Medya: Maral
***
Zombiler üzerime üzerime gelirken elimdeki tüfekle onları teker teker vurmaya başlamıştım bile.
"Maralll!"
Üzerime atlayan öküze baktım. Rüyamda aksiyon filmi çekiyordum ben ya!
"Masal, neden uyandırıyorsun be, daha ordu kuracaktım ben." dedim üzgün bir şekilde. Masal, bana anlamayan gözlerle bakınca yatakta oturma pozisyonu aldım.
"Ne ordusu?" diye sordu anlamayarak. Göz devirdim ve ayağa kalktım,
"Aman boşver, bir saniye... Krep kokusu mu o?" Hızla arkamı dönüp ümitle Masal'ın gözlerine baktım. Şirince gülümseyip kafasını salladı. "O zaman, hücum!" diye ikimizde aşağı inmeye başladık. Ablam Lina, yine döktürmüş olmalıydı. Mutfağa geçtiğimizde Lina ellerini göğsünde birleştirdi ve tezgaha yaslandı.
"Demek uyanmış uykucumuz." dedi gülerken. Evet Maral işte tam zamanı hadi git ve o krepleri kap. Ablama doğru ilerledim ve yanağından öpmek için ona eğilirken işaret parmağı buna engel oldu.
"Önce elini ve yüzünü yıka küçük hanım." Oflayıp lavaboya ilerledim Masal'a kısa bir bakış attığımda güldüğünü gördüm. Çeşmeyi açıp elimi ve yüzümü yıkadım. Havluyla ellerimi ve yüzümü kuruturken pofuduk terliklerimi giydim ve mutfağa ilerledim. Ablamla, Masal sofrayı hazırlıyordu. Pişmiş olan kreplerle bakıştım bir süre. Sevgilim olsa bu kadar bakışmam be! Kendime gelip ablamlara yardım etmeye koyuldum.
(Kız karakterler)
Kahvaltı yaparken kreplerin üzerine nutella sürüp hayvan gibi yiyordum ablamlar ise alışık oldukları için takmıyorlardı bile. "Maral." dedi ablam. Tek kaşımı kaldırıp ağzımdaki lokmalar yüzünden "Hı?" diye sordum.
"Sen bugün yeni işine başlamıyor musun?" deyince kafamı direk saate çevirdim. Yarım saatim vardı! "Eyvah! Eline sağlık ablacığım." deyip koşa koşa odama ilerledim. Arkamdan Masalda geliyordu. "Sabah uykucu diyorduk şimdide unutkan." Masal'ın dediğine göz devirdim ve dolabıma ilerledim. Beyaz bir gömlek ve siyah pantolon alıp üzerime geçirdim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı açık bıraktım ve çok hafif bir makyaj yaptım. Masal'ın yanağından öptüm ve hızlıca aşağıya indim. Ablama doğru ilerledim. "Sağ ol hatırlattığın için." deyip gülümsedim ve yanağından öptüm. Çantamı alıp hızla dışarı çıktım.
Cafe de yeni arkadaşlar edinmiştim ve çoğu kafa dengiydi. Şebeklik yapıp işi kapmıştım ve şuan iyi gidiyordum. Etrafta göz gezdirdim biri garson çağırıyor mu diye. Arkası dönük biri el kaldırdı. Menü alıp yanına ilerledim. "Buyurun efendim." Lanlı manlı konuşan ben iki dakikada ne kadar nazik oldum böyle. Çocuk gözlüğünü çıkarıp bana döndü. "Kahve." dedi. umursamaz tavırla. Arkamı dönüp ilerlerken göz devirdim. İnsanlardaki bu umursamazlık doğuştan mıydı? Bir bardağa kahve doldurdum ve çocuğa götürdüm. Çocuk diyorumda benden neredeyse dört-beş yaş büyüktü. Kahveyi masaya bıraktıktan sonra arkamı dönüp gidecekken çocuğun sesiyle durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Egoist Komşum
Humor"Ah! Seni bulduğumda geberteceğim! Ecelin olacağım egolu herif." "Sen benim ecelim değil ancak sevgilim olabilirsin küçük hanım."