''O sikik çeneni kapat Jiyong! Hep böyle yapıyorsun! Biliyor musun----Sikeyim---Böyle mi yaşamak istiyorsun?! Gerçekten mi, Jiyong?! İstediğin şey bu mu?!''
''Sakin olur mu--''
''Bana sakin ol demeyi aklından bile geçirme! Tanrım--Kendimi bazen bir bok çuvalına karşı konuşuyormuşum gibi hissediyorum--''
Jiyong iç çekip yatağından kalktı ve giyinmek için dolabına yöneldi.
''Üzgünüm tamam mı? Bir dakikalığına bağırmayı keser misin?''
''KESEMEM JIYONG!''
Jiyong tekrar iç çekti, Youngbae'nin ona yaklaşık bir 15 dakika daha küfür etmeden sakinleşmeyeceğini biliyordu.Ve muhtemelen gün içinde bu konuyu açıp, akşama kadar ona dik dik bakacaktı.
''ONUN DOĞUM GÜNÜYDÜ! VE SEN---HER ZAMANKİ GİBİ---SİKTİĞİMİN GÜNÜNÜ--''
''Bekle bekle--Ondan beni eve bırakmasını ben istemedim, tamam mı? Bunun için beni suçlayamazsın.''
''SEN BİR YAVŞAKSIN JIYONG! SENİ BUNUN İÇİN SUÇLAYABİLİRİM!''
''Tanrım..'' Jiyong mırıldanıp ceketini aramaya başladı.
''BÖYLE İNSANLARI GÖRMEYE ALIŞKIN OLMADIĞINI BİLİYORUM AMA SANA BİR SÜRPRİZİM VAR, ÖYLE İNSANLAR VAR JIYONG! BAZILARI HALA KİBAR! SENİN GİBİ DEĞİL! SEUNGRI SARHOŞ BİRİNİ YOLUN ORTASINDA BIRAKIP GİDECEK BİR ÇOCUK DEĞİL!''
Jiyong bir taş kadar ağır olan kafasını ovuşturup gözlerini kapattı.Çocuk onu eve kadar resmen sürüklemişti.Gitmeden önceki gülümseyişini hatırlayınca gözlerini açtı.Gülüşü canını sıkıyordu.
''Bae...Oraya geldiğimde o çirkin suratını görmek istemiyorum.
''Oh-- göreceksin benim tatlı arkadaşım.VE ÇİRKİN SESİMİ DE DUYACAKSIN!''
Aynı şirkette çalışıyor olmaları Jiyong'un hayatını çekilmez yapıyordu.Çünkü Youngbae her zaman annesi gibi davranırdı ve dürüst olmak gerekirse Jiyong onu zaten annesinden daha çok görüyordu.
Birkaç senedir aynı şirkette editör olarak çalışıyorlardı ama editör olmakta karar kılmadan önce şirketin neredeyse her kısmında çalışmışlardı.Çünkü şirketin sahibi arkadaşlarıydı.Aslında arkadaş kelimesi biraz kibar kaçıyordu çünkü okuldayken kendilerine -çete- derlerdi.Jiyong bu kelimeyi saçma bulsa da normal bir arkadaş grubu olmadıkları da kesindi.
Her şey çok hızlı olmuştu, bir gün bir anda kendilerini Seunghyun'un şirketinde bulmuşlardı çünkü Seunghyun'un babasının ölümü çok ani olmuştu.Bir sabah herkes grup chat odasındaki mesajı gördüğünde şok olmuştu.
Tttop: Çocuklar, sanırım bir sorunumuz var.
Her şeyle benim ilgilenmem gerektiğini söylüyorlar.
Her şey gerçekten hızlı olmuştu.Önce Jiyong kendini bir oda dolusu moda tasarımcısıyla birlikte bulmuştu.Aylar sonra kendini fotoğrafçıların yanında bulmuştu ve bundan hoşlanmadığını söylese yalan olurdu.Bae'yle çalışmak rahatlatıcıydı çünkü adam gerçekten harikaydı.Bir annenin ağzına sahip olabilirdi ama şirketteki en havalı kişi de oydu.O binada bir Tanrı gibiydi çünkü çalışmalarının hiçbirinde başarısız olmazdı.Tıpkı Daesung gibi.O her zaman iyi çocuk olmuştu ama kimsenin bilmediği garip bir yeteneği de vardı.İnsanların onun söylediklerine kolayca inanmasını sağlardı.
Jiyong hala onlarla nasıl arkadaş olduğuna inanamıyordu çünkü cidden bunun ne zaman olduğunu ya da nasıl olduğunu hatırlamıyordu.Bu belki de Tanrı'nın ailesi için ondan özür dileme biçimiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Have All My Hoodies
FanficHerkesle sarhoş olabilirsin ama her zaman yalnız kusarsın.