DÜŞMANLA...

180 13 0
                                    

           Geldikleri ev bir malikaneydi, geniş arazisi olan muhteşem büyüklükte ki muazzam bir yapı. Linda, ailesine birşey olmaması için değil oradayken, yol boyunca konuşmadı. Geniş araziyi geçip ucunda görünen tipik Yunan tapınaklarının bir benzeri olan malikaneye geldiler. Örümcek, önde ki bir başka arabadaydı, Harly ise genç kadının yanında. Sonun da geldiklerine kanaat getirilmiş olacak, mavi dev kapısını açtı ve Linda, indiğinde önünde Belluce denen adamı ilk kez yakından gördü.

 Kel kafası ve dövmelerine rağmen -ayrıca en büyük hobisinin çocuk kaçırma ve kafasına yatmayanların derisini yüzmek olmasına rağmen- oldukça düzgün hatları olan hoş bir adamdı. Ama Linda'nın içinde uyandırdığı tek duygu tiksinmeydi. Örümcek genç kadının sağ elini alıp dudaklarına götürdü, orada biraz oyalandı bütün bu süre boyunca da gözlerini Linda'nın gözlerinden ayırmadı. Linda hiç tepki vermedi, yapılan hareketten hoşlanmamış olsa da ancak bir sevgilinin yapmasını isteyeceği türde bir mahremiyet içinde olsalar da şu anda sevdikleri böyle bir tehdit altındayken dert edebileceği en son şey adam elini öptü diye onunla aptalca bir namus tartışmasına girmekti.

Adam hemen bırakmadı iki elinin içine alıp "Hoş geldin prenses!" dedi. Gözleri neredeyse samimi bir saygıyla bakıyordu. Neredeyse!

Linda, ne diyeceğini bile şaşırmış durumdaydı, yıllarca tehlikeli operasyonlar yönetmiş ama hiç bir zaman bu kadar ciddi bir tehlike ile yüzleşmemişti. Elbette dönem dönem tehditler almış ufak sataşmalara maruz kalmıştı ama o kadar. Nokta.

Bu başına gelen onun için bir ilkti ve son olmasını kesinlikle gönülden istiyordu. Şu anda deli gibi korksa, endişe duysa da dışarı hiçbir şey belli etmemek için tüm enerji, konsantrasyon ve eğitimini bunun için kullanıyordu. Eğitimine göre: - ki böyle durumlarda ne yapmaları gerektiği de öğretilmişti - sakin olmalı, mümkün olduğunca az konuşmalı ama çok konuşturmalı, bilgi toplamalı ayrıca etrafını tanımalı işine yarar birşeyler bulup kaçabiliyorsa kaçmalı ya da destek kuvvetlere haber verecek bir yöntem bulmak için uğraşmalıydı.

Onun için Linda şimdilik çenesini kapalı tuttu ve olacakları değerlendirmeye çalışı. Daha sonra Örümcek, genç kadının elini bıraktı ve içeri yönlendirdi. Evin içi insanı hayal kırıklığına uğratmayacak ama aşırılıktan göz ağaratacak kadar tamamen altın kaplama -hatta Linda bunların kaplama değil de gerçek olduğundan cidden şüphe ediyordu- gümüş ve şarap renginden oluşuyordu. Tam anlamıyla bir dönemi yansıttığı söylenemezdi ama tarzı olduğu kesindi. O tarzın bir adı varsa, o da muhakkak abartı olmalıydı.

Linda, şaşkın bir şekilde etrafına bakınıyordu, bir zenginlik tahmin etmişti ama böylesi aklına gelmemişti "Kendini evinde hisset lütfen" Örümcek tüm nazik ev sahipliğini oynamaya kararlı gibiydi.

Linda sonunda sinirden gülmeye başladı ve bunu yapabilmesi kendini bile şaşırttı artık tüm o eğitim şeyleri dahi olsa konuşmadam duramayacaktı "Afedersiniz ama aileme ve sevdiklerime zarar vermekle beni tehdit ettikten sonra nasıl rahat olmamı bekliyorsunuz anlamıyorum. Bu çok kötü bir şaka olmalı" işte artık dayanamamıştı.

Adam hiç istifini bozmadan, cevap dahi vermeye tenezzül etmeden içeri devasa salonuna doğru gitti. Linda'ya da kendini takip etmesini işaret etti, genç kadın da mecburen buna uydu, biliyordu ki şu anda ki en önemli işi gözlem yapmaktı. Gözlemleyecek ve en iyi yaptığı işi yapıp olasılıkları değerlendirecekti.

Örümcek, salonun ortasında bulunan ve olimpik havuza bakan bara gidip kendine içki hazırlamaya başladı.

"Sen de içer misin?" diye sordu elinde ki viski bardağını göstererek.

