Ben Elinda. 17 yaşındayım ve gayet güzel bir hayatım var. Birçok kişiye göre daha mutlu olduğumu söylüyor herkes. Her ne kadar ben de öyle düşünsem de bazı problemler var elbette. Annem Almandı. Ben 10 yaşındayken vefat etti.
Benden başka bir kardeşim daha var. Adı Arda. O da şu anda 12 yaşında. Benim şu anda asıl problemim üvey annem. Bana ve kardeşime çok iyi davransa da onu hiç sevmiyorum. Babam her zaman bana, onunla bize bakması için evlendiğini söylerdi. Fakat buna inanmıyordum. Ama yine de babamı üzmemek için bundan ona hiç bahsetmedim. Çünkü o da bizim iyi anlaşmamız için elinden geleni yaptı.
Aslında babamı da yeniden evlendiği için sanırım asla affetmeyeceğim. Şu an ailemde oturup uzun uzun konuşabildiğim sadece kardeşim var.
İlk okuldan beri çok iyi anlaştığım arkadaşlarım da var. Mesela Buket. En iyi arkadaşım o. Arkasından Sedef ve Betül geliyor. Bir de Kerem var tabii. Bir de Deniz. Betül ve Sedef hariç hepsi ilk okuldan arkadaşım. Genelde beraber takılırız.
Her zaman gittiğimiz bir kafemiz var. Sedef orada çalışan çocuktan hoşlandığını söylüyor. Ayrıca yapmayı çok sevdiğim şeyler var. Mesela seyahat! Özellikle de trenle. Yada şarkı söylemeyi çok severim. Her ne kadar kendi sesimi beğenmesem de arkadaşlarım çok güzel olduğunu söylüyor. Bisiklete binmeye de bayılırım! Yabancı dil öğrenmeyi de çok severim. Almanca, İngilizce , Türkçe -Benim için yabancı bir dil- ve Rusça biliyorum. Şu an Fransızca öğreniyorum.
Piyano, keman ve yan flüt çalabiliyorum. Ve fotoğraf çekmeyi aşırı seviyorum.
Uzun dalgalı kumral saçlarım, yeşil gözlerim var. Orta boyluyum ve orta kiloluyum. Güzel olmadığımı düşünsem de arkadaşlarım öyle düşünmüyorlar. Ancak bu konuda hala fikrim değişmiş değil.
Hayatımı seviyorum. Herşey yolunda.
... Sanırım.
♥★♣
"Gerizekalı."
Sinirlenmiştim. Elimde ice tea şişesi, parçalamaktaydım. "Nefret ediyorum ondan! Aptal!"
"Sakın ol." dedi Betül.
Halka açık bir parkta oturuyorduk. Fazla insan yoktu, zaten sabahın bu saatlerinde koşu için gelen tek tük insandan başka kimse burada olmaz.
Duygu'ya kızmıştım. Aslında pek de önemli olmayan bir sebepten tartıştık. Ama babamın onu savunması beni çileden çıkarmıştı. Duygu, üvey annemdi. Ondan nefret ediyorum ve artık bunu saklamıyordum.
"Geldiğin için sağ ol."dedim daha sakin ses tonuyla. Desteğe ihtiyacım olduğunda, Betül hep yanımda olurdu. O olmasa ne yapardım bilmiyorum.
"Daha iyiyim."
Yalandı. Yani, tam olarak doğru değildi çünkü iyi değildim. Ama onu incitmekten korkuyordum. Sabah tartışınca Betül'ü arayıp gelmesini söylediğimde hemen buraya gelmişti. Bense etrafımızda koşan insanların bakışları arasında ağlamıştım. Bu çok rahatlatır beni. Ağlamak, bence en güzel şeylerden biri. Ben ağlayınca o da bana ice tea almıştı, ki mangoluyu çok severim.
"Emin misin?"
"Evet evet. Gerçekten iyiyim. Geldiğin için sağ ol." dedim tekrar.
