O gün çok sıkılmıştım.. Rahmim şuralarıma şuralarıma vuruyordu.. Sürekli iki nokta koyuyordum.. Ellerim kahkülüme gidiyordu çünkü bundan daha vurucu 4. cümle olamazdı.. Neden.. Çünkü.. Ben ben ve ben.. Yanımda oturan kişinin yüzü sarı ve gülen smiley benzeri idi.. Aldığı 1 litre suyu kaybetmiştim ve de ellerimi yıkadıktan sonra boynuna koymuştum.. Beni öldürmesinden korkuyordum İngilizce vizemde yazdığım gibi my anxiety turns on idi.. Kesinlikle cümleyi doğru kurmamıştım.. 53 almıştım..
Neyse burada sözü ben ele alıyorum çünkü bu kitabın top 10'a falan girmesi bestseller falan olması lazım. Öf bunları hep ben düşünüyorum. Neyse sakinim. Şimdi bu kitaba başlarken söylememiz gereken bazı şeyler olduğunu düşündük. Bu nedenle "Şuralarım" bölümü bizim kitabımızın giriş ve tanıtım bölümüdür. Anladığınız üzere bu kitabı iki kişi yazıyor ve ben mantıklı olan tarafım. Beni seveceksiniz. Öteki yazar hakkında düşüncelerimi ilerleyen bölümlerde subliminal olarak vereceğim. Anlarsınız. Şimdi ciddiyetsiz tarafa geçiyoruz. Ondan nefret edin. Kitabımızın konusunu size o anlatsın. Anlamazsanız ben devreye giricem. Kitabın arkasında falan beni bulabilirsiniz. BYE.
Parmaklarımı olmayan gamzelerime koyarak sinirlenmiştim.. Bu satırlara başlayalı bir hafta olmuştu.. Bitmiyordu.. Sınıfta biri yoğurt yemişti sanırım.. İnanılmaz akıcı İngilizce konuşan biri var üstelik soru soruyordu.. Ona bilenmiştim.. Dersi uzatmıştı.. Şaka şaka 20 dk var bitmesine.. Bitmiyor.. Bitemiyor..