Mutluluk ne kadar farklı anlamlar,objeler,kişiler,yerler vekimbilir ne kadar farklı renklerdedir her birimiz için.
Birimizi mutlu eden şeyler çoğunlukla başkalarının mutsuzlukları üzerine kuruludur.fakat biz bunları genelde pek düşünmeyiz.Düşünmek hiç birimizin işine gelmez açıkçası.Bu olanların aslı nedir acaba?İlk yaratılanlardan bu güne kadar gelecek olursak genlerimizden bir şeyler çıkartılabilir düşüncesi ile harekete geçerek Adem-Lilith-Havva üçlüsü üzerine bir araştırma yapmaya başladım.
Acaba Lilith kimdir?Musevilik ve Hristiyanlık apokrit inançlarına göre (apokrit:dini otoritelerce kabul görmüş,dini metin ve kitapların parçası olmayan yazılardır.)Adem'in ilk eşidir.Talmudda yaratılış bölüm birde Adem ile beraber bir dişi yaratıldığından,ikinci bölümde ise Adem'in kaburga kemiğinden bir dişi yaratıldığı belirtilir.(Talmud:Yahudi medeni kanunu,tören ve kuralları kapsayan dini metinlerdir.)
Tevratta açıkça yer almamasına rağmen bir çok musevi dini kaynağı ikinci bölümde sözü geçen ve Adem'in kaburga kemiğinden yaratılan Havva'nın onun ikinci eşi olduğuna inanlılır ve Lilith'in ise onunla beraber topraktan yaratılan ilk eşi olduğu bilinir.
Bütün bunlar belki de bir şehir efsanesi gibi gelecektir.Ama ilk feminist oluşumunun da kaynağının Lilith'den geldiği söylenir.Amerikada Lilith ismiyle çıkan bir dergi,sadece kadınların katılabildiği Lilith Fair isimli gezici bir müzik festivalide bunlardan bazı örneklerdir.O kadar ki alternatif dinler oluşturmaya çalışan bir takım gruplar ise Lilith denen bir inanç yaratmaya çalışıyorlar.
Adem'le Havva'yı herkes bilir fakat Musevi ve Hristiyan inançlarında Lilith'in kim olduğu ve günümüzdeki en bilinen ve de hurafe olarak görülen hamile ve doğum yapan kadınların, bebeklerin üzerine takılan nazarlıklar,odaya konan muskalar, süpürgeler ve aynaların ters çevrilmesi gibi birçok saçmalığın kaynağınında o olduğu söylenir.
Bu kadar bahsetmişken asıl hikayesine geçmeliyiz artık. Bu kadın kimdir?
Tanrı Adem ile Lilith'i bir çift olarak yaratmıştır. Cennet bahçesinde yaşayan Adem ile Lilith hiç mutlu değildir. Adem erkek olduğu için kendini bir takım konularda Lilith'den üstün görür. Onun kendisine hizmet etmesini, söylediklerinden çıkmamasını ister. Özellikle de cinsel konularda sorun yaşarlar. Adem kadının sürekli olarak altta olmasını ister. Kendini Adem'den aşağıda görmeyen Lilith bu konuda da karşı çıkar ona.
Lilith ikisininde topraktan yaratışdığını ve eşit şartlarda olduklarını düşünüp, savunur ve bu şekilde yaşayacağının mümkün olmadığını düşünerek cennetten çıkış olarak bildiği Tanrı'nın asla kullanılmaması gereken adını söyler ve Kızıldeniz yakınlarında bir mağaraya sığınır.
Yapılan bütün suçların bedeli olduğu gibi, bununda bir cezası vardır elbette ve cennetten dışlanmışlarla beraber olacaktır artık. Suçu ise, kendini daha üstün gören bir erkekle yaşamak istememesidir. Bundan sonra cinlerle ve şeytanın bizzat kendisi Şamael ile yaşamaya devam eder. Şimdiki inanışa göre dünyadaki sapkınlıkların bu kadar çok yayılmasına neden olacak şeyler yapar. Cinlerden ve onların kralı Şamael'den her gün sayısı belli olmayan çocuklar doğurmaya başlar.
Bunlar olurken cennette yalnız kalan Adem ise, Tanrı'ya her gün yalvarmaya başlar ve Lilith'i geri getirmesini ister. Tanrı'da buna kayıtsız kalamaz. Meleklerden oluşan bir grup elçi gönderir Lilith'e ve cennete, Adem'e geri dönmesi istenir. Fakat Lilith bunu kesinlikle kabul edemeyeceğini bildirir. Meleklerden oluşan elçiler ise geri dönmediği taktirde her gün çocuklarını öldürmekle tehdit ederler ve çocuklarını öldürmeye başlarlar...
Lilith'de bir anne olarak içindeki acı ve üzüntü ile bundan sonra Adem'in soyundan olan bütün insan yavrularının hamile ve lohusa kadınlarla bebeklerinin baş düşmanı olmaya yemin eder.
Cennette yalnız kalan Adem'in ısrarlarına dayanamayan ve Lilith'in asla dönmeyeceğini bilen Tanrı, Adem uyurken onun kaburga kemiğinden Havva'yı yaratır. Adem uyandığında yanında gördüğü kadının Lilith olduğunu zanneder. Havva erkeğin vücudunun bir parçası olduğu için ona karşı çıkmamaktadır. Adem de onu Lilith sanarak yola geldiğini düşünür. O hepimizin bildiği Adem ile Havva böylelikle bir araya gelir.
Bu hikaye aslında eski Mezopotamya, Sümer ve Babil mitolojisine kadar uzanır ve birçok hikayede görüldüğü gibi bu hikayeninde pek çok değişik versiyonu görülür.
Nereden nereye geldik değil mi? Mutluluktan bahsederken Adem'e, Lilith'e ve Havva'ya kadar uzandık. Mutlu olmak için Lilith'in vazgeçtiklerini düşünüyorum. O mutluyken Adem'in yalnızlığı ve mutsuzluğu... Daha sonra ise Adem'in mutluluğu ve Lilith'in acıları ve mutsuzluğu...
Belki de ilk insandan geliyordur bu dengesizlikler ve bende onun için kaleme alıyorum bütün bunları. O zamanda anlaşamamazlık, cinsel uyumsuzluk varmış, şimdide. O zamanlarda da erkeklerin kendilerini üstün görmesi varmış, günümüzde de. Mutsuzluk, yalnızlık, intikam, arzular, tehditler, reddedilişler, direnişler... O günlerden günümüze kadar gelebilmişler.
Peki şimdi kim suçlayabilir bizi? Ya da bizler nasıl suçlayabiliriz kendimizi? Bir kadına aşık olan iki erkek düşünün mesela. Kadın birini tercih eder, diğeri ise ister istemez üzülür, mutsuz olur. Tercih edilen ise kanatlanır.
Sınavlar, yarışlar ve hayatımızda bir çok şeyde böyle değil midir aslında? Birileri kazanıp mutlu olur, birileri kaybeder üzülür. Fakat hepimizin istediği doğal olarak kazanmaktır. Her kazanılanında, bir ya da daha fazla kaybedeni olmak zorundadır.
İşte bu sebeplerden ötürü neden önce kendi mutluluğumuzu düşünmek hata olsun ki? Bazı zamanlarda kaybettiğimizi düşündüğümüz şeyler belki de yeni kapıların açılmasına neden olacak mükemmel kazançlardır. Diğerlerini düşünecek olursak biz kaybeden olarak yaşamaya mahkum etmiş oluruz kendimizi. Bunun bencillikle bir alakası var mıdır bilinmez. Ya da kime ve neye göre alaka kurulur, tartışılır.
Yaşam sıralamamızda ilk başta biz olmalıyız açıkçası. Biz olursak, bunu başarabilirsek, ailemize, dostlarımıza, çevremize ve her şeyden de öte vatanımıza çok daha faydalı oluruz. Özgüven mutlulukla başlar. Kendimizi mutlku edebilmeliyiz. Seçenekleri değerlendirmeli, birtek şeye bağlı kalmamalıyız. Zaman su misali akıp giderken kaçırdıklarımızı, ıskaladıklarımızı da görebilmeliyiz; olmayan şeyleri oldurmaya çalışmak yerine...
''Her şeyden ve herkesten çok kendimi seviyorum ve benim için hayatımda vazgeçemeyeceğim tek şey yine kendimim. Ben varsam her şey var ve ben yoksam bilinmezlik var. Bilinmezlikler içinde ise belki de hiçbir şey yok.'' diyebilmeniz dileğiyle.
MUTLULUKLAR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEM-HAVVA-LİLİTH
FantasyYaratılan ilk insanlar Adem ve Havva'mı?Lilith bu başlangıcın neresinde ve neden feminisim oralara dayanıyor???