Arkadaşlar hikayemin 2.bölümü biraz daha uzun ve heyecanlı umarım beğenirsiniz....
Geçen sene başıma kötü şeyler gelmişti evet mesela doğaüstü bir asker ve bir tanrıçanın son bedeni olduğumu öğrendim tabii bir de kız kardeşim Kathrine var onun da bir Delphi olduğunu düşünüyorum tabii karanlık tarafa geçmezse çünkü ben nasıl Rescia'nın bedeniysem oda Karanlığın bedeni yani o yüzden bir savaş olursa kardeşimi öldürmek istemem ama yapmak zorundada olabilirim herneyse bunun için daha 3 buçuk ayımız var Pete ve Lucy bana yardım ediyor -bunlar Bay Parkson ve Bayan Sprongfelsh- inanabiliyormusunuz bir ağacın içinde kocaman bir kütüphane var ve bunu sadece Delphi'ler görebiliyor oraya gidip kültürümü araştırıyorum çok şey öğrendim tabii dövüşmeyi öğrendim tabii birde şatomuz var Ravenwood Malikanesi'nin hemen arkasında Markus bunu bizim için yaptırmış ve bir sürü koruma eklemiş oraya girecekken Pete olmasaydı şuan ölü olabilirdim ama Delphi'lerde bir süre sorna yaşlanmaları durur yaşlılıktan ve hastalıktan ölmeyiz tabii istersek yaşlanabilir ve ölebiliriz ama bunu kim ister ki ama şatomuz gerçekten çok güzel ama hala bir silah seçmeme izin verilmiyor burada tamı tamına 4 Delphi yaşıyoruz Pete Lucy ben ve Lucy'nin tek kızı Melly aslında gayet mutluyuz okula hala gidiyorum annem hergün gelip beni ziyaret ediyor ve bazende burada kalıyor -aslında bizde kalmadığı sadece 3-4 gün var- ama annemin burada olmasından mutluyum annem bir Delphi değil ama en az onlar kadar yetenekli bir insan.Okulun ilk gününden nefret ederdim ama artık popüler bir çocuktum yani eskisi kadar kötü değildi herşey.Kathrine ah benim canım kız kardeşim hiç birşeyden haberi olmayan ve şimdiden sene sonu balosunu düşünüp duruyordu Kath'in en güzel kız olacağına şüphem yok ama şimdiden bunları düşünmesi garip değilmi? Herneyse artık baş ağrılarını çekmek zorunda değilim görüşlerimi artık kontrol edebiliyorum istediğim zaman geçmişten ve gelecekten görüntüler görebiliyorum süper bir güç öyle değilmi,aslında değil çünkü bunu yaptıktan sorna kendime gelmem çok uzun sürüyor.Tabii sinirlendiğimde yine camlar patlayıp duruyor ama artık bu okulumuzda normal bir olay gibi görülüyor yani çok sık oluyor bu arada kütüphanede Karanlığı durdurmak için bir şey okudum ''İkiz Kadeh'' aslında fazla bir şey değil sadece bir efsane yani bende emin değilim sadece buna güveniyorum.
Okulun nasıl bu kadar geçtiğini anlamadım gözümü kapatıp açtığımda şatodaydım ve Lucy bana güzel bir haber vericeğinden bahsetti ''Tatlım,bunu beklediğini biliyoruz o yüzden bu süreci biraz daha geri çekerek silah seçmene izin vereceğiz ama sınavı geçersen.'' o anda istemsiz sesler çıkardım biraz çığlık gibiydi aslında gerçekten çığlık atmıştım ve Lucy beni silah odasına götürdü baltalar,öılıçlar ,ağlar,yaylar,oklar bir sürü silah.Ama gözüme br şey çarptı ''Altın Yay'' sanırım hikayesini okumuştum ama gerçek olabileceği aklımın ucuna bile gelmemişti gerçekten oradaydı elime aldım ve inanılmaz bir dengeyle oku kapıp fırlattım evet sanırım silahımı bulmuştum.Melly ise gümüş uçlu ve bronz bir mızrak kapmıştı onu öyle ustalıla kullanıyordu ki inanılmazdı sanki yıllardır mızrak kullanıyor gibiydi sevinmiştim ve Melly yanıma geldi ''Piper,yayını hiç kullanmadın birazcık çalışmak istermisin?'' ''Tabii neden olmasın.'' ve bahçeye çıktık Melly bana mızrağını fırlatıyor her fırlattığında da geri geliyordu yayımın en güzel yanı oklarının bitmiyor olması sürekli Melly'e fırlatıyordum ama her seferinde kaçıyordu tabii bende hareketsiz kalmıyordum ve yerde 3 sarmaşık çıkarıp Melly'e doğru yönelttim sarmaşıklar Melly'i sarınca mızrağını yere düşürdü ve tam oku kafasına atıcağımı düşünürken sarmaşıklara fırlattım Melly gelip bana sarıldı sanırım çok korkmuştu yani her halinden belliydi bu aslında bende korkmuştum mızrağını o kadar vahşi fırlatıyordu ki bir an için başımı koparacak sandım en azından doğayı kontrol edebiliyoruz buda bize Delphi'lere savaşlarda çok yardımcı oluyor mesela deprem gibi.Yayı sırtıma aldım ve yemek için şatoya doğru yola koyulduk,mükemmel bir yemeğin ardından kendim biraz atış talimi yaptım ve uykuya daldım.Rüyalar,yine başlamıştı ama bu sefer korkmuyordum ve anlıyordum tabii hala başım ağrıyordu ama eskisi kadar değil ama buğulu ses bu sefer ''Yeni bir Delphi kaderinin peşinden koşuyor,ona sahip çıkmalı ve yardım etmelisin birbirinize çok yakın ama aynı zamanda çok uzaksınız.'' kim olduğunu gerçekten bilmiyorum acaba ona aşıkmıyım ama ilk olarak bu kim,ama onu tanıdığıma çok eminim.