KARŞILAŞMA

42 7 0
                                    

Sabah uyandığımda telefonuma baktım. 4 tane cevapsız arama vardı. Kimden olduğuna baktım hepsi Jessie'den idi. Saate baktığımda saat 1'e geliyordu. Neden bu kadar aramasına şaşmamalı. Hemen numarasını tuşladım. İlk çalışta açtı.
- Günaydın
+ Günaydın
- Ne oldu 4 kere aramışsın?
+ Seninle önemli bir konu hakkında konuşmam lazım.
- Tabi konuşalım.
+ Telefonda olmaz. Her zamanki yerde.
- Tamam 5 dakikaya ordayım.
Cevap vermesini beklemeden kapadım ve hemen üzerimi değiştirip evden çıktım. Cafeye doğru ilerlemeye başladım. Cafeye vardığımda bir masaya oturdum ve milkshake söyledim. Milkshake'im bitmek üzereyken Jessie geldi.
- Bir şey ister misin?
+ Yok, sağol.
- Eee söyle bakalım benimle konuşacağın bu çok önemli olan konu neymiş?
+ Tamam başlıyorum. Sözümü bölmeden dinle beni olur mu?
- Tamam.
+ Geçen gün sen cafeden gittikten sonra böyle bizden bir yaş büyük bir çocuk geldi ve senin hakkında sorular sormaya başladı bana. İşte kaç yaşında, nerede yaşıyor, ismi ne tarzı sorular. Tabi ben bu çocuğu takmadım. Garsonu çağırıp hesabı ödedim ve taksiye binip eve gittim. Buda beni takip etmiş sanırım gecenin 12'sinde kapı çaldı. Annemler uyuyordu. Bende onlar uyanmasın diye kalktım kapıyı açtım. Bir baktım karşımda o. İçeri geçti ben bir şey demeden. Yine seninle ilgili sorular sormaya başladı. Ben yine cevap vermedim ve evden kovdum ama gitmedi. Beni tehdit etti falan, söyle yoksa seni şimdi şuracıkta öldürürüm tarzı. Tabi ben başta inanmasamda, silahını gösterdi. E bende dolaylı olarak korktum ve anlatmaya başladım. Bana kızdın mı?
- Yok kızmadım. Ama senin güçlerin var seni tehdit etmesine neden izin verdin ki?
+ Sen bilmiyorsun dime. Sıradan bir insana eğer elementini söylersen seni öldürürler.!
- Kimler öldürür?
+ Boşver sonra anlatırım. Biz konumuza geri dönelim.
- Tamam.
+ Bende işte gösteremedim öğrendiğin nedenden dolayı oda çekip gitti.
- Anladım. Bir Nescafe?
+ Olur.
- Tamam ben alıp geliyorum. Sen bekle beni burda.
Kafasını olumlu anlamda sallayınca bende gidip iki tane Nescafe aldım. Tam dönüyordum ki önüme biri çıktı ona çarptım ve bütün içecekler adamın üzerine ve yere döküldü. Adama döndüm ve
- Çok özür dilerim yanlışlıkla oldu.
Adam cevap vermeden sırıtarak bana bakıyordu. Deli mi ne.
- Hey sana diyorum suratıma öyle bön bön bakmasana.
Hala cevap vermeden suratıma öylece bakıp sırıtıyordu. Benimde sinirim bozuldu ve yanağına tokat atıp oradan ayrıldım. Jessie'yle oturduğumuz masaya gelince
+ Ne oldu Nescafeler nerde?
- Almıştım. Geliyordum. Sonra birine çarptım işte. İçecekler döküldü falan ben özür diledim cevap vermedi sadece suratıma sırıtarak baktı. Bende suratıma öyle bakmamasını söyledim. O yine öyle bakmaya devam etti. Ben de sinirlenip tokat attım yüzüne. Çokta güzel oldu.
+ İyi yapmışsın kız. Kimmiş o salak acaba.
- Hemen arkamızdaki masada oturuyor şuanda.
+ Sen onu bunu boşverde bu akşam yılbaşı gecesi kutlaması var okulun orda gelicek misin?
- Tabikide gelicem. Sence bensiz bir kutlama olur mu?
+ Olmaz canım olmaz da.
- Da ne?
+ Kendine bir eş bulman gerekiyor. Eşli bir kutlama olucakmış.
- İşte şimdi bittim. Nerden bulayım ben bu saatten sonra bir eş.
+ Onu bilmem ama kutlamaya geliceksen eğer kendine eş bulup gelmen lazım aksi takdirde almıyorlar.
- Tamam.
...
Cafeden ayrılalı yarım saat oluyor ve ben kendime hala eş arıyorum. O anda kapı çaldı. Koşarak kapıya baktım. Karşımda onu gördüm.
+ Bu geceki kutlamada eşim olur musun?
Cevap vermeden direk kapıyı yüzüne kapadım ve odama çıktım. Ona mı kaldım canım ben. Salak şey. Üzerime bugüne özel aldığım kırmızı straplez elbisemi ve altına da siyah topuklularımı giydim-multi'de- gözlerime siyah eyeliner ve mascara çektim. Dudağıma da kırmızı bir ruj sürdüm. Saçlarımı hafif dalgalı yaptım ve hazırım. Geriye sadece eş bulmak kaldı ve en zoruda o. Aşağıya indiğimde annem beni şöyle bir süzdükten sonra
+ Çok güzel olmuşsun kuşum.
- Teşekkürler sultanım
Anneminde onayını aldıktan sonra kıyafetimle, taksi çağırdım ve beklemeye başladım. Taksi evin önüne gelince bende bindim ve okulun adresini verdim. Okula vardığımızda taksiciye parasını ödeyip taksiden indim. Okulun kapısının önünde yine onu gördüm ama bu sefer yanında bir kız vardı. Sanırım benden bir yaş küçük bir kızdı. Yanlarından geçerken konuşmalarına şahit oldum.
+ Çok güzel olmuşsun prenses.
- Teşekkür ederim abicim.
Demek abisiymiş. Ama böyle bir aptal erkeğin nasıl bu kadar şirin bir kız kardeşi olabiliyordu. Çok tuhaf bir şeydi. Sonra o kardeşinin yanından ayrılıp yanıma geldi.
+ Selam. Ben Jason.
- Bana ne senin adından.
+ Sadece bil istedim. Ve bu arada bu sabahki olaydan dolayı senden çok özür dilerim.
- Önemli değil ama sen öyle yüzüme sırıtarak bakınca sinirim bozuldu. Sana tokat attım asıl ben özür dilerim. Bu arada ben Lara.
+ Biliyorum.
- Neyi?
+ İsmini.
- Ama nerden biz senle daha önce hiç karşılaşmadık. Hatta ben senin bu okulda okuduğunu bile bilmiyordum daha önceden. Yeni öğrendim.
+ Hmm... Şey bir arkadaştan öğrenmiştim adını.
Acaba bu Jessie'nin bahsettiği çocuk olabilir mi? Onu gelip tehdit edip benim hakkımda bütün bilgileri merak eden çocuk.
- Tamam.
Ben okulun arka bahçesine gidecekken beni kolumdan tuttu.
+ Sana eşlik etmemi ister misin?
- Ama kardeşin?
+ O zaten başkasıyla geldi.
- Tamam. O zamansa benim için farketmez.
Jason denen çocukla beraber okulun arka bahçesine doğru ilerledik. Yalnız şöyle bir baktım da çocuk cidden yakışıklıymış. Aman sana ne kızım çocuktan yakışıklıysa yakışıklı sana mı kaldı. İç sesim haklı onu yakışıklılığını düşünmek bana mı kalmış. Ben iç sesimle konuşurken çoktan dans pistinin oraya varmıştık bile. Etrafa bakındım çok güzel süslemişlerdi arka bahçeyi. Jessie'nin oturduğu masayı gördüm ve Jason'a beni takip et işareti yaptım. Jessieler'in masaya geldiğimizde yanında bir erkek olduğunu gördüm.
+ Nasılsın canım.
- İyiyim canım sen.
+ Bende iyiyim şöyle geçin.
Ben direk Jessie' nin yanına gidip önemli bir şey söylemek istediğimi söyledim ve beraber okulun en ıssız bölgesine gittik.
- Ya Jessie bu senin bahsettiğin çocuk mu?
+ Yo, niye ki?
- Ne bileyim adımı söylediğimde biliyorum falan dedi bende korktum acaba seni tehdit eden mi diye.
+ Anladım canım. Bu arada o kim?
- Jason bugün çarpıştığım çocuk. Sırf ayıp olmasın diye eşlik ettim partide ona. Ama bildiğin gıcık oluyorum çocuğa.
+ Ama o sana hiçte öyle bakmıyor.
- Nasıl bakıyormuş bakıyım o?
+ Ne bileyim işte imalı imalı bakışlar.
- Yok canım sen öyle anlamışsındır.
+ Hadi tamam öyle olsun. Yakışıklı çocuk ama.
- Hı, kim?
+ Jason.
- Yani biraz gideri var.
+ Tamam hadi bunlar bir şey sezmeden biz yanlarına dönelim.
Olumlu anlamda başımı salladım ve birlikte masaya doğru yürümeye başladık. O anda dikkatimi çekti bizim masaya bir kız gelmiş. Gözüm bir yerden tanıdı onu. Şimdi aklıma geldi bu Jason'ın kız kardeşi.
+ Merhaba.
- Merhaba.
+ Ben Sally.
- Ben de Lara tanıştığımıza memnun oldum.
+ Bende.
Demek Jason'ın kız kardeşinin adı Sally'miş. Gerçekten çok tatlı bir kız. Ben düşüncelere dalmışken Jason,
+ Dans edelim mi?
- Olur.
Birlikte dans pistine çıktık. İlk baş biraz çekinsemde daha sonradan alıştım. Ve birlikte dans etmeye başladık. Saate baktığımda 12'ye geliyordu. Çok geç olmuştu. Şarkı bittiğinde okuldan çıkıp tam taksiye binecekken
+ İstersen ben seni bırakabilirim.
- Yok sağ ol ben tek gidebilirim.
+ Olmaz bu saatte bir kızı tek başına bir yere yollayamam.
- Peki o zamansa.
Jasonla beraber evimin yolunu tuttuk. Ben evimin adresini vermeden gelmiştik. Ama artık alıştım. İyi geceler diyip arabadan indim ve eve doğru yürümeye başladım. Çok güzel bi geceydi. Ama Jason olmasaydı daha güzel olabilirdi. Hala ona birazda olsa gıcık oluyorum. Ukala şey. Anneme ben geldim deyip odama çıktım ve üzerimi değiştirip yatağıma girdim. Sanırım güzel bir uykuya ihtiyacım vardı.

Element (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin