Güneş batarken hayallere daldım,max ile evlenmemizi,düğünümüzü,hatta doğacak bebeklerimizin bezlerinin nasıl olacağını bile düşündüm. Biliyorum çok fazla uçmuştum. Ama o hayaller çok iyiydi. Çok tatlılardı…
Dönüp max’in elini tuttum. Eğilerek beni öptü ve ‘’akşam blue otelde sakın unutma’’ dedi. ‘’elimden geleni yaparım.’’ Dedim. O her zaman çok hayran olduğum gülümsemesini takındı. Beni alnımdan öptü ve gitti. Bu anıyı hiç unutmam çünkü bu anı onunla olan son anımdı. Bu onu son görüşümdü.
AKŞAM
Üzerime mor dizimden biraz yukarıda biten askılı bir elbise giymiştim. Mor onun en sevdiği renkti. 15 dk sonra beni alıcaktı.
20dk geçti gelmedi.
30 dk geçti gelmedi.
1 saat geçmişti ama hala yoktu. Ev telefonu çalmaya başladı.Ses her zamanki sesti ama bu sefer acı doluydu. Bilmiyorum. Her çalışında canımdan can gidiyordu. Kalbime bir ok saplanıyordu. İçimde kötü bir his vardı.
Titreyerek telefonu elime aldım. Arayan annesiydi.Ağlıyordu. ‘’max. Max’in evinde yangın çıkmış. Durumu çok ağır. Xxxxhastahanesinde.’’ Dedi. Başım dönmeye başladı. 5 saat önce yanımdaydı ama artık yok. Hemen hastahaneye gittim.
Yoğun bakımda öylece yatıyordu. Neden yangın çıkmıştı? Beni bırakacak mıydı? Hani söz vermişti? Ben böyle düşünürken polisler geldi. Bu olayın kasıtlı olarak birinin tarafından yapıldığını söylediler. Ama kim? Niye yapsınki? Böylece yoğun bakımda 2 gün kaldı. Başından hiç ayrılmadım. Uyanınca beni göremezse çok üzülür. Hem belki susamıştır. Durumu iyiye gidiyordu. Yanına gitmeme izin vermişlerdi. Doktorlar çok ümitliydi. Teni bembeyazdı. Üşüyor muydu?Yanında fazla kalmadım. Çok yorgundum. Uykum vardı. Hiç uyumamıştım.Hastahanenin karşısındaki cafeye gittim ve kendime kahve aldım. Hastahaneye giderken kapıda justin’i gördüm.
-selam justin. Dedim. Sesim bitkindi.
-selam samantha. Dedi. Onunda sesi bitkindi. Gerçi biraz da endişeliydi. ya da bana öyle geliyordur.
-göz altların şişmiş iyi misin? Dedi.
-max. Yoğun bakımda.
-dertleşmek ister misin? Dedi.
Kabul ettim. Bir yere oturup konuşmaya başladık. Ona olanları anlattım.
-ama max’in durumu iyiye gidiyor. Dedim. Biraz gerildi. Biranlık gülmesi soldu ama sonra hiçbirşey olmamış gibi düzeltti kendini. Bu aradaona max ile olan komik anılarımı anlattığım için gülüyordu. ‘’üzülme samantha.Ben senin yanındayım.’’ Dedi. Bunu o kadar etkileyici bir sesle söyledi ki biran olsun max’i unuttum. ‘’ben gitmeliyim. Görüşürüz.’’ Dedi. Justin gittiktensonra ben de evime gittim. 3-4 gündür hastahaneden hiç çıkmamıştım. Birazuyumalıyım. Eve gelince kendimi hemen yataga attım. Deliksiz bir uyku çektim.Sabah ışıkları yüzüme vurunca uyandım. Huzurlu hissediyordum kendimi. Aklımamax gelince hemen yataktan kalktım. Hazırlandım ve hastahaneye gittim. Max’inodasına gidince max’in odada olmadığını gördüm. Hemşireye max’i sordum. O tekkelime hayatımı kararttı. O tek kelimeyi söylememesi için herşeyi yapardım. Tekbir kelime insanın hayatını kararta bilir mi? Benim karartır. ‘’öldü’’ beynimdemilyonlarca kez tekrarlanan kelime ‘’öldü’’
BÜYÜK SIR. 2.BÖLÜM
Gözlerimiaçtığımda hastahanenin yatağında yatıyordum. Yanımdajustin vardı. Uyandığımıgörünce yanıma gelip elimi tuttu.
-justin. Dedimbitkin bir sesle.
-efendim. Dedikısık bir sesle.
-max. Dedim sorangözlerle gerçek miydi?