin aramanı bekleyemedi ” diyerek balkona geri gitti. Eren çok şaşkındı ve olanlara anlam veremedi. Az önce çok iyilerdi şimdi ise. “ Kuzen ne oluyor ya niye böyle kavga ediyorsunuz. ” Burçe, “ onu beyimize sor o anlatsın sana. ” dedi sert bir şekilde. Eren sadece Burçe'nin yüzüne baktı, ilk defa kuzenini bu kadar sinirli görüyordu. Yekta Burçe'nin arkasından telefonu açtı. Kısa bir konuşmadan sonra Erenlerin yanına balkona geldi. Burçe, “ oo çok kısa oldu ama neden konuşmayı kısa kestiniz ki banane ya ne yaparsan yap ” diyerek içeri girerken Yekta kolundan tutarak kendine doğru çekti. “ Beni bir dinler misin önce ne yaparsan yaparsın sonra. Tamam, haklısın önceden yani eskiden bir ilişkim oldu onunla ama anlaşamadık bitirdik. Uzun zaman oldu üzerinden. Neden beni aradı bende anlamadım. Hem o zaman numarasını silmeyi unutmuşum. Biraz önce konuşurken buraya geleceğini söylemek için aramış. Sen sormadan söyleyim burada başka tanıdığı kimse yok. Kesin bir cevap vermedim. Belki işim olmazsa dedim ” demesiyle Burçe sözünü keserek “ yeter daha fazla dinlemek istemiyorum. Önce belki havası sonra.. erkek değil misiniz hepiniz aynı ” diyerek tam giderken Yekta arkasından seslendi “  aynı değiliz eğer ki aynı onlar gibi olsaydım bunu sana söylemeye de bilirdim ama ben söylemeyi tercih ettim sen beni anlamıyorsun be güzelim ben seni seviyorum ve hep seveceğim. Senden öncesi diye bir şey yok bende sadece SEN varsın sadece Sen. ” Burçe bunları duyunca olduğu yerde donup kaldı ve gözünden 2 damla yaş akarak arkasına döndü ve küçük bir çocuk gibi üzgün bir ifadeyle başı önde Yekta'nın önüne kadar gelerek durdu. “ Acaba beni affedebilir misin? Nasıl bunları düşündüm bilmiyorum aptallık ettim kabul ediyorum ” diye mırıldandı başı önünde. Yekta da başını kaldırarak “ gel buraya benim küçük sevgilim ben sana hiç kızar mıyım bundan sonra önce bana soracaksın anlamadan öyle çekip gitmek yok anlaştık mı? ” diye sordu. “ Tamam söz canım sevgilim ” demişti. Sımsıkı sarıldılar. Eren de dayanamayıp yanlarına geldi onları sarılı bir şekilde görünce “ oh be çok şükür barıştınız hep böyle olun ya bir daha öyle görmeyeyim sizi yoksa.. ” diyerek güldü. Burçe de “ e kuzen yoksa ne olur he ” diye sordu. “ Bilmiyorum orasını boş ver sen hele bi bir daha öyle olsun canlarım birkaç saatliğine dışarı çıkıyorum sizde baş başa kalırsınız bu süre içerisinde çifte kumrular ” Eren gittikten sonra Burçe, “ ne yapalım aşkım? ” diye sordu. Yekta, “ aşkım kusura bakmazsan benimde bir işim var halletmem gereken bende gitsem olur mu? Hemen işimi halledip gelirim sonra ne istersen yaparız bitanesi. ” dedi. Burçe de “ e ne yapalım tamam git bakalım. ” dedi istemeyerek de olsa. Yekta yanağından öperek gitti. Burçe evde yalnız kalmıştı. Yalnızlığa mahkum kalarak tek başına oturup da düşüncelere daldı..

ARA BENİ ✔️ [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin