Boka'dan ayrıldığım gibi eve doğru yürüdüm. Kapıyı çaldığımda Valentina karşıladı beni. Ustamın evde olup olmadığını sordum. Evde olduğunu söyledi. Çalışma odasındaymış. En üst kata kendimi ışınlayıp kapıyı çaldım.
İçeriden gel sesini duyar duymaz da içeri girdim.
Kitaplarını okumaya dalmış olmalıydı ki beni görür görmez okuma gözlüğünü indirip yüzünü benle buluşturdu
"Federica? Hayırdır?"
"Usta konuşmamız lazım önemli. Bir hayat söz konusu"
"Konuşalım tabi ki de hayat söz konusu olacak kadar önemli olan nedir?"
"Usta bize yardım etmen gerek. Son çare sensin. Nemecsek iyi durumda değil"
"Ne demek değil?"Baştan sona olanları aktardım. (Tabi birlikteliğimiz hakkında açık vermeden.)
"Öyle yani. Onun iyileşmesi için tek çare sensin usta. Biliyorum onlardan pek hoşlanmıyorsun ama bir insanın ölümden beter bir hayata sürgün edilmesine de göz yummazsın değil mi? Ona uygun kanı bulmak için 3 gün müddetim var bulamazsam ebediyen kör kalacak. Ne olur usta kabul et"
Sanki patlamaya hazırmış gibi içini çekti.
"Federica neler karıştırıyorsun bilmiyorum ama Nemecsek'in bu hale gelmesinden ben mesul değilim! Ben sana onlarla bu kadar yakın olmamanı tembihlemiştim değil mi!! Şimdi onlardan kopmayı kendin için de benim için de zorlaştırdın!! Zaman daralıyor Federica! Aklını başına al!"
"Usta biliyorum ama onun kör kalmasına müsaade edemem. Ne olur sende beni anlamaya çalış"
"Sana bu konu hususunda son sözümü söylüyorum. BU BENİ BAĞLAMAZ! Nemecsek'in kör ya da topal kalması beni hiç ilgilendirmez! Bundan sen mesulsün ve yaptığını da düzelteceksin"
Öfkeyle ayağa kalktım. Artık verecek bir cevabımın olduğunu düşünüyordum.
"Sende hiç mi yürek yok usta! Şu kadar bile mi vicdanın sızlamıyor ha! En azından benim için? Neden böyle taş kalplisin sen? Neden?" dedim sesim titreyerek. Gözlerim dolmuştu
"Çünkü sen benim elçimsin ve kısa zaman içinde de gerçek bir hayalet olup halkın yaşam kaynağı olacaksın"
"HAYIR! Sen beni değil burada yaşayan insanları daha çok düşünüyorsun! Beni bunun için seviyorsun! Halkın benden faydalanmasını istiyorsun!!!" dediğim gibi hışımla odadan çıkıp kapıyı da arkadan çarptım
Arkamdan müthiş sinirli bir sesin
"FEDERICA!" diye bağırmasını da duymamazlıktan geldim.Ağlayarak kendimi dışarı attım. Kendimi durduramıyordum. BEN USTAMIN İSTEDİĞİ GİBİ BİRİ YA DA BİR ŞEY DEĞİL BEN KENDİM OLMAK İSTİYORDUM
Koşarak ilerliyordum ki çalılardan gelen bir ses duydum
"Şşştth!"
Sesin geldiği yöne dönüp baktım.
Sesi çıkaranın kim olduğunu görmem ise her şeyin üstüne tuz biber olmuştuBu başhain Remí'ydi.
Saklandığı yerden çıkarak yanıma geldi
"Federica konuşmalıyız."
"Sen daha ne yüzle benim karşıma çıkıyorsun! Senin de Geréb'ten Ats'dan Achille'den farkın yokmuş! Kaybol gözüm görmesin seni"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET ELÇİSİ
FantasíaÖlüm ve yaşamak arasındaki ara dünya. Herkesin tam anlamda eşit olmadığı yer. Çünkü bu dünyada ölmüşlerin de ölümü var. Burada yaş ilerler,fakat beden ve yüz olarak aynı kalırsın. Bir kurgusal kahraman isen yaratıldığın seneden bugüne kadarki geçen...