Herşey birbirine girmişti. Babam gerçek babamdı..Annem ise Filiz'di! Babam annemi aldatmıştı ve o kadar güzel yapmıştı ki bunu kimseye belli bile etmemişti. İçinde olduğum durum fazlasıyla canımı yakıyordu. Eğer gerçekler ortaya çıkarsa annem yıkılırdı, abim babamdan nefret ederdi...Belki benden de nefret ederdi.. Annem bir daha asla ne beni ne de babamı görmek istemezdi. Şu an ona baba demek bile canımı acıtıyordu.
Bundan sonra Filiz'i görmek istemiyordum. Hele ki babam...onlara karşı olan sevgim bir anda tuzla buz olmuştu. Nefret..Belki biraz vardı ama sevgim kalmamıştı!"Akşam 8 de hazır ol. Seni bir yere götüreceğim." Kafamdakileri bir kenera bırakıp Ural'a döndüm. En son olanlardan sonra hiç konuşmamıştık ve şimdi bana ne diyordu? Hiçbirşey olmamış gibi konuşması sinirlerimi bozuyordu. Dikkatlice yüzüne baktım. Hiçbir duygu belirtisi yoktu hatta mimikleri bile kıpırdamıyordu düz bir ifadeyle bana bakıyordu.
" Gelmeyeceğim." Dedim kesin bir dille. Gözlerini devirip Derince iç çekti.
"Geleceksin." Ne demek bu şimdi? İlk önce karşında bir saksı varmış gibi ağzına geleni söyle sonra birşey olmamış gibi davran, üstüne emir ver! Yok artık.
"Gelmeyeceğim Ural!" Dedim bir kez daha sert çıkan sesimle. Cevap vermesini beklemeden kapıyı açacaktım ki benden önce davranarak kapıları kilitledi. Çoktan kapı koluna gitmiş elim sayesinde otamatik olarak kapının kolunu çektim ama kapı açılmamıştı. Çocuk kilidi denilen saçmalıktan olmalıydı(!)
"Geleceksin İris!"
"Zorla mı?" Diyiverdim bir anda Ural'a dönerek. Benim gibi kızgın ses tonuyla birlikte konuştu
"Evet zorla. Gerekirse içeri zorla girer seni alır öyle çıkarım evden!" Zorba!
"Öküz!" Dedim yüzümü buruştururken. Keyifle gülümsedi ve kapının kilidini açtı.
"Cadı!" Her ne kadar arabadan inmeden dil çıkarmak istesemde bunu yapmadım. Beni tekrar çocukça bulmasını istemiyordum. Birşey demeden arabadan indim.
Zili çalıp kapının açılmasını bekledim fakat açan olmamıştı. Abim de dışarda olmalıydı. Bir an aklımdan annemin yanına gitmek gelsede hızlıca bundan vazgeçtim. Babam evde olabilirdi ve görüşmek istediğimi pek söyleyemezdim.
Arka cebimden telefonumu çıkartıp saate baktım. 16.36
Bahçeden arka tarafa geçerek hamağa oturdum. En azından burda abimi bekleyebilirdim.Nerdeyse 3 saat sonra Ural gelecekti beni almaya ve ben ne giyeceğimi bile bilmiyordum. Gitmeye de dünden razı! Diyerek araya giren iç sesimi geri kovdum. Bir kere ben gitmeye çok ta meraklı değildim. Sadece merak ediyordum Ural gibi biri beni nasıl bir yere götürebilir diye. Ayrıca Ural'ın yanında çocuk gezdirmek isteyeceğini hiç zannetmiyordum(!)
Çocuk olayını fazla abartmıyor musun? İç sesim belki haklı olabilirdi. Belki birazcık abartıyordum ama...O gün o söyledikleri çok fazlaydı.
.....
Nerdeyse 15 dakikadır dolabımın karşısında dikiliyordum ve ne giyeceğimi düşünüyordum. Kırmızı yarım kol gömleğimi ve kahverengi tonlarında ki eteğimi seçerek sonunda dolaptan çıkarttım. Seçtiklerimi hızlıca üzerime geçirip saçlarımı doğal haline bıraktım.
Makyaj çantamı elime alarak içinden rimel ve çok koyu olmayan kırmızı rujumu aldım. Hızlıca makyajımı yapıp son kez aynada kendime baktım. Güzel olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Cadı
Teen Fiction"Bir gün ne?" "Evlnrz." "Düzgün söyle şunu!" "Evlenrz." "Ural!" "Evleniriz." Memnuniyetle gülümsedim. "Tamam devam ediyorum. Sen damatlık yerine batman kostümü giyiyorsun. İlk beraber geçirdiğimiz günde ki gibi..ben de..." Sözümü böl...