Mert öğlenden biraz sonra gelmişti aslında bu benim için daha iyiydi. Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı.
Mert, Enver Amca'yla konuştuktan sonra bahçeye çıkmıştık.
"Yüzün şimdi daha iyi."
"Arkadaşıma gittim ve orada kaldım, babama açıklamak sorun değil de annem abartırdı."
"Benim yüzümden yalan söyledin yani."
"Benim yüzümden deyip durma sinir bozucu."
Gülümsedim ve "Ama öyle, benim yüzümden bu haldesin özür dilerim ve beni kurtardığın için teşekkürler."
"Aslında birbirimizi kurtardık. Her neyse zaten bunu konuşmak için gelmedim. Ben birini bulacağım, hatta buldum sayılır sadece konuşmadım."
"Nasıl buldun?" dedim beni şaşırtmıştı.
"Sen buralı değilsin bu yüzden hiçbir tanıdığın yok ama benim var. Hatta paraya bile gerek yok."
"Demek o kadar zor bir şey değilmiş."
"Öyle görünüyor ama daha konuşmadım, bir arkadaşımın tanıdığı o bankada çalışıyor. Arkadaşım halletmeye çalışacak. Bu arada merak etme arkadaşımın hiçbir şeyden haberi yok küçük bir bahis olayı var diye kandırdım."
Mert'in olaya bu kadar ustaca yaklaşacağını hiç düşünmemiştim. Onun bu işe karışmasını istemiyordum ama bana bir daha yakalayamayacağım bir fırsat sunuyordu.
"Gerçekten halledebilir mi?"
"Öyle umuyorum. Vergi kimlik numarası ile ilgili araştırma yaptım. Öğrenilmesi çok zor gibi durmuyor."
"Yani olur da öğrenirsen benim para vermem gerekir mi?"
"Asıl adama para teklif etsem işkillenir böyle işe hiç kalkışmaz. Emin ol geçerli bir sebep sundum. O adamı nereden buldun bilmiyorum ama bir daha sakın bilmediğin işlere kalkışma. O adamı şimdiye kadar çoktan polise şikayet etmiştim ama polis bizi de sorgulayacaktır. Ne diyecektin rüşvet vermek için mi buluştuk."
"Biliyorum yaptığım doğru değildi ama yapmam gerekiyordu artık bir şeyler öğrenmemin vakti geldi diye düşünmüştüm."
"Neden sana yardım ediyorum, biliyor musun? Senden bana söz vermeni istediğimde hiç de güven verici bakmıyordun. O zaman anladım bu işin peşini bırakmayacağını. Seni bile bile ateşe atamazdım."
"Ve yine bana yardım ediyorsun. Üstelik bunun seni de ateşe atabileceğini biliyorsun."
"Bak belki zengin bir iş adamı değilim. Her şeyi paramla yaptırıp işin içinden sıyrılamam ama benim de hatrımın geçtiği insanlar var."
"Her şey için sağol."
"Artık gitsem iyi olur, seni numarayı almak için arayacağım. Kendine iyi bak."
Vedalaştıktan sonra içeriye geçtim. Konuşurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım Enver Amca yokluğumu farketmiş olmalıydı.
İçeri girdim ve işe koyuldum.Çıkış saati yaklaşmıştı bu sırada Mert'le mesajlaşıyorduk. Bana arkadaşının tanıdığı bankacıyla konuştuğunu söylemişti.
Son olarak vergi kimlik numarasını da gönderip konuşmayı sonlandırmıştık. İçimi büyük bir heyecan kaplamıştı sonunda bir şeyler öğrenebileceğimi hissediyordum.Mert'le ilk tanıştığımız günden bugüne kadar çok şey değişmişti. Onunla bu kadar şey paylaşacağım aklımın ucundan geçmezdi. Mert benim gözümde Zeynep'in arkadaşından başkası değildi. Şimdi ise ona gerçek bir dost gözüyle bakıyordum. Sırf bana yardım ettiği için mi böyle düşünüyordum? Hayır bu istediğim bir şey değildi sadece bu tavrı bana değerli hissettirmişti. Bu yüzden ona karşı daha gerçek duygular hissediyordum. Minnettarlıktan daha fazlası.
Mardin'de çevrem sahte insanlarla doluydu. Yayacak dedikodu arayan, iftira atmaktan korkmayan insanlar sürüsü. İstanbul bana arkadaşlar kazandırmıştı benim iyiliğimi düşünen gerçek arkadaşlar. Buna alışmak benim için zor olmuştu ama artık her şey netti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ #Wattys2019
RomantizmDicle, yapraklarını teker teker düşüren sonbahar ağacı gibi sonunda yine kendisiyle başbaşa kalmıştı . Yalnızlığın kıyısında kaybolmuşken fark etmeden tutunduğu bir liman onun tek sığınağı olmuştu. Artık kaybedecek çok şeyi vardı. Onun en de...