2016 yılbaşından önceki son gün... Her yer buz tutmuş, etrafta çam ağacı yerine meşelerin bulunduğu bir sabah... Yine uyanmak istemezcesine yatağımdan kalkmaya çalıştığım saçma sabah... Annem seslendi;
~Haydi yavrum kahvaltıya!
~anne niye bu kadar erken kahvaltı yapıyoruz!!?
~ çünkü bu akşam için babanla hindi almaya gidiyoruz
~ anne akşam gidin o Zaman!
~kızım bir tek biz gitmiyoruz akşama kalırsak pahalı ve cılız hindi almak zorunda kalır, yılbaşı akşamını aç geçiririz şimdi hemen aşağı gel ve kahvaltını et!
İstemsizce aşağı indim. Kahvaltı sofrasına oturdum. Babam "kızım yüzünü yıka" deyince kalkıp yüzümü yıkadım ve kahvaltımızı yapmaya başladık. Annem;
~biz evde yokken bütün ödevlerini bitir olur mu kızım?
~Tamam anne yaparım...
Yapmayacaktım çünkü erkek arkadaşımla sözleşmiştik beraber geçirecektik bu günü.Nihayet annemler "hindi" almaya gittiklerinde erkek arkadaşıma mesaj attım "bize gel annemlerin işi var" biraz sonra kapı çaldı. Gelmişti. Beraber salona geçtik. Ve başladık konuşmaya
~hoşgeldin
~hoşbulduk
~ Ee naber
~... İyi sen...
~neyin var böyle?!
~ yok bişey
~ ya beni çıldırtma kalk hadi gidiyoruz
~nereye? Ne saçmalıyorsun yine?!
~yürü kafeye gidiyoruz
~ne için pardon?
~sigara tellemeye
~aptallaşma otur oturduğun yere
3 saat boyunca evde oturduk. Sessiz... Ölü gibi... Derken Annemlerin aramak geldi aklıma. 3 saattir gelmiyorlardı. Acaba çok mu sıra vardı. Aradım
~Alo!
~Alo buyrun?
~şey pardon ben yanlış aradım galiba babamla görüşecektim
~yoo yanlış aramadınız
~o Zaman niye telefona babam çıkmadı?
~aileniz büyük bir trafik kazası geçirdi
...
Dünya durmuştu sanki bayılacak gibi olmuştum şaka gibiydi herşey. Saçma bi yılbaşı şakası... Omzuna dayanabileceğim tek dayanağıma doğru kafamı götürdüm ama geri çekildi. Neden?!
~üzgünün ama ayrı dünyaların insanlarıyız. Ben sana sen de bana göre değilsin...
Çıldırmıştım üst üste gelen iki saçmalık beynimi allak bullak etmişti hiçbir şey anlamıyordum.Peki bunların hiçbiri olmasa... 2016 baştan başlasa... tam hayallerimdeki gibi olsa... Hadi o zaman bir de bunu hayal edelim...
2016 yılbaşından önceki son sabah... Her yer pamuk gibi karla kaplı... Etrafta, üzeri parça parça kar olmuş çam ağaçlarının bulunduğu bir sabah... Uyanmaya hiç bu kadar hevesli olmadığım, muhteşem sabah... Annem seslendi;
~Haydi yavrum kahvaltıya!
~tamam anneciğim geliyorum hemen!
Hemen yatağımdan fırladım ve yüzünü yıkayıp geleneksel yılbaşı elbisemi giydim ve kahvaltıya indim.
annem;
~vaay Benim Prensesim akşamki partiye hazır bile!
~Ne partisi akşam parti mi var!
~evet hayatım. Sen çok güzelsin zaten. Ama baban ve ben birazdan yeni açılan kostümcüye gideceğiz o yüzden biz evde yokken bütün arkadaşlarını mesaj yoluyla davet et olur mu?
~ tamam anne sen merak etme o iş bende.
Annemler evden çıkmıştın. Arkadaşlarımı çağırdıktan sonra hemen üstünü giyindim ve dışarı çıkmak için botlarımı ayağıma geçirdim. Kapıyı açtığımda karşıma çıkan manzaraya hayran kaldım. Her yer bembeyaz bir çarşafla kaplı gibiydi.
