Ankara'ya geldiğinden beri kendini ihmal eden Sina, Avukat Sami YILMAZER evden erken ayrılınca öğleye kadar zamanı kendine ayırmaya karar verdi. Bilgisayarında Avukat Sami YILMAZER ve Avukat Derya TUNALI için hazırladığı kartvizit örneklerinden birer çıktı alıp bilgisayarını kapattı. Çıktıları Sinem SERENLİ' nin Bloğundaki resminden görüp aldığı LV çantasına katlayarak yerleştirip soyunarak vücut bakımına girişti. Epey ayrıntılı bakım ve temizlik harekâtının ardından uzunca banyo yapıp çıktıktan sonra vücudunu boy aynasında inceledi.
Başarılı operasyon yaptığına kanaat getirip makyaj masasına oturarak kaşlarını ve saçlarını Sinem SERENLİ' nin sitilini örnek alarak düzenlerken odasının kapısı tıkladı. " Giyinik değilim Sevgi Hanım bir şey mi vardı?" diye seslendi kapıyı tıklatan Sevgi Hanıma. " Sina Hanım Avukat Bey aradı Saat:12.00'da Meclis yemek salonunda yemek randevunuz varmış" dedi biraz yüksek sesle Sevgi Hanım. " Teşekkür ederim Sevgi Hanım. Birazdan hazır olurum" dedi Sina.
Meclis toplantısını duyunca içinde bastıramadığı tuhaf bir sevinç dalgası oluştu. MİT Müsteşarı Şahin GÜVENER 'i göreceği için heyecanlanmıştı. Tesadüf de olsa temizlik ve bakım zamanlaması için kendini kutladı. Gardırobunu açarak kıyafetlere göz gezdirirken yine Sinem SERENLİ 'nin bloğuna koyduğu son fotoğrafındaki Pantolon, ceket, bluz takımı gözüne çarptı. TBMM resmi bir yerdi. Yemekte hazır bulunacaklar da devletin önemli kademelerinden olunca o kıyafeti giymeye karar vererek çıkarıp kıyafete uygun çamaşır tercihini de tamamlayarak giyinip makyajını da kıyafete uygun olarak yeniden yaptı. Kıyafete ve çantaya uygun ayakkabı seçimini de tamamlayıp diğer çantasındaki gerekli malzemeleri özenle LV' çantasına aktardı. Eksik olan parfüm seçimini de Sevgi Hanım tamamladı. Randevuya iki saate yakın zaman vardı. Evde bekleyip taksi ile gitmek yerine yürümeye karar verip Sevgi Hanımla vedalaşarak evden ayrıldı. Aklında yemeğe kadar olan süreyi yol boyunca uğramayı düşündüğü birkaç mağaza tamamlamak vardı.
Evden çıkıp ağır adımlarla Tunus caddesine çıktı. Gülözü sokağa kadar iki mağazaya uğradı. Biraz bakındıysa da içine sinen bir şey bulamayınca Gülözü Sokağa girip Atatürk Bulvarına yöneldi. Gülsüm-1 den sonra Müsteşar ile bir kez karşılaşmış, Sina Müsteşardan, Müsteşar Sina'dan gözlerini alamamıştı. Yemin işlemleri sırasında kısa bir zaman diliminde bir arada olmuşlardı. Şimdi mecliste yemek yiyeceklerdi. Muhtemelen de Gülsüm-1'deki kayıtlar ile ilgili olarak yemek sonrasında da görüşme gerçekleşecekti. Bir yandan Müsteşarı yeniden göreceği için içi içine sığmıyor, diğer yandan da heyetin anlatımlarına ilişkin neler sorabileceğini merak ederek Gülsüm-1' de anlattıklarını hatırlamaya çalışıyordu. Öyle dalgın dalgın yürürken Atatürk Bulvarına çıktığını fark etmeyip karşıya geçmek için birkaç adım attı.
Sina attığı o birkaç adımın ne kadar büyük hata olduğunu içgüdüsel olarak hissettiğinde artık çok geçti. Önce iki büyük metal kütlenin çarpışmasından kaynaklanan şiddetli gürültü, gürültüyü takip eden desibel gücü oldukça yüksek ve çeşitli tonlarda korna sesleri ile insan çığlıkları, hemen ardından insan çığlıklarını bastıran frenlenmiş araç lastiklerinin yola tüm güçleri ile tutunmak için yırtınışları duyulurken vücudunun sol tarafında şiddetli bir çarpma hissetti. Vücudunun sol tarafı ile birlikte tamamında hissettiği acı ile birlikte ayakları yerden kesilmişti. Bir süre kendini uzay boşluğunda gibi hissederken görüş alanının saatin tersi istikametinde döndüğünü, dönüşü tüm vücudunun yaptığını fark etmişti. Görüntüler ikinci kez dönerken siyah zemine hızla yaklaşıp oldukça sert bir şekilde çarparak yuvarlanmış, yuvarlanmayı beyni hissederken gözleri görüntüyü kapatmıştı.
Saniyeler içinde baş döndüren hızla gelişen kargaşada sağ kulağının üstünde, sol gözünün üstünde, sol kolunda ve sol bacağındaki acı kendini vücudunun tamamından fazla hissettiriyordu. Kulakları olan biteni ve hala devam eden çığlıkları duyuyor ancak görüntü alamıyordu. Olduğu yerden kıpırdamadan gözlerini açmak için kendini biraz zorlayınca yavaş yavaş beliren ışık yerini flu görüntülere, flu görüntüler de yerini nispeten biraz daha net görüntülere terk ederken istem dışı acı ile inledi. Görüntü alanında koşturan çeşitli bacaklar, bitmez tükenmez çığlıklar kulaklarında çınlarken az ötede LV çantasını gördü. Vücudunun sağ tarafında diğer tarafına oranla çok az acı hissedince kalan bütün enerjisini toparlayıp yaptığı bir hamle ile çantasını sapından yakaladı. Bir hamle daha gerçekleştirip çantanın saplarının içinden sağ kolunu geçirerek gövdesini altına alıp göğsüne yaslarken gözüne bir adamın görüntüsü takıldı. Adam bıyık altından sinsi bir gülüşle sabit bir noktaya bakıyordu. Adamın yüzü bir anda midesini bulandırdı. Sanki ölümün yüzüydü o yüz, o saçlar, o bakış, o sinsi gülümseme fiziki acılarını bastırıp yerini tüylerini ürpertecek kadar korkuya terk ettiren o yüz. Mide bulantısı had safhaya gelip kusma eylemine dönüşmek üzereyken birden bire her yeri cınhıraş siren sesleri sardığında Sina'nın görüntü alanı yenilen bulanıklaşıp flu'ya dönerek aniden karardı. Görüntü ile birlikte ses de kayboldu.
��

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRA DIŞI YAŞAM ÖYKÜLERİ-2 ( KAYIP FORMÜL )
General FictionSina Amerika'da doğup büyüyen, Stajını NASA'da tamamlayan Bilgisayar donanım ve yazılım Mühendisiydi. Babası Cevdet SOLEY ise Türkiye' nin yetiştirdiği önemli bilim insanlarından biriydi. Sinem eğitimini Avrupa'da tamamlayan moda tasarımcısıydı. Bab...