Sonunda sabah olmuştu. Bugün proje için kampa gidecektik. Eşyalarımı hazırladım ve kahvaltı yaptıktan sonra üzerimi giydim.
Dışarı çıkmak için kapıyı açtığımda karşımda Aras'ı görmüştüm neden gelmiştiki ve en önemlisi evimi nereden biliyordu. Bunları boşverip ona baktım ve inanılmaz etkileyiciydi . Motor ile gelmişti ve yine siyahlara bürünmüştü. Yanına gittim ve ne arıyorsun burada dedim.
Bana bakıp gülümsedikten sonra "hadi bin" dedi.
Şaşkınca ona baktıktan sonra bana kaskı uzattı bende aldım ve bindim. Çok hızlı sürüyordu ve bu sayede ona sarılmak için bahane bulmuştum.💑
Okulun önüne gelmiştik. Hocanın proje ile ilgili anlattıklarını dinledikten sonra tekrar Aras'ın motoru ile yola devam ettik. Kamp yerine gelince herkes takım arkadaşı ile çadır kuracak ve onunla kalacaktı. Çok heyecanlanmıştım. Hemen çadırımızı kurduk ve içine girdik.
Akşam olmuştu, her yer karanlıktı ve farklı sesler geliyordu. Aras ise hiç bir şeyi umursamadan arkasını dönmüş yatıyordu.
Sonra bana döndü ve "yatmıyor musun ?" dedi .
Bende korktuğumu söyleyemedim ve anladığına emindim. Hiç beklemediğim bir anda kolumdan tutup çekti ve beni yanına yatırdı.
-Böyle giderse sabaha kadar yatamayacaksın. Ve projeyi yapamayacağız. Şimdi beni rahatsız etme ve yat.
-Buna hiç gerek yoktu.
Ben Arastan uzakta yatmaya çalıştıkça aras beni kendine daha çok çekiyordu. Artık pes etmiştim. Benimde istediğim zaten bu huzurlu kolların arasıydı. Bende ona sarıldım ve güzelce uyuduk.
Sabah kalktığımda hala o huzurlu kolların arasındaydım. Hiç kalkmak istemiyordum. Bu yüzden daha çok sarıldım. Biraz zaman geçince Aras uyandı. Bende uyanıktım. Onu izliyordum. Ve yakalandığım için yanaklarım hemen kızarmıştı.
Aras bana gülümsedi ve "umarım iyi uyumuşsundur başımın belası"dedi.
Bende gülerek "tatlı belası demek istedin herhalde"dedim.
Güldü ve "bu daha güzelmiş"dedi.
Çok tatlıydı. Kahvaltı için getirdiğim şeyleri çıkardım ve kahvaltı yapmaya başladık. Kahvaltı yaparken en sevdiğim vişne reçeli vardı. Ve onu yerken asla dayanamazdım. Yine çocuk gibi yemiştim. Bunu Arasın bana gülmesinden anlıyordum. Beni birden kendisine çekti. Ve hiç beklemediğim şekilde dudaklarımı öpmeye başladı.
Dudaklarını çektiğinde" reçel bulaşmıştı ama çilek müthişti"dedi.
Bende ona "reçel vişneliydi " dedim.
-Zaten reçeli söylemedim rujun çilekli mi?
-Evet
-Güzelmiş
Utançtan yerin dibindeydim. Kalktım ve rujumu değiştirdim. Bu sefer şeftalili sürmüştüm. Sonra tekrar Arasın yanına oturdum. Ve bakışmaya başladık. O kadar güzel bir andı ki bunu Songül çadıra gelmesiyle bozdu. Arasın dudağını ve beni görünce kıskançlıktan çıldırmıştı. Bende kendime inanamayarak onun geldiğini önemsemeden daha da çıldırtmak için Arasın dudaklarına yapıştım ve tutkulu bir şekilde öptüm. Arasta bana hiç karşı çıkmadan karşılık veriyordu.
Sonra dudaklarımı çektim ve "bunun tadı nasıldı?" dedim.
Songül çıldırmış bir şekilde çadırdan çıktı. Aras şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.
-Hmmm. Bu daha güzelmiş.
-Peki.
Arasla çadırdan çıktık ve proje için gezmeye başladık.
💜💜💑💑VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM ARKADAŞLAR. SİZLERİ SEVİYORUM.♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN TATLI BELASI
Novela JuvenilZorlu bir yol ve hiç pes etmeyen bir kız. Onu deliler gibi sevecek bir adam. Ve mükemmel bir aşk.