Hamburgere İhtiyacım Var

3K 135 150
                                    

En çok kimi seviyorsun?

Düşün.

Biri aklına gelmiş olmalı değil mi?

Belki tek bir kişi bile değil.Birkaç kişi geldi ve hangisini daha çok sevdiğini düşündün.

Annen, baban, kardeşin, sevgilin.

Jiyong bu soruyu yanıtlamaya çalıştığında aklına kimse gelmiyordu.

Tamamen siyah.

Sadece boşluk.

Birkaç arkadaşı vardı.Ama 'en çok sevdiği' yoktu.Arkadaşlarını sevip sevmediğini bile bilmiyordu.Aslında o sevginin anlamını bilmiyordu.Sevgiyi görmemişti.Sevgiyi hissetmemişti.Sevgiyi öğrenmemişti.Ona kimse öğretmemişti.

Youngbae ailesi hakkında konuşmaya başlayınca boş boş bakardı.Jiyong, Youngbae'nin kendini onlar için feda edeceğini bilirdi.Onları korumak için.Bunu bir türlü anlamazdı.Anlayamazdı.Neden hayatını başkası için feda edecekti ki? Anlamaya çalışmıştı.Gerçekten denemişti.Ama bir türlü anlayamadı.Belki de o doğuştan gelen bir histi.Belki de Tanrı insanların içine bu hissi yerleştiriyordu ve Jiyong'u atlamıştı.Başka bir açıklama bulamıyordu.Belki bunun nedeni ailesiydi.Jiyong onlara aile bile diyemezdi, onlar sadece bir arada yaşayan insanlardı.Daha fazlası değil.

O yüzden arkadaşlarıyla birlikteyken kendini çok soğuk kalpli bir insan gibi hissederdi.

Daesung diğerlerine karşı hep nazikti.Herkese.

Bu saçmalıktı.

Jiyong onun nasıl o kadar kibar ve iyi olabildiğine inanamıyordu.İki günlüğüne gizli gizli Daesung gibi davranmaya çalışmıştı.Ama cüzdanını çaldırmasıyla bu denemesi sona ermişti.Çünkü dünya tam da böyleydi.Bu kadar bozuk.Bu kadar acımasız.

Bu kadar gerçek.

Belki Daesung gibi davranmaya başlarsa zamanla değişir diye düşünmüştü.Ama sonra kendini değiştirmeye çalışmayı bıraktı.Kendi gibi olmaya karar verdi.Her halükarda bu onun kaderiydi.Her halükarda bu onun karakteriydi.

Her halükarda bu oydu.

''Kapat çeneni, Youngbae.Yoldayım.''

Telefonu kapatıp soğuk yüzünden ellerini hızla ceplerine soktu.

''Beni bırak!!''

''Seni adi---piç!''

Boğuşma sesleri duyduğunda başını kaldırıp seslerin geldiği yöne doğru ilerledi.Sağ tarafındaki dar sokakta üç adam gördü.Biri yerdeydi ve diğerlerinin onu dövdüğü gayet açıktı.Yüzlerini tam olarak göremiyordu çünkü hava karanlıktı.Ama yerde yatan çocuğun sarışın olduğunu görmüştü.

''Yeter artık! Onu bırak!''

Adamlardan uzun olanın, hala yerdeki çocuğu tekmeleyen diğerini çekiştirdiğini gördü.

''Bu böyle kalmayacak!''

''Siktir git!''

Jiyong çocuğun hala küfrettiğini duyunca şaşırdı.Yerdeydi.Dövülmüştü.Kanıyordu.Ama hala o şekilde konuşuyordu.

Cesur yada aptal?

''Böyle bitmeyecek!!! Ödeyeceksin!''

Diğeri onu sürüklerken adam hala bağırıyordu.İki adam caddenin diğer tarafına doğru ilerleyip gözden kaybolduğunda Jiyong sessizce çocuğa baktı.Yavaşça yerden kalkmaya çalıştı ama ayağa kalkacak enerjiyi bulamayınca yere oturdu.Dudaklarındaki kanı sildiğinde Jiyong arkasını dönüp gitmeye karar vermişti ki çocuğun güldüğünü duydu.

You Can Have All My HoodiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin