Aslen Selanikliyim. Abim, ablam, annem, babam ve babaannemle yaşarız. Mutlu ve huzurlu bir hayatımız var... Babamı çoğu zaman göremesekte biliriz ki vatanı için cenk eder düşmanla. Onu beklemekle geçer günlerimiz... Korku ve endişe sarsa da içimizi, biliriz ki, ne olursa olsun anneme ve bizlere geri döner.
Babam, son seferinden döndü. Evde mutluluk, huzur ve güven duyguları hakim şuan. Çoğu zaman Yıldız'la kavga etsekte bunu babama çaktırmamaya çalışıyoruz. Onu üzmeye hakkımız yok, daha büyük dertleri var çünkü.
Babamın her gün eve üzgün gelmesini fark ediyoruz ailece. Bize belli etmemeye çalışsa da ters giden bir şeyler olduğu belli. Zaten ufak olduğumuz için bizden bir çok şey de saklanıyor. Çoğu kez babam annemi odaya çekip konuştuklarını işitiyoruz ve cümlenin sonunda annem her seferinde "sensiz hiçbiryere gitmiyoruz" ile bitiriyor. Neler olduğu hakkında en ufak bilgimiz bile yok...
Annemin bizi uykudan aniden uyandırmasıysa, yataktan kalktık. Daha ayılamadan önemli eşyalarımızı toplamamızı istedi. Dediğini yapmaya başladık. Evde bir heyecan hakimdi. Herkes birbirine çarpıyor ya da "şunu da al, bunu almayı unutma" gibi isteklerde bulunuyor. İtiraz etmeden hepimiz görevimizi yaptık. Çantalarımız, bohçalarımız hazır olduğu anda dışarı çıktık. Herkes sokaklara döküldüğünü görüyorum. Hala anlamıyorum. Neler oluyordu? Ben bunları düşünürken yanımızdan geçen Fedoro Amcanın sözlerine kulak misafiri oldum,
"Ne demek göç mari, siz bijim komşumuzsunuz. Nereden çikti bu kanun boyle?"
Demekki göç ediyorduk. Pekala, göç ne demekti? Tam anneme bu suali soracakken, babaannem anlamış olacak ki,
"Şimdi kızanlar, büle çook guzel bir yere gidiverceğiz, hemide tee bülee kocaman vagona bineceğiz. Te hayde oyalanmayın, ananınız da uzmeyin. Te hayde"
Babaannemin, anneme destek olmasını ve bizi heveslendirmesini seviyorum. İyiki yanımızda.
İstasyona vardığımızda bizi Tevfik Amca karşılıyor. Bu adamı çok severim. Bize iltifatlar etmesi, bizimle eğlenmesi hoşuma gidiyor. Bir nevi ikinci babam gibi. Bizi vagona bindirip anneme bir kaç şey söylüyor. Aniden annemin kötü olduğunu farkediyorum, yanına gitmek istesem de babaannem buna engel oluyor. Ali Kemal'de bir durgun. Sanki bizim bilmediğimiz bir şey olmuş gibi. Kalkıp ona sarılıyorum, sarılınca geçermiş gibi hissediyorum. Yüzüme bakıp sadece tebessüm ediyor. Bu da bana yeter. Yıldız'a dönüyorum, ağzı kulaklarında başka bir memlekete gideceğimi için mutlu. Oysa benim aklım hala annemde. Ne oldu acaba? Babam da hala gelmedi zaten.
Annemin bizim yanımıza gelmesi çok uzun olmuyor. Gözleri yaşlı, bitkin...
"Anne babam nerde?"
Merhaba arkadaşlar...
Hepimiz HiLeon fanı olmamız çok tatlı değil mi?
Bu bölümü okuduktan sonra ve gelecek bölümde Vatanım Sensin'den sahneleri görmüş olacaksınız.
Aman sakın sıkılmayın, biz zaten biliyoruz demeyin.
İlerde kendi kurgumda ilerlemeye çalışacağım...
Ama şimdi biraz diziden yardım almalıyım.
Lütfen kızmayın.
Anlayışınız için teşekkür ederim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM (HiLeon)
FanfictionHerkes gibi benim de yakıştırdığım Hilal&Leon'dan esinlenerek kurgulanmıştır. İyi okumalar...