Üçüncü katta bulunan evlerine varabilmek için merdivenlerden tırmanırken Şirin, nefesleri gırtlağını, kalbi göğüs kafesini zorluyordu. Asansörü bilerek kullanmamıştı. Gelmesini beklerken ölmekten korkmuştu belki, belkide duyduklarının yalan olduğunu anlamak için kaybedecek bir saniyesi olmadığından delicesine merdivenlerden tırmanmıştı.
Annesinden aldığı telefonla her şeyi bırakıp eve gelmiş, gelirken aklında düzinelerce senaryo oluşturmuştu.
“ Anne? “ dedi giriş kapısının az ötesinde bir köşeye sinmiş kadının yanına doğru küçük adımlarla ilerlerken. Evlerinin kapısı ardına kadar açıktı ve annesi sanki ruhu bedeninde çekilmiş gibi bir köşeye sinmişti.
“ Anne? “ bir kez daha yineledi kız, annesinin yanına çömelip usulca omzuna dokundu.
Kadın olduğu yerde zıpladı, korkudan, esmer teni beyaza kesmiş, nefes alışları hırıltılı bir şekilde gırtlağına dizilmişti.
“Şirin!“ dedi, sanki bir kurtarıcıyı görmüş gibi kadın, ardından boynuna sarılarak hıçkırıklara boğuldu, “İşte! “ diyen kalın, gür bir erkek sesi yankılandı oturma odasından bulundukları konuma doğru “Borcu ödeyecek olan kişi de geldi”
Hızla annesini kendinden uzaklaştırırken Şirin, bakışlarını sesin geldiği yöne çevirdi.
O, ne olduğunu anlamlandırmak için debelenirken, sesin sahibi olan adam oturma odasının kapısında belirdi.Uzun, çok uzun boylu biriydi. Yamuk ve kemerli bir burun yapısına sahipti. Sanki daha önce yerinden sökülmüş, beceriksiz bir cerrah tarafından tekrar yüzüne gelişi güzel dikilmişti. Aynı zamanda heybetli bir vücuda ve kızın dehşete düşmesine sebebiyet veren akıl almaz bir auraya da sahipti.
Yamuk burnu bir kenara itilirse adam, yakışıklı denecek kadar hoş bir izlenim bırakma potansiyeli taşıyordu.Oturma odasının kapı eşiğine geldiğinde omzunu kapının pervazına dayadı adam. Ellerini göğsünde birleştirip başını hafifçe yana yatırdı ve alaycı bakışlar ile Şirin’in vücut hatlarını inceledi.
“ Kimsiniz siz!? “ dedi Şirin, sesinin kendinden emin çıkması için dua ederken.
“Hemen defolup gidin evimden! Polis yolda!”Adam mini minnacık bir ses çıkararak güldü kızın bu sözlerine karşılık. Başını öne doğru eğip kısa bir an zemini inceledi. Gülüşünü dudaklarına iyice yaydıktan sonra tekrar kafasını kaldırıp kızın gözlerinin tam içine bakarak konuştu.
“Aaah!” dedi sanki çok fazla derdi varmış gibi derin bir iç çekme eşliğinde.
“Aslına bakarsan benimde çok fazla işim var. Zamanım oldukça değerlidir.”Göğsünde kavuşturduğu kollarını açtı konuşurken ve sağ elini cebine itekledi. Çıkardığı sigara paketinden bir dal seçip, dudaklarına yerleştirdi. Arkasında duran adamlardan biri hiç vakit kaybetmeden sigarasını yaktığında, önce içine derin bir nefes çekti, ardından bu nefesi dışarıya verirken kız ve Annesinin olduğu konuma doğru ilerledi. Şirin’in Annesinin sinmiş olduğu köşenin az ötesine bağdaş kurup oturdu.
Kız, tam tepelerinde ayakta duruyor, adam, Annesi ile arasında bir kaç santimlik bir mesafeyle yerde oturuyordu.“Ne halt ediyorsun?”
Diye çıkışmak istese de Şirin, adam ona aldırış etmedi ve Annesinin yüzüne olması gerekenden daha dostani bir tavırla bakarak söze girdi.“ Sevgili Elife Hanım, bilin diye söylüyorum sizi korkutmak istememiştim.”
Adam, kızın varlığı orada yokmuş gibi kadın ile konuşuyordu ve ses tonu, samimi ile alaycı arasında adeta gidip geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin'in Aşığı
Fiksi UmumKIRILMIŞ bir adamın hikayesi. Küçücük bir mahallede ne kadar olay yaşanmış olabilir ki? Hayal dünyam sınırsız. Ama kusursuz değil. Hatalarım varsa ki mutlaka vardır affola. Oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin lütfen . BegenmeniZ dileği ile. Haydi...