delikanlının yanağındaki yara izini sordu. Daha kız sorusunu sorarken, genç adam, kızın kendisini
konuşturmaya çalıştığını anladı ve bundan kaçınarak, kızı konuşturmaya karar verdi.
Elini yanağına götürerek:
— Sadece bir kaza, dedi. Bir gece, park gibi bir yerde demir üstünde yatarken şiddetli bir fırtınaya tutulduk,
direk halatları kurtuldu, arkasından da palan-
14
Jack London
ga. Direk tel halattandı, bir yılan gibi kıvrılarak sağa sola vuruyordu. Bütün çalışanlar, onu yakalamaya
çalışıyordu, ben atıldım üstüne ve çarpıldım işte.
Kız, delikanlının konuşmasından bir şey anlamamıştı ama bu defa anlamış gibi yaparak,
— Oh, dedi.
Bir yandan da kendisine yabancı bir dil gibi gelen bu konuşmada geçen, "halat" ne acaba, "çarpılmak" ne
demek diye kendi kendine sordu. Delikanlı planını uygulamak amacıyla:
— Şu Swaynborn, diye söze başladı.
— Kim?
Genç adam, aynı yanlış söyleyişle:
— Svvaynbörn, diye tekrarladı. Kız,
— Swinborn, diye düzeltti.
Delikanlı, yanakları yeniden yanmaya başlayarak:
— Evet, o herif, diye mırıldandı. Öleli ne kadar oldu?
Kız, ona merakla bakarak:
— Vallahi, öldüğünü duymamıştım. Nerede tanışmıştınız? diye sordu.
Delikanlı yanıt olarak:
— Hiç gözümle görmedim onu, Ama tam siz içeri girmeden önce, şu masanın üstündeki kitaptan onun bazı
şiirlerini okuyordum. Nasıl buluyorsun şiirini?
Böylece kız, onun ortaya attığı konu üzerinde rahatça konuşmaya başladı. Delikanlı da kendini daha
15
Martin Eden
rahat hissetti, sandalyenin ucundan, geriye doğru hafifçe yerleşti; sanki sandalye altından kaçacak da, onu
üstünden yere fırlatacakmış gibi, sımsıkı yakalamıştı. Kızı durmaksızın konuşturmayı başarmıştı. Kız
konuşurken, delikanlı da, onun o güzel kafacığından bu kadar bilginin nasıl çıkabildiğine şaşıp, bir yandan
yüzünün soluk güzelliğini içine sindirerek onu takip etmeye çalışıyordu. Kızın dudaklarından acele acele
dökülen, alışık olmadığı kelimeler ve kendi zihnine yabancı gelen eleştiri cümlecikleriyle düşünüş şekillerinden
sıkılmasına rağmen takip etti. Bu, onun zihninde kamçı etkisi yarattı. Zihni bu kamçının etkisiyle yanmaya
başladı. Burada aydın bir hayat var işte, diye düşündü; kendisinin, varlığını hiçbir zaman hayal edemediği bir
güzellik, bir sıcaklık, bir olağanüstülük vardı. Kız, adeta delikanlının hayal gücüne kanat takmıştı. Delikanlının
gözlerinin önünde, uzaktan belli belirsiz birer hayal şeklinde ve olduklarından daha büyük görünen dev gibi,