....Hayat bir tiyatro gibidir,en kötü insanlar en iyi yerde oturur....
Bir Tutam Hayat
1.Bölüm
Meraba ben Damla.Size yaklaşık 5-7 yıl öncesini anlatmak istiyorum.15 yaşında annesi ve 7 yaşında erkek kardeşiyle müstakil bir evde yaşayan bir kızdım.Kardeşimin adı Berk .Yeni evimizdeki ilk günümüz ve çok heyecanlıydık.Ve bu kadar işin sonrasında yorulmuştuk.Yorgunluğumuzu gidermek için uyuduk .
Sabah kardeşimin sevinçli bağrışmalarından ve konuşmalarından uyanmıştım.Mutfaktan mis gibi kokular geliyordu.Birden yüzümde hafif bir tebessüm oluştu.Galiba annem tost yapmıştı.Mutfağa girdiğimde yanılmadığımı anladım.Annem ,kardeşim ve benim en çok sevdiğim tosttan yapmıştı (karışık tost).Hemen sofraya oturmuştuk.Kardeşim:
-Hepsini ben yiyeceğim abla ,sana hiçbirşey bırakmıyacağım.
-Hey sakin ol şampiyon , hepinize yeteri kadar var .demişti annem.Ve üçümüz birden gülmüştük.Çünkü annemin daha önce ‘’Hey sakin ol şampiyon’’ dediğini ne ben ne de kardeşim duymuştu.Annem şaşırdığımızın farkına varmıştı ve :
-Ne yani ,neden bu kadar şaşırdınız sizin hep kullandığınız kelimelerden biri ,bende kullanıyım dedim.
Kardeşim kendini tutamayıp annemin sözünü kesmişti.
-Eee.. Ama anne sen bize kızardın ne biçim kelimeler kullanıyorsunuz yeni nesilli anlayamıyorum derdin ? diye sordu.
-Şimdi fikrim değişti.Bu kelime mutluluk simgesi gibi bir şey olarak geliyor bana….
Annem konuşurken dışarıdan dondurmacı amcanın sesini duymuştuk.Annemizin sözü yarımda kalmıştı ama biz hiç farkında değildik .Hemen evden çıkıp dondurma arabasına doğru ilerledik .Bizim gibi birsürü yaşıtlarımızda evlerinden akın etmişti.Paramızı evde unutmuştuk.Annemize seslenip paraya getirmesini rica etmiştik.Eve arkamız dönüktü.Gümmm..! diye bir ses duymuştuk.Arkamıza döndüğümüzde annemiz yerde yatıyordu .Araba çarpmıştı ve kafası kanıyordu.Hemen ambulansı aramıştık.Ambulans gelmiş , hastaneye varmıştık.Annemi ameliyata almışlardı.Doktorların dediklerine göre beyin kanaması geçirmişti.Bir süre sonra ameliyathaneden başını önüne eğmiş bir doktor çıktı.Ve:
-Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.Malasef anneniniz öldü.demişti
Belki o doktor için söylemek kolaydı ama inanmak okadarda kolay olmamıştı.Kardeşim daha küçüktü.Ve doktorun söylediklerinden etkilenmişti.İkimizde yere çömelip ağlamaya başlamıştık.Ben hıçkırıklara ve göz yaşlarına boğularaktan:
-Ş-ş-şimdi a-a-annem ö-ö-öldümü? Diye sormuştum.Hala inanamıyordum.Kalbime resmen bir hançer saplanmıştı .Kalbim sıkışıyordu.O kadar üzgündümki anlatamam. Kardeşim şoka girmişti ve papağan gibi hep aynı şeyi tekrarlıyordu. Doktorlar onu alıp dinlenme odasına götürdüler odada serum yiyordu.Hastane koridorlarında yalnız kalmıştım .Yanlız ben ve duvarlar ve duvarlardaki bazı tablolar,panolar.Duvarlar üstüme üstüme geliyordu.Yürürken kardeşimin dedikleri hala duyuyordum.:
-Hep bizim yüzümüzden…Hep bizim yüzümüzden… diyordu.Evet bizim yüzümüzdendi .Bizim açgözlülüğümüz yüzünden bunlar gelmişti bizim başımıza.Duvara dayanıp yere çömelmiştim.Bu da neydi hayatın bize bir sınavımıydı.Eğer öyleyse biz bu sınavdan sınıfta kalmıştık.Hala inanamıyordum.Kardeşim kendine gelmişti hemen yanına gitmiştim.Artık yetimdik.Hastane bütün akrabalarımızı arayıp durumu anlattı.Fakat hiçbir akrabamız bizi istemedi.Bu duruma hem kardeşim hem de ben üzülmüştük.İnsanın kötü gününde yardımcısı olmaması ne kadarda kötü bir şey diye düşünmüştüm.Mecburen yetimhaneye gidecektik .Orada bizim gibi yetim yaşıtlarımız ve küçüklerimiz var.Bizimde yetimhanede bir arkadaşımız vardı.O onu görmeye gelenlerin kendine aşırı ilgili gösterdiklerini ve onlara acıdıkları söylüyor.Onlar gibi bizlerde insanız .‘’diyordu.Birde yürüme engelli bir arkadaşım vardı oda aynı şeyleri söylemişti .Ülkemiz ne kadarda tuhaf ,onlar bizden farklı değiller ki sadece önlerinde bir engel var.Bu engel onları bizlerden farklı kılmaz.Yetimhaneye gitmeden önce evimize gidip eşyalarımızı toplucaktık polis amcacalarda bize eşlik etceklerdi.Evin duvarlarında Annem, kardeşim ve benim birlikte çekildiğimiz fotoğraflar vardı.Şaka gibiydi.Daha birkaç saat önce annemle birlikte oturmuş; kahvaltımızı yapıyorduk .Mutfakta masa hala kuruluydu.Ailecek çekilmiş olduğumuz o fotoğrafıda yanıma almayı unutmamıştım.Yetimhaneye vardığımızda size bahsettiğim iki arkadaşımız kardeşim ile beni karşılamışlardı.Bize kalcağımız odayı gösterdiler.Dördümüz beraber aynı odada kalacaktık.Saat geç olmuştu.Uykumuz gelmişti.Dördümüzde yatağımıza girmiştik.Sabah olduğunda bir karı koca kendilerine bir kız bir erkek çocuk evlatlık edincekti.Bizi göstermişler ve bizi görmeleri için odamıza getirmişlerdi.Ve tanışmıştık.Selma Teyze ve Bilal Amca çok sevecendiler.Fakat hiç kimse insanın kendi öz annesi gibi olamaz.Ama bizi evlatlık edinmişlerdi.Eşyalarımızı toparladık.Arkadaşlarımızla vedalaşmıştık.Evlerine vardığımızda odamız hazırdı bile , galiba bizi evlatlık edinen aile zengindi.Çünkü gittiğimiz ev bir villaydı.Ev villa olmasına rağmen odamızdaki yataklar küflenmiş ve kokuşmuştu.Bize evlerini gezdirdiler .Kendi odaları ve diğer odalar hepsi masallardaki gibiydi.Dürüst olmak gerekirse bu aile galiba biraz cimriydi.Selma Teyze evi gezdirdikten sonra bize sert bir tavırla ‘’Odanıza çıkın hemen!’’ demişti.Noluyordu? Neden böyle kötü davranıyorlardı ? Neyse Selma Teyzeyi daha fazla sinirlendirmemek için odamıza çıkmıştık.İnsan buraya oda demeye iğrenir.Biraz sonra Selma teyze gelmişti. Ve konuşmaya başladı :