BÖLÜM 1

644 36 12
                                    

MultiMedya:Murat
Bu bölümü çok sevdiğim kuzenim lemanasal'a armağan ediyorum.😙😙
Seviliyorsun birtanem❤💜

~☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆

Çoğu öğrencinin yaptığı gibi bende alarma saydırarak kalktım. Bu okulu kim icat etti ya edeni öğrencilerin ellerine vereceksin görecek dünyanın kaç bucak olduğunu ,neyse sakinim. Bunları yatakta salak salak yatarken düşündüğümü söylememe gerek yok herhalde.

İç sesim beni yanıltarak ilk defa doğru birşey söyledi "artık yataktan kalksan Simay hı ne dersin" valla haklısın iç ses kalkmam lazım. Gene geç kalmak istemiyorum. "Ben herzaman haklıyım Simay bunun sen farkında değilsin" tamam iç ses kaybol ortadan. Ayy şu an merak ettim sizinde iç sesiniz varmı ? Neyse hele şükür bitanecik sevgilimden (yatak) ayrıldım, "merak etme akşam sana geri döneceğim" diye yatağıma yavru köpek bakışları attım (orangutana da benziyor olabilir) neyse konumuz bu değil.

Dolabımın karşısına geçtim ne giyeceğim diye düşünmeme gerek yoktu. Çünkü canım okulum müthiş formamımızı belirlemişti. Allah aşkına ya hangi akla hizmet lakosu mavi yaptınız acaba hala merak ediyorum. Bu arada fark etmişsinizdir gerekli gereksiz çok konuşuyorum. Canim (!) okul formamı giydim bu arada. Saçlarımıda düzleştirdim ve hafif bir makyaj yaptım.

Zaten okula gelirken bir ton makyaj yapanları anlamıyorum one öyle ya boya küpüne düşmüş gibi. Neyse merdivenlerden herzaman yaptığım gibi sekerek indim. Kahvaltı masasında annem ve babam aceleyle kahvaltı yapıyorlardı neden mi çünkü işe yetişmeleri gerek zeki ben😎"bunun ego yine tavan yaptı " geldi benim birtanecik(!) iç sesim nerdeydin sen ya "ahh birtanem biliyordum beni çok sevdiğini , sadece birazcık uyudum" o zaman canım iç sesim sen uyumaya devam et. Bu arada ayakta boş boş dikildiğimi fark ettim.

Babamın yanağına kocaman bir öpücük kondurdum;
-Günaydın babacığım
-Günaydın birtanem
Bu adamı çok seviyorum ya tam annemin yanına gidiyordum ki onun yine nefretle bakan bakışlarıyla karşılaştım. Sadece günaydın diyerek yerine oturdum o da soğuk bir sesle günaydın dedi. Alıştım artık. Yani sizde 17 yıl boyunca bu muameleyi görseydiniz sizde alışırdınız. Babama kafamı çevirdiğimde bana sıcacık bir gülümseme gönderdi, bende ona kocaman gülümsedim. Kahvaltıdan bir kaç birşey atıştırmaya başladım. Sabah kalkar kalkmaz çok yemek yiyemezdim midem bulandırdı (yazarda da aynı huy var😉)

Son lokmamıda ağzıma atıp ayakkabıyı giymek için kapının önüne çıktım. Babam peşimden gelip;

"Güzelim harçlığın var mı?"

"Var babacığım."

"iyi o zaman iyi dersler güzelim"

"sağol babam,görüşürüz akşam."

Evden çıkıp durağa doğru yürümeye başladım. 10 dakika bekledikten sonra otobüsüm geldi. Hemen binip akbilimi bastım ve otobüste arkaya doğru ilerlemeye başladım. Her zaman ki gibi otobüs doluydu boş olsa şaşırdım zaten. Bu arada ben kendimi tanıtmadım. Ben Simay KAYA 17 yaşındayım.1. 66cm boyum 47-48 arasında değişen kilom var. Bağlarbaşı Anadolu Lisesine gidiyorum. 11. sınıfım. Kahverengi saçlarım ve kahverengi gözlerim var. Klasik türk kızı. Ama saçlarımın uçlarını hafif sarıya boyattım. Böyle daha çok hoşuma gitti. Ben bunları anlatırken 45 dk yolu bitirip okula gelmiştim bile.

Hemen otobüsten inip okula doğru yürümeye başladım. Okula girip sınıfa doğru gitmeye başladım. Neyse ki sınıfım ilk kattaydı. Sabahın köründe şahsen o kadar merdiven çıkamam. Saat şuan 7.36 hımm dersin başlamasına 24 dk var daha hemen sınıfta girdim. Bizim tayfa sıralarımızda oturuyorlardı. Öğretmen masasının önündeki ilk 3 sıra bizimdir. Bizim tayfa ben dahil 6 kişiydik:
Ben, Sude, Defne, Burçak, Sedat ve Anıl. Sınıfın kapısını açıp günaydın diye bağırdım ve günaydın cevaplarını aldım.

Defne ne kadar daldıysa artık benim geldiğimi bağırdığım halde duymamıştı. Yüzümde ibnece bir gülümseme oluştu bizimkilere sessiz olmalarını işaret ettim. Defne hala beni fark etmemişti. Benden fırsattan istifade defne diye deyim yerindeyse cırlayarak sırtına atladım. Ben çoğu zaman bunu Defneye yapardım ve Defne bundan nefret ederdi. Ben de sırf gıcıklığına yapmaya devam ederdim. "Ayy yeter artık Simay ya" diye cırlayan bir tanecik arkadaşıma baktım.

Bizimkiler tabi gülmenin boyut atlamış hali,anırarak bizi izliyorlardı. Defneye tatlış tatlış baktım. Defne bu bakışlarıma dayanamıyordu. Defne:
"
Biliyorsun bu bakışlarıma dayanamadığımı hemen bu bakışa geç. Gel buraya şapşal"

deyip kocaman sarıldı. Seviyorum bu kızı yaa.
Anıl:
"Simay kız sevmiyor bu hareketini işte, hâla neden devam ediyorsun."

Anıla bakıp "gıcıklığına" diye devam ettim. Biz böyle tatlı tatlı atışırken içeriye edebiyat hocamız Nesrin hoca geldi. Ayağa kalktık,
"günaydın çocuklar"
deyince , sınıfça

"sağol" diyip yerimize oturduk. Oturma şeklimiz;
1.sıra: Defne-Ben
2.sıra: Sedat-Anıl
3.sıra: Sude-Burçak
Tabiki çalışkan öğrenci olarak ben en önde oturuyordum😉.

Hoca yoklama almaya başladı. Liste başı bendim e bir zahmet ben olayım yani, neden mi çünkü okul numaram 4 evet yanlış okumadınız 4. 4 diye okul numarasını olur ya. Hoca yoklamayı almaya devam ederken sınıfın kapısı hayvanca açıldı. Gelenin kim olduğunu tahmin etmek hiçte zor değildi. Gelen bizim sınıfta olup, bana kafayı fena halde takan Murattı.

Bu çocuğa kaç kere onu sevmediğimi söylediğim halde anlatıyordu bir türlü. Arka sıralara geçerken bana göz kırptı. Mal işte ne beklersin. Benim milli hareketim olmaya aday devamlı yaptığım göz devirme hareketini yaptım.

Acaba ben bu çocuktan nasıl kurtulabilirim diye düşünmeye başladım. Ama herzamanki gibi aklıma bir fikir gelmedi. Hoca Murat'a karşı her derste yaptığı gibi gene kızıyordu ama bu çocuk laftan bir türlü anlayamıyor du. Mal diye boşuna demiyorum.Defne beni dürtüp
"Gene bu salaktan nasıl kurtulurum diye mi düşünüyorsun?"

dedi. İşte benim bestim aklımdan ne geçtiğini bile biliyor. Defneyı kafa sallayarak onayladım.

"Aman salla gitsin"

dedi. Ben ise ona cevap olarak

" zaten öyle yapıyorum kanka da ister istemez kafam gidiyor"

diye cevapladım.

"Haklısın insan ister istemez düşünüyor dedi."

O arada Nesrin hoca ders anlatmaya başlamıştı. Ne anlatmaya başladığına baktığımda geçen ders işlediğimiz tanzimat fermani konusunu tekrar ediyordu. Zaten geçen hafta bu konuyu dinlediğim ve evde tekrar edip, test çözdüğüm için çok iyi biliyordum. (Öğretmenlerin istediği öğrenci tipi bu arada ben böyle değilim) O zamanın biricik aşkımla (yatak) yaptığımız faaliyete onu aldatarak (sıra) devam edebilirim. Sanki uyku beni yumuşacık kollarıyla kendine çağırıyordu. Ve sonrası karanlık.....
~

☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆~☆~
Merhaba ilk bölümle birlikteyiz. Telefondan yazıyorum , ayrıca yazdığım ilk kitap defalarca kontrol ettim ama bir yanlışın varsa şimdiden özür dilerim. Oy verirseniz çok mutlu olurum. Ayrıca kitap hakkındaki yorumlarinizi bana iletirseniz çok sevinirim. Bu bölüm 907 kelime oldu zamanla bu sayının artacağını düşünüyorum. Hepinizi kocaman öpüyorum😙😙😙😙

SAKLI SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin