Asel'i kaybettikten sonra ilk kez odasına girebilmiştim. Asel'i 13.Mart'ta kaybetmiştim. Asel patlamanın kurbanı olmuştu. Onu kaybedeli bir hafta olmuştu.Bir haftadır göremiyordum kardeşimi, şimdiden özlemiştim onu , bir daha göremeyeceğimi düşündükçe gözyaşlarıma hâkim olamıyordum. Asel olsaydı ağlamamı istemezdi. Onun için ağlamamaya çalışıyordum. Asel ağlamanın acizlik olduğunu söylerdi hep. Odasında Asel'in kıyafetlerine bakarken bir defter bulmuştum. Asel kapalı kutu gibidir. Derdi olsa hiç kimseye anlatmaz , bir sorunu olsa tek başına çözmeye çalışırdı. En büyük hayali yazar olabilmekti. Şu ana kadar yazdıklarını kimseye göstermemişti. Şimdi bu defteri bulmuşken oturup okumaya başlamıştım.
Merhaba Umut !
Seni ilk Güven Park'ta 3.bankta otururken görmüştüm. Gözlerin kızarıktı. Sanırım kötü bir haber almıştın. Seni tanımasam da senin için endişelenmiştim. Bir cesaretle yanına gelmiştim. Kızarık ve koyu kahve gözlerinle gözlerime baktın. O an hissettim ben seni , o an kalbimin en güzel yerine kuruldun. Gülünçtü çok gülünç bir daha göremeyeceğim biri kalbimin en güzel yerindeydi.Biraz kekeleyerek 'iyi misin ?' diyebildim. Hala gözlerime bakıyorken hiç bir şey demeden yanımdan kalkıp gittin. Haklıydın , yabancıydım ne diyebilirdin ki ? Kendime kızıp, sövmüştüm. İlk görüşte aşka inanmayan ben sana aşık olmuştum. Seni bir daha göremeyeceğimi bildiğim için kendime gülüyordum farkına varmadan sesli gülmüşüm ki daha sonra yanıma gelip ' iyi misin ?' diye sordun daha çok gülmeye başladım ben güldükçe sen de güldün. İlk görüşteki aşka inanmıyorum ama ilk gülüşte ki aşka inanıyorum. Elini uzatıp 'Umut' dedin. Benim umudumdun. Elimi uzatıp 'Asel' dedim ve bizim hikayemiz başladı.