-4- Kurumuş beyaz bir karanfil.

339 17 10
                                    

Bu bardaki çocuktu. 

Dün geceki olay için aslında ona teşekkür etmem gerekiyordu. Bira şişesini o abaza çocuğun kafasına geçirmem bar sahibinin çok işine gelmişti doğrusu. Çıkışta yanıma gelip haftaya terkar çalmam için çok ısrar etti. Ben ise sadece omuzlarımı silktim. Saniyesi saniyesine uymayan biri olarak kimseye söz veremezdim.

Tabi bu olayda o ismini bilmediğim çocuğun katkısı da yadırganamazdı. Sanki tüm bar onun olayı başlatmasını bekiyor gibi birden ayaklanmıştı.

Bende sözsüz bir teşekkür ettim. Kanayan dudağını gitarlarımın ucuna bağladığım bez ile sildim. O bezi seviyordum. Neyse bir ara isterdim artık.

Sesimi çıkarmadım ve ona boş boş bakmakla yetindim. Pembe dudaklarını yaladı.

"Oturabilir miyim?"

Tahmin etmeliydim. Ezgi salağı yanıma oturmayarak aptallığını bir kez daha kanıtlamıştı.

Tanımadığım insanlarla oturmayı sevmiyordum. Aslına bakarsanız hiçbir insanla oturmayı sevmiyordum.

Karanlığımın etrafına mayınlar döşemiştim. Kimseyi yaklaştırmıyordum. Uyarılar her yerdeydi. Sert bakışlarım, baktığınız zaman yutkunmanızı sağlayan giyimim, tavrım. Bir nevi yaklaşma diyordu aslında. Bunu onlar için yapıyordum. Çünkü biliyordum karanlığa bir kez girdiniz mi sersemlerdiniz ve aciz hisederdiniz. Defalarca tökezler, duvarla çarpıp dururdunuz..

Ben ise artık bir yarasa olmuştum. Karanlık mağaralar benim evimdi. Huzurlu hissediyordum.

Yanımdaki çantayı alıp masamın üstüne koydum ve duvar tarafına kaydım. Yavaşça oturup telefonunu masanın üstüne bıraktı. 

Onu umursamayıp kulaklığımı tekrar taktım. Radiohead bana huzur veriyordu. Hayatımda boktan olmayan sayılı şeylerdendi müzik. Ben müziğin gücüne inanıyordum..

Müzik her şeyi olabilirdi insanın. İlk öpücüğü. Mezuniyet dansı. Cenaze müziği. Acı çığlıkları. En iyi arkadaşı.

Şarkıyı sessizce mırıldandım.

"Karma Police, arrest this man. He talks in maths."

-Karma Polis, bu adamı tutukla. Matematik konuşuyor.


Kafasının yavaşça bana döndüğünü hissettim. Ve gülümsediğini.

Bu çocuk sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Tamam arkadaşı gibi bacaklarımı ellememesi büyük bir şanstı fakat benim hakkımda ne düşündüğünü anlayamıyordum.  

Nefesi mi kesiliyordu? Her dakika etrafta gezen orospulardan olduğumu mu düşünüyordu? Yoksa bir yerine bile takmıyor muydu?

Peki ben niye takıyordum? Çok düşündün Afra kes şunu!


İç sesimle pek tartışmazdım. Aslına bakarsanız şimdiye kadar bir iç sesim olduğunu bile bilmiyordum. Hayatımda onca gereksiz şey varken bir de bunu çekemezdim. 

Hala çok düşünüyorsun Afra.


Sinirle iç geçirdim ve çantamı aldığım gibi aniden sıradan kalktım. Yanımdaki çocuk şaşkındı.

Hoca bozuntusunun yanına gittim ve beklentili gözlerle baktım. Başıyla beni onayladı ve omzumu sıvazladı.

"İyi misin?"

Semra Hoca beni kabullenen sayılı öğretmenlerden biriydi. Neden böyle olduğum hakkındaki düşüncelerini merak etmiyor değildim doğrusu. 

Seni Kendime Sakladım (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin