Gölge (Suçluların Kabusu)

Bölüm 46 -Çekilme

Lordun sonraki yaptığı herkesi dahada şaşırttı. Garip bir sesle kahkaha atmaya başladı ses lordun sesine hiç benzemiyordu. Korumalar bir anda geri çekilip mesafe aldı. Elbette amaçları kaçmak değildi sadece ne olduğunu anlayana kadar biraz uzaklaşmak istediler.

Lord bir anda siyah bir dumana dönüştü. Dumanın içinden küçük başlık takan bir insan çıktı.

Lordun eşi korkarak bağırdı.

''Gölge olamaz sen ölmüş olmalıydın.''

Gölge bu konuda bilgi vermedi. Ne ölüyüm nede yaşıyorum dedi. Tek yaptığı yavaş yavaş ileriye doğru yürümekti. Bunu yaparken giderek saydam hale geldi ve sonunda kayboldu. Korumalar ne olduğunu anlayamamış şekilde Gölge'nin kaybolduğu yere bakıyordu. 

Tam bu anda korumalardan birisi hafif bir ses çıkardı. Zaten gergin olan korumalar hemen ona doğru döndü. Koruma diğerleri ona bakarken yere düştü alnının arkasında bir delik vardı. Bunu gören büyüyle bir seviyesindeki Kraliyet yanlıları çevrelerini aramaya başladı. 

Kısa süre sonra metalin metale vurma sesi geldi. Gölge bir kez daha bir korumanın arkasında belirmiş onu öldürmeye çalışmıştı. Bu sefer koruma saldırıya hazırdı ve Gölge belirdiği gibi karşılık verdi. 

Gölge çarpışmanın etkisiyle geriye savruldu ve yere çarpması gerekirken yerin içine girdi.

Bommm...

Gölge'nin içine girdiği yer bir korumaların birisinin saldırısıyla yerle bir oldu. Gölge pusular konusunda yetenekli olsa da, bu avantajı kaybettikten sonra vücudunun büyüyle uyumu %100 olmadığı için Büyülü savaşçılara karşı yakın savaşta üstünlük kazanamaz hale geldi.

Gölge onları yenemese de Lordun ailesi büyülü savaşçılardan oluştuğu için Gölge çıkmadığı sürece ona zarar veremezlerdi. En azından böle olmalıydı. Ama prensin korumalarının arasında bu açığı kapatmak için bir ışık büyücüsü yer alıyordu. Onun grupta olması sayesinde büyücü açığını kapamanın yanında bir şifacıları vardı. 

Işık büyüsünün karanlığın düşmanı olması bilinen bir şeydi. İkisi birbiriyle çatışan güçlerdi. Büyücü elini kaldırdı ve konağın üstünde beyaz parıldayan bir küre oluşturdu. Bu hamleyi daha önce yapmamasının sebebi ana düşmanın henüz belirmemiş olasıydı. Bunu geciktirse bile gözünün önünde prensin öldürülebileceğini tahmin etmemişti. 

Beyaz ışığın belirişiyle karanlık yavaş yavaş geri çekilmeye başladı. Işık konağın sınırlarını aştıktan sonra daha fazla devam edemeyecek hale geldi. Işık büyücüsünün ifadesi değişti. Tüm şehri kaplayan güce karşı sadece bu kadarcık alanı savuna bilmesi onu rahatsız etmişti. 

Korumalardan bir tanesi boynundaki kolyeyi kopardı. Kolye koptuktan sonra kırmızı bir ışık bir anda belirip kayboldu. Bu kolye acil durumlarda destek istemek için kullanılan bir eşyaydı. Birbirine bağlı iki büyülü sembol yardımıyla çalışıyordu. Bu sembollerden birisi hasar görürse diğeri de yıkılıyordu. Bu sayede destek istekleri ve tehlike işaretleri anında iletilebiliyordu. İletişim yüzüğü konuşmayı sağlayan bir şey ama savaşın ortasında odağı kaybetmenin ölümcül sonuçları olabilir bu eşyanın artı özelliği de buydu.

Ne kadar hızlı olurlarsa olsunlar desteğin buraya ulaşması yarım saati geçerdi. Oda ruh dokunuşu seviyesine ulaşmış kişinin uçma hızıyla mümkündü. 

Gölge'nin Saklanma yeteneklerini kullanması ışık yeteneği yüzünden zorlaşmıştı. Korumalar kendilerinden emin bir biçimde çevrelerine bakınıyorlardı. 

''Kyaaaa''

Lordun eşi bir anda bir çığlık attı. Ön taraftan onu gören korumalar ne olduğunu anlayamadı. Kadın ellerinden birisini zar zor sırtına attıktan sonra öne doğru düştü. Öldüğünde dahi acının sebebini anlayamamıştı. Kadının arkasında Gölge elinde hala atmakta olan bir kalple duruyordu.

Lord eşini gücüne değil güzelliğine göre seçmişti. Bu sebeple kadın çok güçsüzdü. Bunu fırsat bilen Gölge kadının kalbini sökerek çevresindekilerin morallerini bozmak istedi. 

Sonrasında bir anda Lordun ailesinin toplanmış olduğu yere doğru fırladı. Büyüye bir seviyesinden iki kişi yolunu kapadı. Gölge hızını kesmeden yoluna devam etti. Büyüyle bir seviyesi olan ikisi Gölge'ye doğru saldırdılar. Tek yaptıklarıysa gölgenin içinden geçmek oldu. Gölge duvarların ve yerin içinden geçebiliyor neden bir insanın içinden geçemesin.

Bunu gören ışık büyücüsü bir lanet okuduktan sonra kendi de dahil olmak üzere büyüyle bir seviyesine ulaşmış ve konakta olan on kişiye bir destek büyüsü yaptı. Gerçekten de karanlığın düşmanı ışıktı. Bu büyü korumaların Gölge'ye vurabilmesini sağlıyordu. Ama bunu yaptıktan sonra gücünü bölmesi gerektiği için yukarıdaki ışık kaynağının gücü yarı yarıya zayıfladı. Artık sadece bahçenin bir bölümünü aydınlatabiliyordu.

Korumalar tekrardan Gölgeye saldırmak için hareketlendiler. Ama ne yazık ki Gölge çoktan Lordun ailesinin arasına karışmıştı. Aile üyelerinden büyüle bir seviyesine ulaşmış olanlar onunla savaşmak için gruptan kısa süre önce ayrıldıkları için; Gölge kuzuların arasındaki bir kurt haline geldi. 

Büyüyle bir olmuş büyülü savaşçılarda Gölge'yi yakalamak için kalabalığa daldı. Sorun onların bu insanları korumaları gerekiyor oluşuydu. Onların hareketleri kendi insanları tarafından kısıtlanmış haldeyken Gölge hiçbirini umursamadan aralarında koşuyordu. Yanından geçtiği herkes yere devriliyor ve bir daha kalkamıyordu. 

Kısa süre sonra sağ kalanlar farklı yönlere kaçmayı başardı. Gölge de tekrar toprağa daldı. Diğerleriyle çatışmanın bir anlamı yoktu. Bire bir mücadelede bile onları yenebileceğinden emin değildi ve on büyüyle bir seviyesinde savaşçıyı yenebilecek kadar kendine güvenmiyordu. Hiçliği kullanıp bir alan oluştursa onları yenebilirdi ama bu çöpler için kozunu göstermek istemedi.

Korumalar hala tetikte kalmak zorunda kaldı. Gölge'nin gidip gitmediğini bile bilmiyorlardı. Kısa süre sonra karanlık alan ve ruhlar ortadan kayboldu. Ruhların verdiği fiziksel ve manevi hasarın kaybolması bundan çok daha uzun sürecekti.

Otuz dakika kadar daha geçtikten sonra büyük bir enerjiyle birlikte ruh dokunuşu seviyesine sahip birkaç kişi şehre geldi. Geldiklerinde Gölge'yi bulamadılar ve tüm çevre şehirleri alarma geçirdiler. Gölge kıskaca alınmalı ve yakalanmalıydı. 

Şehirden başlayarak dış alanda arama başlatıldı. 

...

Bu sırada Gölge'nin kaldığı hanın kaplıcası.

Gölge rahat bir biçimde sıcak suda yatıyordu. Sonucunda bir katliamdan sonra sıcak suda rahatlamak gibisi yoktur(!).