-Bölüm 39- Mezarlık

11.4K 387 14
                                    


Hayatınızın iyiye gittiğini sandığınız anda başlar her şey. Tehlike saç diplerinizde soluklanırken, bir şeyler geride kaldı sanıp hayatınıza ve gülmeye devam edersiniz. Şeytan bir anda ayak bileğinizden tutup sizi tepetaklak ettiği an, acı beyin hücrelerinize kadar yayılır. En azından benim öyle oldu. O adamın peşimi bırakmayacağını bilmem gerekirdi...

Simay ATALAR. 


Bu bölüm bir buçuk yıldır tanıştığım geçen günlerde Tüyap Kitap Fuarında buluştuğum biricik ablama gelsin. Ya çok severim çirkini jsjdh Cansu aplam :*

Not defterime yazdıklarımı bir kez daha okuyup kirpiklerimi boş bir tavırla kırpıştırdım. Defteri sertçe kapatıp odanın diğer köşesine fırlattığım an içimde sıkıntılar birikmeye başladı. Daha doğrusu birikmiş sıkıntılar ruhuma asılan halat misali benliğimi boğmaya devam etti.


Derin bir nefes aldım fakat sanki bu bana yetmedi. Daha yarım saat önce yanımdan ayrılan özel matematik hocasının ödevler gözüme çarparken yerimden kalkıp masama geçtim. Doğum günümün bitmesine saniyeler kala açtığım o aptal hediye paketi ve hayatıma tekrar bok sarmalına çeviren olaylar...


Doğan Karahan. 


Annem ve babamın güvenliğim için aldığı karar doğrultusunda artık okula da gitmiyordum. Ücret karşılığı ayarlamış oldukları özel öğretmenler gelip evimde tam bu masada bana ders veriyorlardı. 


Hiçbirinin umurunda değildim. Umurunda oldukları tek şey alacakları paraydı. Olması gereken bu değil miydi? O halde ben neden bu kadar şaşırıyordum bu duruma? Belkide gözleri önünde boynuna intihar ipi asılmış bu kızı görmedikleri içindi. Ya da.. görmezden geldikleri için.



Kafamı dağıtması için Temel Matematik Test Kitabını çıkarıp soruları çözmeye başladım. Furkan annemin koyduğu yasağı çiğneyip gelene kadar -ki başarabilirse- bu şekilde oyalanabilirdim. 



Aradan ne kadar süre geçti bilmiyordum. Telefonumu elime alıp saate bakacakken bir anda çalmaya başladı. Kayıtlı olmayan bir numaraydı. İçimde tuhaf bir his kol gezerken ihtimaller beynime saplanmaya başladı. Arayan Doğan Karahan olabilir miydi? Kalbim ruhsuz bir tavırla atışlarını hızlandırırken telefonu tiksinerek masaya bıraktım. Elimle kulaklarımı kapatıp boş boş yanıp sönen ekrana baktım.

Titreşim sesinin masayla olan temasından doğan o iğrenç ses beyin hücrelerimi tek tek kırbaçlarken ölümün hayali eli beni dansa kaldırmak için zarif bir şekilde uzandı. 


Tanrım. Sanırım deliriyordum. 


Telefon otomatikman cevapsız çağrıyla sonuçlanırken yavaşça elimi kulaklarımdan çektim. Pekala... o da olmayabilirdi. Sırtımı sandalyeye yaslarken elimle yüzümü ovuşturdum. Telefon tekrar çalmaya başladı. Hücrelerim iki gruba ayrılıp beynimin kontrol merkezini yönetmek için kavgaya tutuştu. 


Sol taraf; Aç tabi ki! diye bağırarak kendini dinletmeye çalışıyordu. 


Aptal KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin