SIRA DIŞI YAŞAM ÖYKÜLERİ-2 ( KAYIP FORMÜL )

BÖLÜM-65

        Holding de Seher, SİSER' de Prof. ADA işleri ele almış, Holdinge bağlı A.Ş. lerde Selma'nın uygulamaya koyduğu yarı otonom yönetim projesi ile kendi kendilerini yönetir duruma gelmişlerdi. Serenli Holding ve Bağlı A.Ş. lerin hisseleri tüm zamanların en zirvesindeydi. Borsa Seans izleme salonuna geçtiğinde Seher ve Nedim Bey'i borsayı izlerken buldu.

        Onları selamlayıp küçük ekranda Serenli ve bağlı Kuruluşlarının hisselerine, dev ekranda tüm borsa işlemlerine göz atıp " Seher elimizde Holding ve bağlı kuruluşlarının hisseleri var mı?" diye sordu. " Tüm bağlı kuruluşların arz miktarının % 20-25' i ile Holding'in % 30' u kadar arz hissesi var " diye cevap verdi Seher. Sinem " Elimizdeki tüm hisselerden çıkıp kriz dönemlerini izleyelim. Muhtemel krizlerde günün taban seviyesinin altına düşmemesi için yoğun alımlara girip yatay seyre alalım" dedi bu kez Sinem.

         Duyduklarına inanamamış gibi ikisi de Sinem'e bakarken Seher " Neden böyle bir operasyona ihtiyaç duydun? Paraya mı ihtiyacın var? Bana bu yaptığın pek etikmiş gibi görünmedi. Dünyanın parasını kazanacaksın" deyince Sinem " Seher Hanım siz borsa spekülasyonları üzerine doktora yapmışsınız ve olaya tam anlamıyla para kazanıp kaybetme olarak bakıyorsunuz. Oysa ben olaya ticari açıdan arz/talep dengesi üzerinden bakıyorum" deyince " Nasıl yani olayı tam algılayamadım" dedi araya giren Nedim Bey. " Nedim Bey ben piyasaya pazar yeri gibi bakarım. Pazara tezgâh açıp mallarımızı üstüne yerleştirmişiz. Alıcılar pazara girip tezgâhları dolaşıyorlar. Bizim tezgâhımızdaki mallar satılık olmayınca başka tezgâhlara bakmaya başlıyorlar. Pazardaki başka tezgâhlarda bizim malımızı satılık görünce de hemen alıyorlar. Biz mallarımızı primliyken neden tezgâhta tutup satmayarak müşterileri kaçırıyoruz? Mallarımızı zamanında satarsak ne olur?" diye sordu Sinem Nedim Bey'e. Nedin Bey " Müşteriler malları bizim tezgâhtan alır ve elimizde mal kalmaz elimizde de kamyon dolusu para olur" diye cevapladı soruyu Nedim Bey.

         Sinem devam etti " İşte sorun burada başlıyor. Kamyon dolusu paranın ne olacağı çok önemlidir. Ya nakitte kalıp pazarda bu kez alıcı biz olup tezgâha koymak için yeni mallar bakacağız, ya da pazarda satmak için tezgâha yeni mallar koyacağız. Bizim Borsa'da para kazanma gibi bir gayemiz olmadığına göre yeni mallara bakmanın gereği yok. Tezgâha koyacağımız yeni mallarımız da olmadığına göre yapacağımız tek şey boş tezgâhın başında alıcı olarak bekleyip olağanüstü bir durumda bizim malımızı bize satmak isteyen olursa ucuzladığı zaman kendi malımızı bildiğimiz için alıp tezgâhımızı yeniden kendi mallarımızla dolduracağız. Bunu yaparken de Mallarımızın değerlerini düşürmeyeceğiz ki tezgâhımızın daima ziyaretçileri olsun öyle değil mi?" dedi.

         Sinem'in anlatımını ağzı açık dinleyen Seher " Aaay bide doktoralı borsacı olacağım. Borsaya ben hiç bu açıdan bakmamıştım vallahi çok haklısın. Nedim bey hazır tavanları yakalamışken yabancıları kaçırmayalım o zaman" dedi Seher.

          Seher ve Nedim Bey'i borsa seans izleme odasında bırakıp odasına dönerek yerine oturup önce kendi E-Maillerinden müsteşarın yazdıklarını okuyup sonra Müsteşarın şifresinden girerek onun E-mail'ine göz attı. E-Mail taslaklarında kendisi için hazırlanmış ancak gönderilmemiş birçok E-Mail Taslağını görünce çok sevindi Çünkü taslaklarda tam anlamıyla dile getirilmemiş buram buram tüten aşk kokuları vardı. Neşeyle taslakları kopyalayıp bilgisayarına aldı. Taslaklar E-Maile dönüşüp geldiğinde cevaplarına hazırlıklı olmalıydı. Müsteşara gelen Mailleri incelerken birden kalbi hızla çarpmaya başladı. Müsteşar yabancı bir heyetin Hilton'daki kokteyline katılacaktı. Hemen Hilton'un bilgisayar ağına girip kokteylin yapılacağı salonu ve salonda bulunan Güvenlik kamera sistemini buldu. Toplantı saatine bir saatten fazla zaman olduğunu görünce bağlantıyı kesmeyip ekranın altına aldı. Müsteşardan kendisine gelen E-Maile cevap yazıp yine yurt dışından gönderilmiş gibi yolladı.