Pürüzsüz. Tam ayağımla kara basacakken, bu pürüzsüz zemine ilk önce elimle dokunmaya karar verdim (Bunun fotoğrafı medyada) çok güzel bi histi. Sonra fazla oyalandığım konusunda hem fikir oldum ve yürümeye başladım. Bahçe kapısının üzerindeki sarmaşıklarım kaplanmış Demirlikler karla kaplıydı. Bahçe kapısını açtığımda bütün hatlar üstüme döküldü. Artık tam bir kış kızıydım. Her şey çok güzeldi. Hayallerimdeki gibi. Ama henüz gün bitmemişti. Ve daha yaşayacağı çok şey olmalıydı. Fazla üşüdüğümü anlayınca içeri girdim. Ve televizyonu açtım. Derken kapı çaldı. Erkek arkadaşım elinde kırmızı bir gülle kapıdaydı.
~hoş geldin!
~hoş buldum al bak bunu sana kopardım
~ çok saol bitanem
~sen daha güzellerine layıksın
İçeri geçtik.
~akşamki planın ne?
~geleneksel yılbaşı partisi. Sen de gelsene
~bilemiyorum. Aslında tam da bunun için burdayım.
~ ne oldu ki neden bilemiyorsun gel işte?
~ bak ben... Bu akşam Fransa'ma gidebilirim...
~!! Ama neden?!
~ailem orada çünkü
~hani ailen yılbaşında gelecekti
~bi işleri çıkmış gelemiyorlar benim gitmemi istediler
~peki.
~neyse ben artık kalkıyım. Malum hazırlık yapacağım
Kalktı. Onu geçirmeye tenezzül etmedim. Çünkü gıcık olmuştum.Saat 8.00 yılbaşına sadece 4 saat kalmış
Annem arkadaşlarıyla mutfakta. babam arkadaşlarıyla rakı içmekte. Ben arkadaşlarımla oturuyordum. Telefona sürekli yılbaşı bildirimleri geldiğinden kapattım. Derken bir teyze
~haydi çocuklar oturun artık yemek hazır hindi pişti.
Toplaştık. Ve sofraya oturduk. Cümbür cemaat yemeğe başladık.2-3 saat süren bir yemekten sonra yılbaşına sadece 1 saat kaldığını farkedince herkes tatlı bir telaşeye kapıldı. Süsler düzeltiliyor, yılbaşı ağacı yapay karla kaplanıyor, ve herkes değişik kostümlerine bürünüyordu.
10-9-8-7-6-5-4-3-2-1
MUTLU YILLAR
Yılbaşı geldi. Çok güzeldi herşey herkes birbirine hediyeler verdi. Ama bana kimse hediye vermedi. Olsun dedim kendi kendime.Sonra birden kapı çaldı. Herkes kendi meşgalesinden kapıyı duymadı ben bakıyım dedim. Kapıyı açtığımda şok oldum. Erkek arkadaşım karşımda duruyordu. Ne olduğunu anlamadı. Beni çekti gel dedi. Beni bi taxiye bindirdi. Gözlerimi kırmızı bir tülle bağladı.
Gözlerimi açtığı anda her taraf Gül'lerle bezenmiş bi kumsaldaydım. İlerledim ve kalp şeklini almış meşalelerin ortasına kadar geldik güllü yolun sonunda. Diz çöktü ve o kırmızı kadife kutuyu çıkardı.
~seni çok seviyorum ve hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. BENİMLE EVLENİR MİSİN?~~~~~~~~~~~SON~~~~~~~~~~~~
YOU ARE READING
Hayalimdeki Yılbaşı
Short Story2016... Yılbaşı... Ailemi trafik kazasında sonsuzluğa uğradığım saçma sapan bi yılbaşı... O çok sevdiğim sevgilimin benden ayrılmak istediğini söylediği saçma bir yılbaşı... ama geriye alabilseydim yapabileceğim binlerce güzel şeyin olduğu Yılbaşı...