Aşık olabilmek için şart değildir reşit olmak. Çocuk ya da büyük ol, aşka her daim açık ol. Bazen anlamazsın bile aşık olduğunu. Zaman geçer, olaylar şekil alır, hayaller yanar ve eline kalır. İşte o vakit "Keşke anlamış olmasaydım Aşık olduğumu" dersin, dersin de o lanet açı işlemiştir tüm bedenine. Sana olan bu sözlerim sitem mi? Peki, ya yalnızlık güzel mi? O yalnızlık zamanındaki en acı günlerim geçmez olur, en derin yaralar kabuk bağlamaz olur. Yüzü göğsüme bir kere değmez onun... Acıtır aşk şarabı, hem de nasıl acıtır...
Bedenim bırak geçmiş diyor da, içimden gelen hafif bir fısıldama der ki bana "gelecek" Geleceksin diye beklerken seni, her zaman olduğu gibi içim geçmiş. Düşünüyorum da bu saatten sonra ne için geleceksin. Gelsen bile aklına yaz, 'Bunun için geçmiş'.
Sayende içimdeki cennetten köşeyi sensizlik ele geçirdi. Güneşi buz, ayı alev benim içimin. Eğer sabahı gördüyse bu gözlerim, gelecek o gecenin eceli. Seviyorken ayrı kalmak da ayrı bir tecelli, ayrıyken de sevmeyi bir ben becerdim.
Hep düşünürüm ve sorarım kendimce sana "Hava serin mi oralarda sevdiğim"
Sonra bir tebessüm belirir kendime dönen yankının etkisiyle yüzüme. "Benim içimde korolar var" der ve başlarım kendimle dertleşmeye. Sana sarılarak ve omzuna gözyaşlarımı bırakarak demek istediğim o kadar çok şey var ki, Seni Seviyorum ile başlayıp Seni Seviyorum ile biten...
