Sabah annemin bana seslenmesiyle uyandım. Saate baktığımda 8'e geliyordu. Hemen annemi ikiletmeden- çünkü ikilettim mi çok kötü şeyler olur- üstümü değiştirip aşağıya indim. Mis gibi bir masa beni bekliyordu. Gidip annemin yanağını öptüm.
- Günaydın anne.
+ Günaydın kızım. Ben kahvaltımı yaptım. Sende yap. Bakkala gidip geliyorum hemen.
- Tamam sultanım.
Annem evden çıktıktan sonra bir güzel kahvaltımı ettim. Yine döktürmüştü sultanım. Kahvaltıdan kalktıktan sonra masayı topladım. O sırada Jessie aradı. Hemen açtım.
- Noldu?
+ Hiç. Dışarı çıkıcaktım istersen gel.
- Tamam 5 dakikaya ordayım.
Cevap vermesini beklemeden telefonu yüzüne kapattım. Odama çıkıp üstümü değiştirdim ve beyaz converslerimi giyip çıktım. Kış ayında olamamıza rağmen nedense hiç üşümüyordum. İlginç. Jessie'lere vardığımda kapıyı açtı ve oda hemen dışarı çıktı. Beraber yürüdük. Havadan sudan konuştuk. Sonra boş boş gezmekten canımız sıkıldı ve cafeye gittik. Garson gelip
- Nasıl yardımcı olabilirim?
+ İki tane sıcak çikolata alabilir miyiz?
- Tabiki hemen getiriyorum.
Garson gittikten sonra aklıma gelen şeyle hemen Jessie'ye döndüm.
- Jessie son zamanlarda kendimi bir garip hissediyorum. Bu sanada oluyor mu?
+ Ne gibi?
- Yani içim kıpır kıpır ara sıra gıdıklanıyorum. Çok tuhaf bir his.
+ Bilmiyorum hiç öyle bir şey olmadı. Yani ne bilmesi.
- Ne oldu birden bire beti benzin attı?
+ Yoo, ne olucak canım sadece üşüdüm biraz.
- Hadi inandım.
Jessie kesin benden bir şey saklıyordu. Bunun ne olduğunu öğrenmeliyim. Saate baktığımda gece 9'a geliyordu. Hemen Jessie'den ayrılıp eve gittim. Eve geldiğimde annem çoktan eve gelmişti bile. Odama çıkıp pijamalarımı giydim ve salona indim. Annem kanepeye uzanmış televizyon izliyordu. Bir anda aklıma Jessie sorduğum soru geldi. Neden öyle cevap vermişti ki. Birden bire beti benzi atmıştı. Çok garip. Jessie'ye sorduğum soruyu gidip anneme sordum.
- Anne arada bir böyle içimde gıdıklanma oluyor. Bu ne anlama geliyor?
+ Sanırım öğrenme zamanın geldi kızım.
- Anne neyi öğrenme zamanım geldi korkutma beni?
+ Kızım, herkesin bir elementi var. Hava,su,toprak ve ateş olmak üzere 4 tane. Ama sakın korkma bu kadar kötü bir şey değil mesela arkadaşın Jessie onda da var. Onunki ateş. O bunu biliyor. Biliyorum çok saçma geliyor ama senin içinin kıpır kıpır olmasının nedeni bu. Babanın da vardı benim de var. Babanın hava ve su benimkiler ateş ve toprak. Senin içinin kıpır kıpır olması artık bu güçlerini öğrenme zamanın geldiğini anlaman için. Normalde herkeste 1 tane element olur. Ama sende 4'dü de var. Bu babanla ikimizde olmasının nedeni. İleride dünyanın sana ihtiyacı olabilir canım.
+ Ama anne ben böyle bir şey olmasını istemiyordum. Bu çok çocuksu bir şey anlıyor musun?
- Anlıyorum. Ama benim elimde olan bir şey değil ki bunlar sana verilen güçler.
Annemle bunları konuştuktan sonra koşarak odama çıktım. Ben böyle bir şey olmasını istemiyorum. Neden ben neden? Niye başkası değil ki. Benim nasıl olucağımı, buna ne tepki vereceğimi düşünmeleri lazımdı. Çok çocuksu ama bir yandan da kulağa güzel geliyor. Ne bileyim işte. Ama yine de kararım aynı İSTEMİYORUM. Hemen Jessie'yi aradım. İkinci çalışta açtı. Annemle bütün konuştuklarımızı anlattım. İlk benim istememe anlayış gösterse de buna alışmam gerektiğini söyledi. Jessie telefonu kapattıktan sonra yatağıma uzanıp bugün olanları düşündüm. Ne kadar sıra dışı olaylar yaşamıştım ben böyle. Kapanmakta olan gözlerimle daha fazla savaşmayıp uykuya daldım.