Gözlerimden yaşları toplayarak gidiyorum eve.Otobüsün içinde, kafam eğik.Dik duramadım ben, hiçbir zaman bu hayata.Doğru ya sende dik durmamı sağlamadın. Ne kadar kavursanda ateşinde beni,ben hep seni cennetim bildim.Yaralarımı sararsın sandım,kanattın.Seni suçlayamam bir şey yapmadın.Keşke yapsaydın da boşa yanmasaydım.Kalbimde bir acı,elimde bir kağıt.Sana veremediğim o kağıt daha da sıcak tutuyor beni,şu yağmurlu havada.Ben sana gelen yolu ezberledim de gelemiyorum.Adın geçince titremeye başlayan yüreğim,yanımdan rüzgar gibi geçerken ağrıyan bacaklarım,birde her bakışında beynimi yakan bir sen var aklımda.Sinirleniyorum birden bire,iniyorum otobüsten,eve daha yarım saatlik yolum varken.Atıyorum elimdeki kağıdı çöpe.Sen bunu haketmiyorsun.
Eve doğru yürüyüşün yarım saatinden sonra varıyorum sokağa.Usulca çıkartıyorum elimi cebimden.Kapıyı çalıyorum.Odama süzülerek giriyorum,atıyorum kendimi yatağa.Annem giriyor odama.
"Hoşgeldin Eftelya"
"Günüm iyi geçti anne,yorgunum beni yalnız bırakır mısın?"
bir şeyler demek için ağzını aralıyor ama vazgeçip çıkıyor odadan.
Yüzüstü yatıyor ve delice ağlıyorum.Ağlamam yaklaşık 7 dakika sürüyor.Kalkıyorum yataktan lavaboya giriyorum.Saçımı duzelttikten sonra elimi yüzümü yıkıyorum aynaya bakıyorum.Çirkin yüzüme,mor olan gözaltlarıma,ıslak olan dudağıma,parlayan gözlerime bakıyorum.O an kendime söz veriyorum hiçbir şeyin birdaha beni yıkamayacağına.
Yatağıma yatıyor gözlerimi kapatıp karanlığa sarılıyorum.
~
Gözlerimi açınca telefonumu çıkartıp saate baktım .18:32 yi görüp yataktan çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp buzdolabını açtım karnım açtı.Birşey bulamayınca mutfağa girdim.Ocağın üzerinde hala sıcak olan çorba vardı bir kaseye koyup salona girdim.Annem telefonda mesajlaşıyor,kardeşim ödev yapıyordu.Sessizce içtim çorbamı.
"Eline sağlık anne."
"Afiyet olsun.Uyandırmak istemedim ama akşam nasıl uyuyacaksın sen şimdi?"
"Ilacı uyumadan yarım saat önce içerim uykum gelir sen sorun etme,şimdi ödevim var odama geçiyorum rahatsız etmeyin."
Kaseyi alıp mutfaga koyup hemen odama geçtim.Masamın üzerine biyoloji konu anlatımlı kitabımı çıkartıp açtım.
Bu dersten hiçbir şey anlamıyordum.Çok karışık bir ders olduğunu kabul ediyorum birazda çalışmadığımı varsayarsak suç bendeydi.
Yaklaşık bir saatlik kitabı okuyup test çözmemin ardından 21 doğru 13 yanlış çıkıyor ve telefonu elime alıp internetimi açtım.Instagramdan 5 takip isteği ask fmden 2 soru ve whatsapptan 14 bildirim olduğunu görünce önce whatsappa girdim.Arkadaşlarımın yazdıklarına cevap verip "Sevdiceğim" in üzerine bastım.Yine başka bir kızla sarılırken fotoğraf koymuştu.Mesaj attım.
"Nasılsın?"
Çevrimiçi aslında ama bana hemen cevap vermedi 6 dakikanın ardından
"Iyiyim,sen?"
"Bende iyiyim napıyorsun ?"
Son görülme....
Sevdiğim kişi benim okulumda fakat doğal sarışın kızlardan hoşlanıyormuş,kendisi söylemişti.Ben ise esmerim.Hayattaki şansım.
Konuşuyoruz,onu sevdigimi söyledim,hatta ona şiirler yazdığımı söyledim pek bir şey demedi. Arkadaşız. Ve sevdiği kızda bizim okulda.Sürekli ne zaman sevdiceğimi görsem veya o beni görse sarılırız.Mutlu olmam için sanırım,ve mutlu da oluyorum zaten.Okulda çok sevilen biri Kaan.Birsürü kız ona ilanı aşk etmiş ama birtek benimle bu kadar samimi arkadaş.Samimiden kastım sarılır konuşuruz.Düzenli olarak yazarım ona.Oda düzenli olarak görüldü atar bazen.Bazen ise görüldü bile atmaz.Ardından whatsappa girip son görülmesine baktım.Benim ona attığım son mesajın ardından çevrimiçi olmuş ama bana bakmamış.Bunları boşverip onun için yazdığım defteri elime aldım.Başladım yazmaya...
-
Hapsettim kendimi karanlık duygulara.İçimde hapsolan bir sen,dışarı çıkaramayan ben.
Bir kuş düşünüyorum,kafeste hapis olan.Bir çocuk düşünüyorum,onu serbest bırakarak iyilik ettiğini düşünen bir çocuk.Özgürlüğü en çok kuşlar hakediyor ama o kuş özgür olunca ölüyor.Böyle hissediyorum sanki özgür kalınca ölecekmiş gibi.Ölenler özgür değilmi zaten,öyle ya herkes özgür olmak için çalışmıştı ölmeden önce.
Hissediyorum acıyı enlerimde.Yaşadığımı farkettirende acıyı hissetmem değil mi zaten.
Bir martının güneşe aşık olduğunu düşün.İmkansız ve acı verici olması o martıyı öldürmezmi?
Peki seni sevmem beni öldürmez mi?
-
Defteri elimden bırakıp son görülmesine baktım.Mesajımı hala açmamıştı.Canım yana yana kahve yaptım kendime.Aldım elime Serkan Özel'in en sevdiğim kitabını başladım okumaya,okudukça kaybolmaya.
O kadar çok derin sularda yüzmüşüm ki,hangi ara boğulduğumu farketmemişim.
Yaktım sigaramı cektim içime.Bir sigara yandı,bir ben yandım,bir duvarlar anlattı,bir gözlerim anlattı,bir kalemim çizdi,bir dudaklarım çizdi.
Her geçen saat acı çullanıyordu üzerime ben ise pes ederek uyku ilacımı içip yatağa uzandım.Dua ettim kavuşmamız için.Yumdum gözlerimi karanlığımında içindesin sevdiceğim..
İLK CİDDİ BİR KİTAP DENEYİMİM DESTEKLERINIZI BEKLIYORUM YORUMLARINIZI BEKLIYORUM OPUYORUM BALLAR..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFTELYA
Teen FictionEftelya,genç bir kızdır.İlk gülüşte vurulduğu çocuğu unutamıyor,sevilmedigini beyninden silemiyor,acı çekiyordu. üstelik yardım eli uzatanı da yoktu.Ona şiirler yazıyor,resmini çiziyordu.Sevdiceğim derdi ona.Aşkın en kibar,en saf,en temiz halini yaş...