Koskoca depoda tek bir ses dahi çıkmıyordu. Herkesin soluğu bile tıkanmıştı o an için. O kadar insan , o kadar vahşet , o kadar çaresizlik görmüştü bu depo belki de ama böyle bir şeyi kesinlikle ilk defa görüyordu. Bunun en büyük kanıtı da şuan etraflarında olan korumaların şaşkın bakışlarıydı. Patronları gaddardı, zalimdi bunu en az bir ay bile yanında çalışan adamları bile biliyordu ama bu kadarını da kimse beklemiyordu. Tam anlamına beklenmedik.
Kris ise suratında tek bir mimik bile oynamaksızın karşısındaki adamın yüzüne bakıyordu. Bakışlarında soğukluk vardı. Tam anlamı ile soğuk..
Luhan çok şey duymuştu çok şey yaşamıştı ve çok defa farklı farklı olaylar ile karşılaşmıştı. Belki de çocuksu tarafı ilk defa kendini göstermiyordu. Nutku tutulmak , tam anlamıyla Luhan şuan bunu yaşıyordu. Eğer kalbi kan pompalamıyor olsaydı ve gözleri açık olmasaydı hiç kimse onun yaşadığını iddia edemiyor olurdu. Bütün bedeni ve hatta gözleri bile titriyordu şuan resmen onun.
Arkalardan biraz uzak bir mesafeden gelen acı iniltiler ve çığlıklar ile Luhan girdiği transtan çıkmıştı bile çoktan. Hatta hızla kafasını seslerin geldiği tarafa doğru çevirmişti. Gözleri o acı seslerin kaynağını arıyordu korku ve umutsuzluk ile.Belli ki burada acı çeken tek kişi o değildi. Bu depoda kim bilir neler yaşanmıştı ve hala yaşanıyordu. Ama arkasında gördüğü tek şey koskocaman kanlarla kaplı duvarlardı. Ve bu görüntü onun birazcık daha korkmasından başka bir şeye yaramıyordu.
''Babanın oğlu olman senin suçun değil küçük Luhan ama yapacak başka bir şey yok. Babanın senin gibi bir çocuk yapması asıl suç olan şey bu. Şimdi başlayalım mı?'' Luhan adama .evirdi göz bebekleri bile titreyen bakışlarını. Ağzını araladı ve;
''Lütfen efendim. Ben ben bir şey yapmadım. Babam babam iyi biridir. Size zarar verdiğini sanmıyorum''
''Babanın iyi biri olması bana milyonlarca dolar kaybettirdi. Ondan sadece bazı şeyleri görmemesini istedim. Ama o ne yaptı. Bir pislik gibi, o Bakan bozuntularının gözüne girmek için her defasında bana bulaştı. Ve biliyor musun? Çok büyük yanlış yaptı''
Luhan duruşunu dikleştirdi ve;
''Benim babam bir pislik değil. Burada asıl pislik olan sizsiniz. HEPİNİZ!'' diye öfkeye çalan bakışlarını kıstı. Kendisi herşeyi alttan alırdı ama o melek gibi olan babasına asla hakaret ettirmezdi. Babası onun herşeyi idi.
Öfkelenen adam aralarındaki birkaç mesafeyi kapattı ve hızla yumruk attı karşısındaki çocuğun suratına. Yüzüne aldığı darbe ile savrulan Luhan bir anda yere kapaklandı ne olduğunu bilmeden. Yerde sendelemiş şekilde otururken bakışları sağ tarafında kalan Kris e kaydı.
Kris ona bakmıyor buz gibi bakışlar ile karşısını seyrediyordu. Luhan ı yıkan bir diğer şeyde bu oldu. O onu önemsemiyordu. Ne sinir ne öfke nede acıma duygusu hiç bir şey yoktu şuan Kris in bakışlarında ki, o ona bile bakmıyordu. Luhan ise hala ondan bir ümit bekliyordu. Hala ve hala o adama sığınmaya çalışıyordu.
Patronları beklenen emri verdi;
''BAŞLAYIN ! HEMEN ŞİMDİ''
Yıkılmışlık ile gözleri dönen Luhan karşısındaki adama hiddetle bağırdı ve bu bağırış bardağı taşıran son damla oldu;
''CANIN CEHENNEME PİSLİK!''
Bir yandan da ayağa kalmıştı bile. Sağ elinin parmağı ile dudağının kenarından akan kanı sildi korkusuzca. Ama o anda beklediği şey hızla ve sinirle üzerine gelen Kris değildi. Hatta ve hatta hiç değildi. Luhan onun gözlerinde gördüğü bakışı biliyordu. Bu bakış ile bir defa daha karşılaşmıştı, otelde o uyurken bir şeyler almak için markete gittiği zaman. Kris in onu gördüğündeki bakıştı bu. Ve aynen beklediği gibi de oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ KENDİME KAÇIRDIM
FanficKoltuğunda ki yaşlı adam elinde ki belgeleri hırsla yere fırlattı ve karşısında ki uzun boylu gence tıslarcasına emretti; '' 'O' nun en değerlisini kaçıracaksın Kris. Kaçıracaksın ve ben Xiu' yu dize getireceğim.Benim planlarımı mahvetmenin ne de...