31.Bölüm

40.2K 1.2K 77
                                    

Bölümü dün akşam atacaktım. Öyle de söz vermiştim. Fakat ansızın gelen misafir ve bilgisayarımın kasması derken atamadım. Söz verdiğim kişilerden sözümü tutamadığım için özür diliyorum. 

Dönüş yolunda arabanın içinde ne yapmam gerektiğini kestirmeye çalışıyordum. Murat'a söylemeliydim. Ama nedense içimde ki his ona söylemek istemiyordu. Beynim bir kukla gibi iki karar arasında mekik dokuyordu.

Bunun yanı sıra birde doktorun hastaneyi şikâyet etmememiz için uydurduğu bahaneleri dinlemek çok can sıkıcıydı. Zaten aklımızda öyle bir şey olmamasına rağmen defalarca kez özür dileyince acaba şikâyet etsem mi diye düşünmedim değil. Olayın karmaşasından Sevim teyzenin tatlı ve sorunu çözen dili sayesinde kurtulduk neyse ki.

Düşündükçe yol hızla aktı gözlerimin önünde. Yolculuk istediğimden daha kısa sürdü.

Arabadan inmeme- gerek olmadığı halde-yardım eden Atahan belime yerleştirdiği eliyle atamadığım adımlarımı yönlendirmeye başladı. Kafamın karışıklığı vücudumun işlevlerini yavaşlatmıştı. Sevim teyzede diğer koluma girmişti. Kapıya doğru ilerlediğimizde yarı yolda Sevim teyze kolumdan çıktı. Arabada çantasını unuttuğunu söyleyip geri gitti.

Atahan'ın gereksiz yardımını itelemek istemedim. Ona eşlik ederek evin kapısına vardığımızda kapıyı çalamadan açılıvermişti. Kapının açılışını beklemeyince aniden irkildim. Kocaman açtığım gözlerimi ilk defa gördüğüm kadına diktim.

Kahverengi iri dalgalı uzun saçları gözüme çarptı ilk önce. O kadar bakımlı ve dalgalı gözüküyorlardı ki çaktırmadan gözümün ucuyla Atahan'a baktım. Her erkeğin ilgisini çekebilecek güzellikteki kadına Atahan'ın da beğeni ile bakmasını beklemiştim. Atahan beni şaşırtarak kadına kaşlarını çatarak bakıyordu. Bakışlarını kadının üzerinde fazla tutmamıştı zaten.

Sanırsam Atahan'ın güzellik anlayışı daha farklıydı. Aksi takdirde böyle bir kadına burnunu kırıştırarak bakmak günah sayılabilecek bir suçtu. Murat'ın kız kardeşlerinden biri olabileceği geldi aniden aklıma.

Murat'ın koyu esmerliğinin yanında böylesi kahve saçlar, mümkün müydü? Tabi ki de mümkündü. Annelikten anlamadığım gibi genler hakkında da sıfır bilgiye sahiptim. Aferin bana. Derslerde uyumak yerine işime yarayacak birkaç bilgi edinebilirdim. Hoş iyi bir öğrenci olsaydım da ne işe yarayacaktı emin değildim.

"Merhaba Atahan," kadın gülümseyerek aklımdaki binlerce anıya son verdi. Bu yabancı, ideal kadındı! Sesinde ki tını bile işvesinin erkeklere tesir edeceğini bilen cinstendi. Bu kadını görünce aklıma Bahar'ı son gördüğüm gün gelmişti. O kara günde, Bahar'ın giydiği ve ona çok yakışan siyah elbisesini hatırladım. Siyah, iri dalgalı saçları ve makyajı...

O akşam onu son kez göreceğimi bilseydim katiyen girmezdim içeriye. Ama yine onu kıramamıştım. Sonuç olarak ben kırılmıştım. Şimdi ise kırılarak çoğalmayı başarmıştım. Ne büyük başarı ama!

Kadının selamını baş hareketiyle geçiştirdi Atahan. Bu hareketiyle kadının bakışları bana kaydı. Baştan aşağıya vücudumu incelikten sonra tebessüm etti. Anlamadan bende tebessüm etmiş bulundum. Gözlerimin içine içine bakınca hipnoz olmuş gibi ona gülümsemiştim.

Bakışlarımı ondan kaçırdım. Rahatsız olmaktan değildi. Bir an önce eve girip dinlenmek istiyordum. Sonra ise bundan sonra ne yapacağıma karar vermeliydim. Elimde olmayan imkânlara rağmen zor bir kara verecektim.

"Size de merhaba. Ben Esra," elini uzattı. Uzattığı eline avucumu yerleştirdiğimde nazikçe sıktı.

"Siz kimsiniz?"

Şehvetin EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin