BÖLÜM 14

143 115 10
                                    

Bu bölüm zuzunun_hikayeleri Vildar21_ ng_179 gelsin. Keyifli okumalar!

–“ Ya gelmezse ”

Böyle derken zilin sesi duyulmuştu Burçe koşarak kapıya bakmaya gitti. Bir hızla kapının kolunu tutup açtı. Karşısında Yekta'yı görünce ne kadar kızgın olsa da sıkıca sarıldı. Yekta da sevgilisine sarıldı ve öpücük kondurdu.

–“ Nerdesin sen ya aklım çıktı sakın böyle bir şey yapma bir daha seni çok merak ettim geri dönmeyeceğin diye beni bırakıp gittin diye çok korktum ”
–“ Sen merak etme aşkım ben asla seni bırakmam gitmeseydim birbirimizi kırabilirdik ”
–“ Kaç kez aradım seni niye açmadın telefonu? ”
–“ Duymamışım canım (çıkartıp telefonuna baktı) hem sessiz de kalmış ”
–“ Lütfen bir daha merakta bırakma beni ve telefonuna bak olur mu? O telefon süs diye yanında taşınmıyor yani. ”
–“ Tamam bitanem söz böyle bir şey olmayacak bir daha hem biraz oturalım da konuşalım ”
–“ Aa evet geçsene içeri kapıda kaldık böyle ”

Yekta ve Burçe odaya gitti ve kısa bir sessizlikten sonra konuşmaya başladılar. Ama ikisi de nasıl konuşacaklarını bilmiyorlardı. Konuşmaya önce Yekta başladı.

–“ Aşkım ben sana az önce bir şey mi yaptım veya seni kıracak bir şey mi söyledim eğer yaptıysam bilmeden bunun için özür dilerim ”
–“ Yok canım asıl ben özür dilerim sana bağırıp kızdığım için ”
–“ Eminsin dimi bir şey olmadı ”
–“ Evet eminim başka bir şeye kızdım senden çıkardım sadece ”
–“ İyi peki tamam o zaman. Aşkım ”
–“ Efendim canım ”
–“ Ben seni çok ama çok seviyorum her şeyden kendimden bile çok seviyorum biliyorsun dimi? ”
–“ Bende seni seviyorum hayatım ”

Yekta Burçe'nin yüzünü ve saçını okşadı. Sıkıca sarıldılar. Ellerinden öptü ve tam dudağından öpecekken pat diye Eren gelmişti içeri.

–“ Pardon anladığım kadarıyla yanlış bir zamanda yine gelmişim ben gideyim siz devam edin kaldığınız yerden ”
–“ Olur mu öyle şey kardeşim gel lütfen ”
–“ Evet kuzen sensiz hiç olur mu ama ”
–“ Olmaz tabiî ki de ”

Diyerek hep birlikte gülmeye başladılar. O kadar mutlu zaman geçiriyorlardı ki eğleniyorlardı. Burçe balkonda oturmuş dün yaşadıklarını gözden geçiriyordu. Yekta'ya belli etmese de aklına takılmıştı. Yaşadıklarını ve geleceği düşünüyordu. Düşüncelere dalıp gitmişti ki yanına gelen sevgilisinin varlığını bile fark etmemişti. Kendi dünyasında yaşamaktaydı. Yekta ne kadar seslense de onu duymuyordu. Sessizce Burçe'yi izledi sadece.

–“ Canım sen ne zaman geldin? ”
–“ Ooo oldu biraz ”
–“ Neden bana seslenmedin? ”
–“ Seslendim sen duymadın hiç beni ”
–“ Hım dalmışım biraz o zaman ”
–“ Nerelere dalıp gittin söyle bakalım ”
–“ Hiçbir yere ”
–“ Hadi ama söylesene canım ”
–“ Yok bir şey ya! ”
–“ Tamam kızma hayatım ”
–“ Kızmadım ben ”
–“ Peki öyle olsun bakalım ”
–“ Eren nerede? ”
–“ Bilmem ben buraya gelmeden önce odasına gidiyordu ”
–“ Tamam bir ben ona bakıp geleyim ”
–“ Gelir aşkım o ya ”
–“ Yok ben bakayım bir napıyor içerde ”
–“ Peki canım ”

Burçe'nin Eren'e bakma sebebi ile içeri gitmesiyle Yekta balkonda tek başına kaldı. Bir süre böyle geçti ne gelen vardı ne de giden. Yekta Burçe'nin bu hallerine anlam veremedi. Soğuk bir rüzgar eserek geçti. Takvim yaprakları sıra ile birer birer kopmuştu. Zaman su misali akıp gitti. Yekta'nın kimseye söyleyemediği bir sürprizi vardı ve bu sürprizin zamanı gelmişti artık. Fakat Burçe eskisi kadar sıcak davranmıyordu küçük sebeplerden kavga çıkartmaya başlamıştı. Eren ve Yekta neden böyle davrandığına anlam veremedi. Bir yandan yaşadıkları hafif değil ve haklı olabilir böyle davranmasında ama bir yandan da uzatmasına gerek olmadığını düşünüyorlardı. Günlerden bir gün herkes uyurken odasında sıcacık yatağından kalkarak üzerini değiştirdi ve çekmeceden kalem ve kağıt çıkartıp da yazmaya başladı. Kağıda içini dökerken gözünden yaşlar aktı. Mısralar, sözcükler boğazında düğümlendi. Aslında sevgilisini sevse de bunu yapmalıydı. Onun iyiliği için ondan vazgeçmeliydi. Mektubunu yazdıktan sonra gözlerini silerek çantasını çıkarıp içine kıyafetlerini koydu. Yastığının üzerine mektubu bırakıp sessizce odasından çıktı. İlk önce odasının karşısında yatan kuzenine baktı daha sonra oturma odasında koltukta yatan biricik aşkının yanına geldi başının ucunda eğilerek saçlarını okşadı ve yanağına öpücük kondurdu uzunca. Dudaklarından şu sözler dökülüvermişti:

...

Senin için senden vazgeçmeliyim sevgilim. Biliyorum her ne olursa olsun sen benden asla vazgeçmezsin. Ama bunu yapmalıyım Murat'ı bilmiyorsun yapacaklarını düşünemiyorum. Sana benim yüzümden bir şey yapmasına izin veremem vazgeçmek zor olsa da vazgeçmeliyim.. hoşçakal sevgilim, ben hep seni seveceğim.

Kısa konuşmasından sonra çantasını alarak evden dışarı çıktı. Nereye gideceği konusunda hiçbir fikri yoktu. Biraz yürüdükten sonra deniz kenarına gelerek bir banka oturdu. Şimdi ne yapacaktı?

ARA BENİ ✔️ [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin