#3

214 12 2
                                    

Yıldızları gökyüzünde tutan şey nedir?
İnsanlar nede bu kadar acımasız?
Yaşamı zorlaştıran tek şey farklılıklar.
Henüz 17 yaşında beni yoran şey farklı oluşumdu halbuki beş parmağın beşi bile aynı değilken insanların beni farklı oluşum yüzünden dışlaması canımı yakmakla kalmıyor beni öldürüyordu.

•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

"Hiç doğmamak gibi bir şey bu son kez nefes almak gibi şimdi bir nefes çekin içinize çünkü sizin her soluk alıp verişinizde bir insan son kez nefes alıp ölüyor."

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
Elimdeki kitaplara sıkıca sarıldım peki ya şimdi ne yapacaktım?
ne diyecektim ona?
Lanet olsun bu durumdan nasıl kurtulacaktım elimdeki kitapları o kadar çok sıkıyordum ki parmaklarım uyuşmuştu
"Şey... ben aslında."
"Seni dinliyorum."
Diyip yüzündeki o kocaman gülümsemeyle gözlerimin içine baktı.
Derin bir nefes aldım ve
"Daniel!"
Bu Mark'tı yine imdadıma yetişir gibi koşmuştu başımı çevirdim ve 30-40 adım uzağımdaki Mark'a gülümseyerek baktım. Elini salladı ve gelmemi söyledi derin bir oh çektikten sonra
"Daha sonra konuşalım çok önemli bir konu."
Diyip kocaman adımlarla Mark'ın yanına gittim
"O kız sana ne dedi?"
"Hiç."
Ona bu utanç verici şeyi söylemek istememiştim sadece.
"Danial uzatma söyle!"
Bu öfkesine anlam verememiştim mecburen söyledim.
"Benden hoşlandığını söyledi."
Diyip başımı öne eğdim
"Ne?!"
"Duydun işte."
Mahçup bir şekilde yanından ayrılırken omzumdan tuttu ve
"Bi daha o kızın etrafında dolaşma, başına iş açmasını istemiyorsan."
Aslında haklıydı sonuçta ben bir eş cinseldim bu yüzden bir kızla işim olmazdı.
"Daniel!"
Başımı ona çevirdim.
"Dersleri bilmiyorsun , Sınavlara nasıl gireceksin?"
"Girmeyeceğim."
"Sınıfta kalırsın ve aileni çağırırlar"
"Aileme söyleyeceğim."
"Anlamadım?"
"Babama eş cinsel olduğumu söyleyeceğim."
"Ya kötü karşılarsalar."
"Büyük ihtimalle öyle olacak ama bu okuldan kurtulmam gerek."
"Okuldan kurtulmak mı?"
"Evet."
"Çıldırdın mı sen?"
"Hayır neden ki?"
"Okuldan ayrılırsan ya şey olursa...."
"Ne olursa?"
"Şey şey iş sahibi olamazsan"
"Umrumda mı?"
"Çalışmayıp napıcaksın meslek şart o yüzden gitme bi yere bence, tabi yinede sen bilirsin."
"Bilmiyorum Mark burası beni her gün biraz daha öldürüyor."
"Anlıyorum."
"Neyse ben eve gidiyim."
Başını yere eğdi
"Görüşürüz"
"Görüşürüz"
Dedim ve eve gitmek için bir sokak ötede beni bekleyen aracıma gitmek için adım attım aracıma bindim ve kapıyı hızlıca çarptım kalabalık insanların cafeleri dolup taşmasına sebep oluşunu seyrettim
Camın perdesini hızlıca çektim ve kollarımı bağlayıp
Somurttuğum sırada şöförün sözlerine kulak verdim.
"Daniel bey Jon'un sana selamı var."
Diyip sırıttım.
"Jon mu?"
"Evet"
"Jon bunu gelip size mi söyledi."
"Jon benim oğlum"
Diyip pis pis sırıttı.
"Kahretsin!"
"Çek sağa çabuk!"
"Ama Daniel BEY"
"Çek dedim lanet herif!"
Hiç bu kadar öfkelenmemiştim eve yürüyerek gitmeyi tercih ederdim sağa çeker çekmez koşar adımlarla farklı bir sokağa girip taksi aradım yürümek bana göre değildi.
"Taxi!"
Diye elimle işaret ettikten sonra yalıya gitmesi için komut verdim
Yolculuk çok sürmedi taksici
"47tl"
Dedi elimi çantama attım ama 5 kuruş bile yoktu
"Biraz bekler misiniz evden para alayım."
Evin zilini aceleci bir şekilde çaldım içeri girip babama seslendim ve
"Baba 47 tl verir misin?"
"Veririm oğlumda hayırdır?"
"Taksiyle geldimde."
"Taksi mi?"
"Evet"
Diyip elimdeki 50 tlyi hızlıca alıp taksiciye uzattım para üstünü beklemeden hızla eve koştum bu sırada odama geçerken babamın seslenmesiyle yerimde donup kaldım.
"Daniel!"
"Evet baba"
"Otur şöyle konuşmamız gerek."
Başımdan kaynar sular akıyordu sanki ama şimdi tam sırasıydı
"Senin için milyarlar harcayıp araba ve şöför aldım neden taksiyle döndün?"
"Çünkü o şöför diye tuttuğun adam Jon'un babasıydı."
"En yakın arkadaşımdı paraya ihtiyacı olduğunu duydum yardım ettim kötü mü?"
"Kötü Jon'la uzun süredir kavgalıyız barışmaya niyetimiz yok onun çevresini görmek istemiyorum yakınımda."
"Neden bu nefret?"
"Aslında benimde sana anlatmam gereken şeyler var beni anlayışla karşılayacağını düşünüyorum baba."

"Nedir o oğlum?"

"Biliyorum şimdiye kadar benim için çok çabaladın çok uğraştın savaştın ama bazı şeyler her zaman olması gerektiği gibi olmaz"

"Evet daniel sonuca gel oğlum."
"Baba ben bir eş cinselim"
Babamın gözlerinden ateş fışkırıyordu yapmak zorumdaydım buna mecburdum babam uzun süre sustu ve dolan gözlerine dokunmadan
"Çık!"
"Baba!"
"Çık git bu evden."
"Baba ne diyosun?"
"Senin gibi bi oğl.. evladım yok benim!"
Kolumdan tuttuğu gibi
Dış kapıyı açtı ve beni ittirdi
Her şey bi anda çirkin bir hal almıştı ve benim canım çok yanıyordu
"Babam beni hep oğlum diye severdi ismimle hitap etmezdi asla ve asla bilmezdi bir oğlu olmadığını
ÖZÜR DİLERİM BABA BEN BİR EŞCİNSELİM."

"Jack onu bu yüzden suçlayamazsın!"
Annem çaresizce babamın tuttuğu yakamdan ayırmaya çalışırken babamın öfkesi bir türlü geçmiyordu.

"Sana kimsenin sunamayacağı fırsatlar sundum ben lüks bir hayat verdim bunu bana nasıl yaparsın s*ktir git bu evden!!!"
Düştüğüm yerden ellerini yakamdan çektiği an kalktım
"Daniel!"diye arkamdan bağırıp ağlayan anneme döndüm
"babanla konuşucağım ben eğer edemezsem bu kart yanında bulunsun."
"Hayır anne o adamın parasını istemiyorum."
"Saçmalama ben istiyorum bunu aklım sende kalıp meraktan ölmemi mi istiyorsun."
"Hayır ama-"
"Al hadi"
Diyip tutuşturdu
"Hoşçakal annem"
Dedim ve göz yaşlarına boğulan annemi daha fazla üzmemek için hızlı adımlarla bahçeden çıktım gitmeden önce son kez evime yuvama baktım ve bundan sonraki hayatımda ne yapacağımı düşündüm
Bir ailem yoktu, bir arkadaşım yalnız biriydim artık,  evsiz biri.

~ Doğudunuz büyüdünüz bir yuvanız oldu bir hikayemiz dostlarınız neydi bi ?
Doğal afet gibi her şeyimi bir anda elimden alan ne yapacaktım? Doğmamı ailem kadar bende istemiyordum ama yine elimde değil işte, öylece sessizce ölüyordum bir köşede
HOŞÇAKAL GEÇMİŞİM.~

•>•>•>•>•>•>•>•>•<•<•<•>•>•>•>

Hızlı adımlarla son kez gideceğim okuluma veda etmek eşyalarımı toparlamak için gidiyordum herkes tarafından dışlanacaktım yine ama veda etmem gereken biri daha vardı ve o kişiyi hepimiz çok iyi biliyoruz
MARK.
Okul müdürü içeri girer girmez

"Daniel baban kaydını okulumuzdan aldı bu durumda bu okulumuzun artık öğrencisi değilsin burda ne işin var?"

"Bi arkadaşıma veda edicem bana çok yardımcı oldu sonra gidicem."
Derken Mark'ın kalın sesi koridoru inletmeye yetti.
"Daniel."
"Sorun ne?"
"Şey biraz konuşalım mı?"
"Düşündüğüm şey değil dimi?"
Mark'ın Kolundan tutup hızlıca okul bahçesin çektim
"Babama eşcinsel olduğumu söyledim."
Diye fısıldadığım sırada meraklı gözlerle bana bakıyordu
"Eeee?"
"Beni evden attı"
Diyip gözlerimi kapatıp uzun uzun bir noktaya bakarken gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim Mark ağzı açık şekilde bana bakıyordu.
"Yapmamanı söylemiştim."
"Söylemek zorudayım"
"Hayır değildin.
Kendini bir bokun içine attın beni dinleseydin ne olurdu sanki?"
"Mark neler yaşadığımı biliyorsun."
"Çözüm babana ben bir Gay'im demen miydi"
"Lanet olsun! Ne yapa bilirdim?"
"Bundan daha iyi bir çözüm yolu vardı."
"Ne gibi?"
"Zengin bi züppe değil misin eğitimi güzel değil desen-"
"Mark!"
"Ne var!"
"Beni anlayan tek kişi olduğunu düşünmüştüm. Neyse hoşçakal teşekkürler herşey için."
Tutunacak neyim kaldı?
Tanrı çocuklarını affederdi.
Oysa benim günahım bile yoktu.
sorry dad.
(Üzgünüm baba.)
I'm a homoseksüel.
(Ben  bi homoseksüelim.)
I am cry
(Ağlıyorum.)
    I am helpless
(Çaresizim.)
and
(Ve)
No one can see
(Kimse görmüyor)
Because
(Çünkü.)
People blind
(Kör insanlar)
Still
(Hala.)
Furious
(Öfkeli.)

Yeni bölüm için beğenmeyi unutmayın.🏳️‍🌈

Ait olduğum Dünya'ya.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin