KARAN
Gözlerim ile ilk önce depoyu taradım. Sandalye ye bağlı olan ceseti inceledim. Adı Fırat'ı ve adamımdan biriydi. İşi yapan kişi tırnaklar ile başlamıştı. Birileri bilgi almaya çalışıyor olmalı diye düşündüm. Ama hangi konuda veya ne için. Cesedi tekrar baştan aşağı süzdüm.
Yerdeki kanlı tırnak parçalarının inceledim üzerlerinde halla kurumuş kan kalıntıları vardı. Bacaklarında fazlaca bıçak saplamaları mevcuttu. Bunlar derin kesiklerdi sanki hırsını çıkarıyormuş da öfkesini atamamış gibi. Buradan gördüğüm kadarı ile 15 bıçak yarası vardı.
Fıratın penisinin olması gereken yer kesikti. Penisi ortalıkta da gözükmüyordu. Bu işi yapanın bir koleksiyoncu olduğu düşüncesini soktu bu aklıma.
Göğüsünde kedi yazısı da vardı yine. Bıçakla kalın çizgiler ile yazılmış bir ünvandı. Yaradan kanlar pek akmamıştı öldükten sonra yapılmış olmalıydı. İşi yapan adam her zaman aynı adımları izliyordu. Önce tırnak sonra bıçak sonra penis. Adam kan kaybımdan ölmüş olması çok yüksek ihtimaldi.
Bu adam kim ise sinirimi bozmaya başlamıştı. Sokakta şöhreti de başlamıştı. Bazı kişiler bize rakip olduğunu gösterme şekli olduğundan bahsediyordu. Bazısı ise kişisel bir intikam olabileceği yönünde konuşuyorlardı. Bana kalırsa ikinci seçenek babam ve bu adamlar zamanında çok kişinin canını yakmışlardı.
Gözüm tekrar aşağı kaydı adamlarım dan daha kaçını bu halde bulacağımı bilmiyordum. Bu durum beni hiç memnun etmiyordu. Öldürülenlerin arasında tek ortak nokta zamanında babamın en sadık adamları olmasıydı. Bu ekip 10 kişiden oluşuyordu kedinin ceset sayısı ise 6 idi.
Bu düşman her kim ise babamı sinirlendirmeye çalışıyordu. Bilmediği şey ise onun 5 ay önce ölmüş olmasıydı. Bu bilgiyi sayılı kişiye paylaşmıştık hala babamın adına tamamlanması gereken bir kaç ufak iş vardı. İşleri tamamlayınca tüm düşmanlarıma ufak bir sürpriz ile bu bilgiyi paylaşacağım.
Anlayamadığım şey ise neden penislerini kesmesiydi. Bu işlem mafyalar arasında bile pek yapılmıyordu. Adamlarımdan birinin bana doğru geldiğini fark ettim. Bakışlarımı ona doğru çevirdim. Önce önümde başı ile selam verdi. "Abi bu da diğerleri gibi. Ceseten başka bir şey yok."
Sinir ile kafamı salladım tam arkamı dönüyordum ki yerdeki hafif ruj izi olan izmariti fark ettim. Altı adımda izmarite yaklaştım. Hangi gerzek cinayet yerine bir kadın sokar ki. İşte ilk ipucunu bulmuştum. Cenk diye seslendim sağ koluma. Cesedin arka tarafından bir yerden yanıma doğru hızlı adımlar ile yürüdü. "Emret abi. "
Bakış açımda olan izmariti işaret ederek yavaş tonlarda. "Bir şey yok dediğiniz yer burasım." Bir hışım ile kalktım. Yavaş adımlar ile dibinde bittim. Ağzımı kulağına yavaşça yaklaştırdım ve kulağı sağır olacak bir biçimde bağırdım. "İşleri bu şekilde mi tamamlıyorsunuzun siz. Buradaki en ufak ayrıntıyı bile bana bildireceksiniz demedimi. "
KARA KEDİ
- 6 Yıl Önce-
Gecenin bir yarısı elimde sigaradan derin bir nefes çektim. Sigara içimdekileri söndürmese de bir parça öfkemi alıyordu. Gözlerimi yukarı diktim yıldızlara izledim. "Anne biliyorum oralarda bir yerdesin no'lur beni de al buradan . Dayak yemek sorun değil diğer şeylerde ama sizsiz olmuyor. " gözümden bir damla aktığında hemen elimle sildim .
"Hep yanında olacağım demiştin. Dayanamıyorum artık bu acı bana çok fazla no'lur gel al beni . Söz seni hiç üzmem. Baba bari sen ikna et annemi . Bakın tamam kardeşimi de dışlamam no'lur gelin."
Bileklerimdeki izlerime baktım. Kaçkere ölmeye denediğimin sayısını unutmuştum. Elimdeki yarısı yanmış sigaradan Tekrar bir nefes çektim. Gözümden peş peşe yaşlar düşüyordu. Elimdeki sigarayı yere atıp ezdim.
Polis sirenlerini duymaya başlamıştım.Oturduğum banktan kalkıp parktan çıktım. Kapşonlu mun şapkasını kafama geçirip ormanlık bir alana girdim . Nereye gittiğimi bilmeyerek gidiyordum öylece . Bir süre sonra uçurumun dibine gelmiştim. En uca gidip ayaklarımı sarkıtarak oturdum. Aşağıda akan dereyi kaç saat izledim bilmiyorum.
------
Yanımdaki masadan yüksek gülme sesleri geldiğinde dikkatim o yöne kaydı. 30 ile 50 yaşları arasında 5 iri yarı adam varı masada. İstanbul'un en büyük mafya çetesinin elamanlarını bir bakışta tanıdım. Uzun zamandır araştırma yapıyordum. Bu bara gelme sebeplerimden biride bilgi almaktı. Başlarını çeken Avin baba dedikleri liderlerini ve yüzleri gözümün önünden gitmeyen diğer püştların bula bileceğim yerleri öğrenmekti.
Birde benim hakkımda bula bildikleri bir şey olup olmamasını dinliyordum. Avin baba dedikleri adam ölene kadar rahat etmeyecektim. Birde diğer puştlar var tabi. Kalbimdeki intikam ateşi başak bir şekilde sönmeyecekti.
Lakabımı duymak dikkatimi çekti. Esmer ve göbekli olan konuştu. "Yine kefi denen adam yapmış yapacağını." İstemsizce dudağımın kenarı yukarıya doğru kalktı. Beni erkek sanıyorlardı. Bilmedikleri şey ise karşılarında piskopat bir kızın olmasıydı.
Karşı tarafındaki renkli gözlü adam devam etti." Abi tek anlamadığım nokta bir adama neden penis keser ki. Yani kalp var kafa kol bacak ama penis ne alaka." Yanında oturan omuz silkti. "Onu karan abi bile anlamadı hala. Ama son işi gerçekten muhteşemdi. Yaptığı ilk işe göre baya acemiliğini atmış."
Cebimdeki telefon titredi. Demirin yazdığı mesaj ekrana düştü. "Simra selam. Acil konuşmamız gereken bir konu var bizim mekana gelmen lazım."
Mesajı okuduktan sonra kaşlarım çatıldı. Demir hep kardeşine gör rahat olandı bu saatler hiç iş yaptığı saatler değildi. Pek iş yaptığıda söylenemez gerçi ama bu saate beni mekana çağırıyor ise kesin önemli bir konu vardı. Mesaja hızlıca yarım saate orda olacağıma dair bir yazı yazıp telefonumu cebime tekrar koydum.
Cebimde bir yüzlük çıkartıp masaya bıraktım. Barın dışında köşede duran motoruma doğru yürüdüm. Motoruma atlayıp Demirin mekanlarına doğru sürdüm.
KARAN
Önümde yazan raporu okumaya başladım. İsmi Simra Görmez soy ismi bir yerden tanıdık geliyor ama nerden. Yaşı 19 civarındaydı benden 7 yaş küçüktü hayatının en güzel yıllarında olan açmamış bir çiçek gibi geldi bana o an.
9 yaşlarında ailesinin vefatından sonra kız erkek karma bir yurda yerleştirildiği yazıyordu burada. 14 yaşınadan sonra hiçbir veri yok yurtan kaçmış. Ama hakında ne bir hastahane kaydı ne de benzer bir kayıt görmemem ilginçti. Dosyada bulunan resim küçük kız çocuğu resmine baktım. Yurta kaldığı dönemlerde çekilmiş olmalı.
Dümdüz duruyordu üstünde pembe bir elbise vardı. Ama dikkatimi çeken vücudunun belli kısımlarında elbisenin örtemediği morluklar vardı. Simsiyah küt kesilmiş dümdüz saçları vardı. Tek bir kıvırcık tel bile yoktu saçlarında. Gözleri buz gibi bir mavi renkteydi. Halinden hiç memnun bir yüz ifadesi yoktu. Aksine gözlerinde korku vardı yüzü ise sinirini gayet rahat gösteriyordu.
Peki senin o depoda ne işin vardi Simra. 5 sene sonra tekrar kedinin bulunduğu yerde neden ortaya çıktın. Bunu öğrenmenin tek yolu var gibi. Ama nerdesin ve neden bulunmak istemiyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KEDİ
RomanceHikaye intikam için denk gelen iki kişi ile başlıyordu. Kız intikam istiyordu, adam ise heyecan arıyordu. Adam kızı ilk görüşünde büyülendi ama aralarındaki engelleri aşmak hiç kolay olmayacaktı. Heleki kız bukadar nefret ve mesafe doluyken. Peki bu...