Telefonumu çıkartıp Justin'e mesaj yazdım.
Kime: justin
Justin? Müsaitmisin?
Birkaç dakika sonra cevap geldi.
Kimden: justin
Evet hayatım? Bir sorun mu var?
Kime: justin
Çok kötüyüm. Sana gelebilir miyim?
Kimden: justin
Tabii bebeğim. Nerdesin? Seni alayım mı?
Kime: justin
Yok sağol. Geliyorum.
Telefonumu cebime sıkıştırıp adımlarımı hızlandırdım. Zaten justin'in evine sadece 5 sokak ilerdeydim. Koşmaya başlayıp justin'in evine varmayı başardım. Lüks apartmandan içeri girip asansöre bindim. 6. Kata çıktım. Kapının önüne gelince zili çalıp kapının açılmasını bekledim. Dakik kankam bieber kapıyı hemen açtı ve açtığı gibi beni kollarının arasına aldı.
"Bebeğim sorun ne? Bana anlat" Salona doğru ikerlerken justin beni bırakmamıştı.
Koltuklardan birine oturduk ve ellerimi tuttu. Anlat der gibi baktı ve konuşmamı bekledi. "John. Beni aldatıyormuş." Burnumu çektim. "Az önce onu kızla sevişirken yakaldım. Sanki kalbim ortadan ikiye ayrılmış gibi hissettim" daha çok ağlamaya başladım. "Ve ondan ölesiye nefret ediyorum" "ağlama bebeğim. Değmez. Bak geçti. Benim yanımdasın" beni kollarıyla sarıp kafamı göğüsüne bastırdı. "Sen benim güçlü kızım değilmiydin? Ben şimdi o zayıf kızı görüyürum" bende kollarımı onun beline sardım.
Kapının yumruklanmasıyla justin kollarını benden çekti ve kapıya baktı.
JUSTİN'İN AĞZINDAN
Kolarrımı Irina'nadan çekip kapıyı açtım. John piçi gelmişti. "Ne var?" "Irina burada mı?" Onu dışarıya doğru itip konuştum. "Sen ne hakla kızı üzersin ha? Gidip de o kızla sevişsene mal !" "Irina'yı çağır bieber?" "Git burdan john" içeri girip kapıyı kapattım. Irina'nın yanına dönüp koltuğa oturdum. "Uyumak istermisin tatlım?" "Olur" birlikte ayağa kalkıp odama gittik.
Merdivenlerden çıkarken onu kucağıma aldım ve odama kadar taşıdım. Kapıyı açıp içeri geçtik. Irina'yı yatağa bırakıp tişörtümü çıakrdım. Irina yorganı kaldırıp içine girmekle uğraşıyordu. Kıkırdayıp yanına uzandım. Bu sefer o kollarını bana sardı. Kafasını boynuma gömüp dudakalrını değdirdi.
"İyi geceler prenses" "Sanada" Onu rahatlarmak amacıyla saçalrıyla oynamaya başladım. Çok hoşuna giderdi. 13 senedir onu tanıyorsam öyledir. Yavaşça fısıldadı. "Beni mutlu ediyorsun justin" "Sende beni" yanağına öpücük kondurdup bana bakmasını sağladım. Elimi yanağına koyup okşadım. "İyiki seni tanıyorum" "Bende seni sarı kafa" Elini yanağını okşayan elime koyup öptü.
Bu kıza bayılıyorum.
***
IRINA'NIN AĞZINDAN
Gözlerimi taciz eden güneş ve nefes almamı engelleyen kollarla uyandım -nası bi cümle bu amk?- . Justin yanımda saçları dağılmış ve kirpikleri birbirine girmiş bir şekilde uyuyordu. Bebek gibi. Çok tatlıydı. Ve bana değer veriyordu. Asıl bunun için onu seviyordum.
Bana hep yanımda olacağına dair söz vermişti ve sönü tutuyordu.
-neyse
Justin'in yanağına öpücük kondurdup okşadım. Dün bana yaptığı gibi. Yavaşça gözlerini açmaya başladı. Ama tek gözü yapışmıştı. Bu da benim gülmeme sebep olmuştu. "Günaydın prenses" "Günaydın Juzzy" Burnuma öpücük kondurup yatakta doğruldu. Kapını a çılmasıyla bakışlarımızı o tarafa doğrulttuk.
LANET OLSUUUUUUUNNNNNNNNNNNNNNNNN...