"Önemli değil elbette. Ama biraz daha dursak iyi olur sanki, ne dersin?"
"Duygu merak eder. Ona haber vermeden çıktım evden. Şimdi eve gideyim, sonra senle buluşuruz olur mu?"
"Peki." dedi. "Öyle olsun bakalım. Ya gece bende kalmaya ne dersin!?"
Gözleri parıldıyordu. Zaten şu an bu, balıklama atlayacağım bir teklif olduğundan düşünmeden kabul ettim.
"Tamam. Akşamüstü size gelirim. Ordan eşyaları bırakıp alış veriş gideriz."
"Anlaştık." dedi. "O zaman gidip senin için oda hazırlatayım anneme. Sen de izin al, aksilik olursa ara beni."
"Peki." dedim o konuşurken tenekeyle kestiğim elimi ondan saklamak için masanın altına götürürken.
Ayağa kalktı. "Tatlım. " dedi, bana sarıldı. Sonra gözlerime baktı. "Üzme kendini olur mu?"
~~~~~♥♡♥~~~~~
O gider gitmez kanayan elime baktım. Birazcık derindi. Ama acımıyordu. Kenardaki büfeye gittim ve peçete alıp elimi sardım.
Eve gittiğimde Duygu elimi görünce çığlığı bastı.
"Ne oldu eline!!"
"Bir şey olmadı. Sadece kestim."
"Ne ile?!"
"Önemli bir şey olmadığını söyledim sana!"
Ben bağırınca bu sefer de o sesini alçalttı.
"Ben sadece seni düşündüm Ell."
"Düşünmeni istediğimi sanmıyorum." dedim yine yüksek sesle.
"Peki." dedi. "Ecza dolabında sargı bezi var, istersen elini sar."
Kafamı çevirip ona baktım. "Bana bir daha Ell deme."
Dönüp tam gidiyordum ki arkamı döndüm. "Bu arada gece Betüllerde kalacağım."
Bana baktı. "Karar vermişsin zaten." diye laf sokmaya çalıştı.
"Evet." dedim. "Evet verdim akşam gideceğim. Az sonra da alışverişe gideceğiz. Bay bay."
Cevap vermedi. Ben de ona cevap vermedim ve odama gittim.
Cüzdanımda yeteri kadar para vardı böylece onlardan istemek zorunda kalmadım. Küçük valizi depodan çıkardım. Ardından da içine eşyalarimi doldurdum. Betül'e mesaj attım ve yarım saate orda olduğumu söyledim. Telefonumu cebimde attım, odanın kapısına post it asarak gittiğimi söyledim.
~~~~~♥♡♥~~~~~
Betüllerin kapısını çaldım. Açan Betül'ün annesi Sırma teyze oldu.
"Hoş geldin kızım" dedi güler yüzüyle.
"Hoş buldum."dedim. Bir yandan valizimi çekiştiriyordum.
"Betül söylemiştir, bu gece birazcık misafirinizim."dedim içeri geçerken.
"Evet duydum kızım."dedi yine içten gülümsemesiyle. "Daha sık gelmelisin bize."
"Peki."dedim sırıtarak. Moralim biraz olsun düzelmişti. O sırada Betül yukarıdan merdivenleri atlayarak geldi. Boynuna atladı.
"Hoş geldin!"
"Hoş buldum tatlım."
"Hiç valizini yerleştirme, hemen çıkalım."
"Peki." dedim ve evden çıktık.
~~~♥♡♥~~~
Eve geldiğimizde alışverişin bana yaradığını fark ettim. Kendimi daha iyi hissediyordum ve elimin acısını hatırlamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENDEN NEFRET EDİYORUM
Romance17 yaşında bir genç kız, Elinda... Arkadaşları ile herşey yolunda. Peki ailesiyle? Hayatı gerçekten güzel mi? Yoksa hayatına yeni giren biri herşeyi daha mı güzel yapacak? Yada belki... daha berbat?