"Hayır! Ben içki içmiyorum" hele bu adamın yanında kafasını bulandıracak hiçbir şey istemiyordu. Şu anda tüm duygularına ve aklına yüzde yüz işler durumda ihtiyacı vardı.

Adam zarif Fransız tarzı bir omuz silkmesiyle bunu önemsemediğini belirtti ve başka uzun bardağa su koydu ve Linda'ya uzattı. Genç kadın da mecburen aldı ama içmedi. Tedirgindi herşey ve herkes onun şüphesinin kurbanıydı şu anda ve olması gereken de buydu zaten. Hala daha ayakta dikiliyorlardı, etrafta kimsenin olmadığı da barizdi. Örümcek sonunda geniş koltuklardan birine oturdu ve Linda'ya da karşısındakini gösterdi.

"Ayakta kalmayı tercih ederim"

"Peki! Zaten şimdi odanıza çıkarılacaksınız. Akşam yemeğinde de uzun uzun sohbet ederiz"

Ne? Linda, duyduklarına inanamıyordu, bu adam neden bahsediyordu? "Sizinle konuşmayı ben de çok istiyorum bay Belluce, hemen burada başlayabiliriz. Hatta daha iyisi isterseniz... hem daha da doğru olur FBI bürosunda görüşelim ama inanın başka bir konuşma şekli bana uymaz, kısaca burada kalmayı asla planlamıyorum"

Adam Linda'yı ben senin bilmediklerini biliyorum edasıyla süzdü, genç kadın bundan çekindi ama bu da çok büyük ihtimalle doğruydu. Ardında da ekledi "Bu konuda sizinle tartışmayacağım bile bayan Kenton" başını salonun kapısına çevirip "HARLY!" diye seslendi

Mavi saçlı dev anında kapıda belirdi.

"Bayan Kenton'a odasını gösterin lütfen" Harly kafasını sallayıp emri aldığını bellirtti ve hemen Linda'ya döndü

Genç kadın söyleyeceklerini toparlaması ve çıkış yolunu bulması için belki biraz yalnız kalmasının yararı olacağına karar verip adamı izledi.

      Mavi saçlı dev Harly, odasına gelip yemek için ona aşağa kata kadar eşlik ederken saat neredeyse yedi olmuştu. Uzun bir süre odada beklemiş telefon ya da herhangi bir iletişim cihazı aramış ama bulamamıştı. Kendisi için bırakıldığı belli olan en ünlü markaların ipek, şifon, yün, vs. elbiselerini de tabiki de giymemiş ve hatta bu konu üzerinde durup uzunca düşünmeyi bile şimdilik reddetmişti. Bu adamın ne yapmaya çalıştığına hala tam anlam veremiyor olsa da bildiği birşey varsa o da bunların hiç hoşuna gitmemiş olmasıydı.

Yemek odası evde ki şimdiye kadar gördüğü her yer gibi çok geniş ve abartılı bir dekordaydı. Otuz kişilik gibi görünen mermer masanın önünde lakabına yaraşır desenleriyle Örümcek ayakta bekliyordu. Linda'yı görünce yüzü genç kadının hiç hoşlanmayacağı bir şekilde sevinç halini aldı.

"Hoş geldiniz Linda" dedikten sonra iki kişilik hazırlanmış dev masada kendisinin başa oturacağı belli olacak şekilde sol yanında ki sandalyeyi çekti ve Linda'nın oturması için bekledi.

Linda hala bu garip oyuna ayak uydurmak zorunda hissederek kendini masaya gitmeye ve belirtilen yere oturmaya zorladı kendini. Adamın hasta ruhlu olduğunu araştırmalarından zaten biliyordu, bilmediği şey ise kendisine neden böyle davranıldığı ve bu oyunun nereye ve ne için devam ettiğiydi. Onun için bir nokta da artık dayanamadı "Ailemin iyi olduğundan emin olmak istiyorum" bu oyunda onun da bazı kuralları olmalıydı artık.

Örümcek, alınmış gibi yüzünü buruşturdu "Lütfen ama, ben her zaman sözümü tutarım ve sana daha önce de söylediğim gibi iş birliği yaptığın sürece herkes iyi olacak hatta FBI sevgilin bile..." adam son kelimeyi iğrenç birşey diline dolanıyormuş gibi tükürerek söylemişti hatta devamını içinden söylediği de belliydi.

Linda, tüm bu söylenenlere hala bir anlam vermeye çalışıyordu, onu nasıl bu kadar iyi tanıyor kendisi için bile tazecik olan ilişkisini bilebiliyordu. Sonra Belluce bir anda yemeğe başladı, genç kadının canı ne yemek yemek ne de bu adamla biraz daha muhatap olmak istiyordu ama mecburdu ayrıca ondan öğrenmek istediği de birçok şey vardı.

Hatta artık bu Linda'nın tek şartı bile olabilirdi!

Risk SİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin