RİSK II

173 14 0
                                    


                 Linda, ne yapacağını bilemeden adamın yanında yürüyordu aslında yürümekten çok onun yanında sürükleniyordu. O sırada kafasından buradan en hızlı şekilde nasıl çıkarım sorularıyla mücadele vermesinin yanı sıra profesyonel merakı da onu incelemeye itiyordu. Adam o koğuşlarda 'insanların' olduğunu söylüyordu ama genç kadın bundan emin olamıyordu. Veya gerçekten de insan varsa bu nasıl insan'dı anlamak ve elinden geldiğince yardım etmek istiyordu.

Örümcek, koridorun ortasında sağ kapılardan birinin önünde durunca Linda da mecburen arkasında beklemeye başladı. Kalp atışları hızlanmış bekliyordu. Kafasından birçok şey geçiyordu o an hatta ufak tefek planlar bile gelişmeye başlamıştı kaçışıyla ilgili. İçeri de onu neyin beklediği ile ilgili de merak ve korku içindeydi. Bazı istihbaratçıların, Özel Tim biriminde görev alanların böyle kaldığı ve eğitim gördüğü yerleri işi dolayısıyla biliyordu. Çünkü onlar sadece savaşmak ve aslında öldürmek için eğitiliyorlardı ve birlikler onların bu konsantrasyonu kaybetmelerini istemiyorlardı. Tabi bu adamların hepsi yaptığı işe göre iri yarı ve büyük oluyordu ama tek kelime ile BÜYÜK, yani içeride bunlardan biri ile karşılaşırsa kesinlikle genç kadının ona karşı hiçbir şansı olamazdı. Bunun dışında aklına gelen ikinci bir ihtimal de içeride akıl sağlığı yerinde olmayan ve çeşitli deneyler için kullanılan insanların olmasıydı. Tabi bu ilkine göre çok daha kötüydü çünkü bu rızaları dışında tutuluyorlar demek oluyordu ve bu canavar kim bilir onları hangi emellerine alet etmek için kullanıyordu.

Linda'nın önünde ki adam kendinden emin ve gururlu bir halde genç kadına döndü "Şimdi sana en büyük projemizi göstermek istiyorum. Eminim sen de çok etkileneceksin hayatım" O son kelimesi ve cümlesinde ki vurgulara dikkat bile etmek istemese de birşey çok açıktı adam kızın etkilenme dışında bir tepkisini kabul etmeyeceğini oldukça belli ediyordu.

Linda artık ne düşünmesi gerektiğinden çok emin değildi. Tek emin olabildiği birşey varsa o da biraz sonra göreceği şeyden hiç hoşlanmayacağıydı. Huzursuzdu ve açıkçası korkuyordu. Bir bilinmezliğin içine düştüğünün farkında olsa da yardım alabileceği kimsesi yoktu. Tek inancı akıllı dostlarının telefonlarına son anda atabildiği mesajları Sam'e götürmüş olmaları, ya da daha iyisi Sam'in ve Alex'in aynada ki mesajı görüp çözümleyebilmiş olabilecekleri. Bunların haricinde hayatın da görüp görebileceği en manyak herifle, nedenini hala çözemediği evcilik oyununda köşeye sıkışmış olarak kaldığıydı.

Kalın demir kapının yanında ki optik okuyucuya sol gözünü dayayıp okutmadan önce uzun bir şifre girdi adam. Ardından kapı üstten ve alttan da kilitli olduğunu belirten seslerle açıldı. En son sürgülü kolu sağa doğru kaydırılınca beyaz kapı aralandı, içerinin de bembeyaz oduğu belliydi. Linda, neredeyse Örümceğin arkasına saklanıyordu. Bu adamdan da korkuyordu gerçi ama en azından somuttu ve bildiği bir düşmandı. Fakat içeride ki hakkında hiçbir şey bilmiyordu, ne olduğunu bile.

  Sonun da gördükleri karşısında emin olmak için şok içinde iyice öne çıktı ve gözünü kapatıp beşe kadar saydı sonra tekrar açtı. İşin açıkçası Linda, birçok şey bekliyordu ama bu ihtimalleri aralarında yoktu bile. Önünde daha doğrusu dizlerinin hizasında kocaman mavi gözleri, şaşkın donuk bakışları, sarı lüleleriyle, elma yanaklı, dört yaşlarında bir oğlan çocuğu duruyordu. Çocuk, onu incelemekten çok birşey bekliyor gibiydi. Genç kadın ne yapacağını ve yapması gerektiğini kestiremiyordu. O kadar.... O kadar şaşkındı ki, nutku tutulmuştu.

  Belli ki kendinden bir tepki alamayınca sukütu hayalle ve alamadığı takdirden dolayı sıkıntı ile sordu Örümcek "Eee ne düşünüyorsun?"

Linda, ne düşünmesi gerektiğinden emin değildi karşısında ki çocukta kalakalmış bekliyor, genç kadın da küçücük de olsa bir anlam çıkarmak için bir taraftan odayı incelemeye çalışıyordu. Oda da herşey beyazdı, renk namına hiçbir şey yoktu ve sadece bu bile insanı delirtmeye yeter diye düşündü Linda. Zaten eşya olarak pek birşey de yoktu, küçücük oda da tek kişilik çocuk yatağı duvara dayanmış, yanında beyaz bir komodin, biraz ilerisinde beyaz ahşap kısa bir masa ve sandalyeden oluşan bir yerdi. Değil bir çocuk için hiçbir insan evladına uygun olamazdı burası. Sonra Linda detayları farketmeye başladı, içeride hiç oyuncak yoktu mesela, gözlerini çocuğa çevirince üzerinde beyaz pijama benzeri bir kıyafetle beyaz lastik pabuçlar olduğunu farketti. Ve yaşıtları gibi durmuyordu neredeyse bir asker hatta robot edasıyla içeriye girdiklerinden beri 'hazır olda' olduğunu ve emirleri beklediğini acı içinde anladı.

Linda, nasıl birşeyin içine atılmış, neyle yüzyüzeydi anlam vermek dahi istemiyordu. Kendi kendine sordu tüm bunlar hakikaten oluyor muydu? Gerçek miydi?

***

              Sık çalılıkların arasında siyah kamuflajlarının içinde ekip hazır bekliyor evi gözetliyorlardı. Evden daha doğrusu 'malikaneden' yüz metre ilerisi yüksek gerilim akımıyla kaplı on metre yükseklikte elektrik telleriyle çevriliydi. Kapıda iki goril ağır silahlarla dışarıyı gözetliyordu. Sam en önde kıvrak el işaretleriyle arkasında ki gruba yaklaşmalarını istedi. Yanına iyice geldiklerinde planını açıklamaya başladı "Trigger (tetik), sen Alex'le birlikte ön tarafı gözetleyin ve konuştuğumuz gibi zamanı gelince planı devreye sokun. Diğer çam yarmasına bakıp komutuna devam etti "Green sen arka taraftasın" adam kısa bir baş hareketiyle birlikte Alex'le, Trigger'in ters istikametine doğru yola koyuldu.

 Sam, kalanlara baktı, yani Sally ve yanında ki Rabbite. Rabbite, operasyon için gelen adamların başında ki iri yarı bir herifti, hoş hiç birinin cüsse olarak birbirinden bir farkı yoktu ya. Takma isimleri dışında doğumda aldıkları isimleri bile bilen pek fazla kimsenin olmadığı özel bir TİM'e dahillerdi. Kimseye bağlı çalışmayan, en azından işi kabul edene kadar, özel bir gruba. Aralarında ki tek Amerikalı Green di. Aynı şekilde kod adı olarakta soyadını kullanan tek kişiydi. Rabbite, Viking atalarını onurlandırırcasına sarıya yakın turuncu saçı ve sakalı, uzun boyuyla, mavi gözleriyle grubun aslında en renklisiydi. Trigger, içlerinde ki en koyu ten, saç ve göz rengine sahip olanıydı. Adam gece siyahlar içinde yok oluyordu.

Sam, biliyordu bu adamlar parayla çalışan çok özel bir birlikti, hiç acımaları ya da merhametleri yoktu. Onlar robottan farksızdı, en azından onlar hakkında bugüne kadar duydukları bu yöndeydi. Strauss'un onları bu işe dahil etmesinin nedeni çok açıktı 'kimseye güvenme' belli ki sonuna kadar bu politikaya bağlı kalacaktı.

Kimsenin operasyondan haberi olmaması gerektiği için Paul ve Jack evde kalmış fakat destek için helikopterle birlikte hazır bekliyorlardı. Bunun dışında garip bir şeylerin döndüğünün farkında olan ve Linda için son dosyaları da çıkarmış olan Angela ne yapıp etmiş kendini operasyona dahil etmişti. Aile geçmişi ve Sam ile çalıştıkları yıllardan dolayı güvenilir olduğu zaten su götürmez olduğundan kimsenin buna itirazı olmamıştı. Sonuçta tüm olanlara bakılırsa Sam ile Alex oğlanlara da en az Angelaya güvendikleri kadar güveniyorlardı ama şu an için onların arka planda beklemeleri herkesin yararınaydı.

Angela olaya dahil olurken yanında birçok oyuncakta getirmişti bunları görünce Sam dayanamamış kızı yanaklarından öpmüştü. Nano mini helikopter kameradan, termal gözlüklere, yer altı iletişim cihazlarına kadar, süper aletler getirmişti. Doğal olarak genç kızı ateş hattına sokmayacaklardı, onun işi bu değildi. Onu güvenli bir bölgede iletişimi yürütmesi ve arkalarını olduğunca kollaması için bırakarakacaklardı. Son kontroller için herkes kulaklığını taktı, uzaklaşmış olanlar dahil olumlu yanıt verdikten sonra işe başlandı.

Tek bir giriş şansları vardı o da tel örgülerin altını kazabilecekleri tek kör noktaydı. O nokta da aslında çok kör sayılmazdı ama kapı önünde ki iki ve dışarıda devriyede olması muhtemel bir adamın ilgisi dağılırsa kör nokta olabilecek bir yerdi. dikkat dağınıklığı için Alex'in önderliğinde ki gruba güveniyorlardı.

Sam kulaklığının mikrofon düğmesine dokundu şimdi herkes onu duyabiliyordu "Başlayın!" emrini verdikten sonra kendisi de hızla yerini aldı ve elini düğmeden çekti. Sonra bir dua gibi kendisi için fısıldadı "Aşkım dayan geliyorum!"


Risk SİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin