SIRA DIŞI YAŞAM ÖYKÜLERİ-2 ( KAYIP FORMÜL )

BÖLÜM-76

         Yemekte ara ara göz göze gelmeleri, utangaç ve çekingen bakışmalar olsa da Müsteşar düşünceli halini sürdürürken Sinem ciddi, sinirli, bunalımlı hallerini bırakmış, yeniden aslına o tatlı şirin hallerine dönmüştü. Yemeği pek canları istemediğinden biraz atıştırıp kalktılar. Kamelyadan çıkıp ağır adımlarla iskelenin ucuna kadar gelip yan yana durarak gölü seyre koyuldular.

         Müsteşar başını çevirmeden " Galiba soru cevap bölümüne geldik Sina " Sinem başını çevirmeden Müsteşarın hemen sözünü keserek " Sina öldü. Siz Sina'yı mezara gömdünüz ben de içime. Beni herkes Sinem olarak kabul etti. Sen de kabul et lütfen" dedi. " Gülsüm-1 de ilk görüşte âşık olduğum o güzellik, unutamadığım o bakışlar, hayran kaldığım zekâ şu an yanımda duruyor. Adı Sina ya da Sinem önemli değil varlığı yeter. Yemekte gözlerini görür görmez âşık olduğum kadını gördüm. Beni seviyor musun Sinem?"

         Sinem'in gözleri buğulanırken kalbi deli gibi atıyordu. Heyecandan sesi boğulmuştu " Cevabını biliyorsun ama illa duymak istiyorsan evet. Gülsüm-1' in barında kalbim nasıl deli gibi attıysa şimdi de öyle atıyor. Seni Seviyorum" " Bundan sonra ne yapacaksın?" " Tamamen sana bağlı" " Bana bağlı olan nedir? Biraz daha açar mısın lütfen "

         Sinem yavaş yavaş Müsteşara dönüp başını hafif yukarı kaldırarak gözlerini Müsteşarın gözlerine kilitledi." Önümüzde bir otomobil var. Şartlarımı kabul edersen sürücü koltuğuna geçersin ben yolcu koltuğunda rehberin, desteğin, yol göstericin olurum. Birlikte hedefe güvenle ulaşırız. Yok olmaz dersen yolcu kapısını kapatır sürücü koltuğuna ben geçer gaza basarım. Hedefe varana kadar nerelere çarpar, nerelere toslarım, kimleri ezer, kimlere zarar veririm bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. Çok da umurumda değil zaten" dedi. " Şartlarını da söylersin herhalde değil mi?" " Evlen benimle Şahin. Hemen bu gün başka şartım yok "

        Müsteşar gözlerini Sinem'in gözlerinden ayırmadan uzanıp Sinem'in ellerini tutarak " İlk görüşte âşık olduğum, kaybıyla acılar içinde yandığım, bulduğumda çılgına döndüğüm, şimdiyse sıcacık ellerinden tuttuğum, Anam, Canım, Vatanım kadar sevdiğim Sinem, Sinemim, Hemen, şimdi bu gün benimle evlenir misin?"

        Sinem zapt etmekte güçlük çektiği sevinç damlalarını kendi haline bırakarak kollarını Müsteşarın boynuna dolayıp dudaklarını Müsteşarın dudaklarına yapıştırdı. Uzun öpüşmede verdikleri ilk arada " Canım, Aşkım, Sevgilim Evet, evet, binlerce kez evet. Seni çok seviyorum bir tanem" Yeniden Müsteşarın kollarına atılıp İçinde Arzu, istek, tutku, özlem, aşk, sevgi dolu olan öpüşünü yeniledi.

        Biraz ilerideki çiftliğin iskelesinde iki ihtiyar taburelerine tüneyip oltalarını göle sallamış ama gözlerini SİSER' in iskelesine dikmişti. Çiftin öpüştüğünü görünce gözlerinden süzülen birkaç damla mutluluğun eşliğinde başlarını yavaşça göle çevirip gözlerini oltalarına dikerken yanaklarına tebessüm yayılmıştı.

       Sinem Müsteşarın elini tutup mutlulukla Siser' e dönünce müsteşar da ona eşlik ederek ağır adımlarla el ele yürümeye başladılar. Müsteşar " Eminim her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlamışsındır. Yanılıyor muyum?" " Nikâhımıza üç saat var sevgilim. Özel biri yoksa Prof ADA şahidin olmayı seve seve kabul edecektir. Saat:17.00' de Gölbaşı Belediye Nikâh salonu, 19.00'da da Kervan Restoran bize tahsisli. Nikâha ve Yemeğe davet etmek istediklerin varsa mutlu olurum. Annen için Dr. Meral ve ekibini özel ambulans ile görevlendirebilirim" " Prof ADA'nın şahitliğine sevinirim. Annem için hayır riske girmeyelim. Daha sonra ziyaret ederiz. Nikâha ve yemeğe davet etmek istediğim birkaç kişi var ki onları ben ararım. Biri de Songül VARLI" dedi müsteşar muzip muzip gülümseyerek.