Yorumlarınızı merakla bekliyorummm....
***
Geldiğimiz yer orta halli, üniversite öğrencilerinin takıldığı ucuz ve içkili mekanlardan biriydi. Kızlar, bizim okuldan ve diğer okullardan birçok yakışıklı erkeğin burada takıldığını söylemişlerdi. Bende ki de ne şanssa son yarım saattir radarıma hiçbir yakışıklının y'si bile takılmamıştı. Belki de etrafa bayat balık gibi baktığım için öyle görüyor olabilirdim. Önümdeki içkinin pembe pipetiyle oynarken kızların ellerindeki telefonlara bir hayli meşgul olduklarını fark ettim. Benim telefonumun şarjı mekana girdiğimizin ilk 5 dakikasında sizlere ömürdü. Günlerdir şarja takmadığım için daha fazla dayanamamış olmalıydı.
"Gerçekten çok eğleniyoruz." dedim büyük bir ima dolu sözlerle. Arkada çalan Demet Akalın'ı şarkısını bastırmak için biraz bağırmak zorunda kalmıştım.
Tuba beni takmasa da Yeşim telefondan başını kaldırıp, "Şu mesaja cevap verip hemen dönüyorum canım." demişti. Tuba ise ekranın tuşlarını okşarken yüzünde saçma bir gülümseme vardı. Madem mesajlaşacaktınız niye beni habitatımdan çekip almıştınız ki? Ah yatağım şimdiden onun o sıcaklığını ve içtenliğini özlemiştim.
Önümdeki içkiyi tek seferde, pipetten höpürtü sesi çıkana kadar çektikten sonra ayağa kalktım. O sırada nihayet arkadaşlarımın dikkatini çekebilmiştim.
"Ben tuvalete gidiyorum." dedikten sonra başka açıklama yapmadan lavaboyu bulmak üzere uzun bir keşif yolculuğuna çıktım. Buraya ilk defa geliyordum çünkü genelde Murat'ın bildiği mekanlara giderdik. Beni buraya hiç getirmemişti ve kızlarda ben Murat'la takılırken hep buraya geliyormuş. Allah Murat'ı bildiği gibi yapsın!
Lavaboyu garsonlardan birine sorduktan sonra bulabilmiştim. Bana bu koridoru göstermişti fakat hangisinin kadın hangisinin erkek olduğu yazmıyordu ve üzerlerinde birer simge de yoktu. O piti piti yapmaya vaktim yoktu çünkü gerçekten altıma yapmak üzereydim. İlk karşıma çıkana daldım ve içeri daldığım anda ayakta işeyen birkaç erkekle göz göze gelmeme rağmen sakinliğimi koruyarak, "Sadece tuvaleti kullanacağım." diyerek birinin çıkmakta olduğu kabine daldım. Dışarıdan gelen erkeksi imalı gülmeleri umursamamaya çalışarak işimi gördüm. Sarhoş değildim sadece olanlara karşı hissizdim. Ne vardı alt tarafı tuvaletleri karıştırmıştım.
İşimi gördükten sonra etrafa dokunmamaya dikkat ederek kabinden çıktım. Ben çıkana kadar hepsinin beni çıkmamı beklediğini fark ettim eğer mannequin challenge yapmıyorlarsa ama çaktırmamak için her ne yapıyorlarsa işlerine geri döndüler. Ben de biraz çekingen bir tavırla çekingenliğimi belli etmemeye çalışarak ellerimi yıkadım ve kimsenin yüzüne bile bakmadan lavabodan içtim. Çıkarken de içeriye girmekte olan birkaç adamın dalga malzemesi olduğum gözümden kaçmamıştır.
Kızların yanına döndüğümde masa da kızlarında yanında üç tane de erkek olduğunu gördüm. Her ne konuşuyorlarsa ben gidene kadar kahkahaları eksik olmamıştı. Benim yerime sarışın bir çocuk oturduğu için ben Tuba'nın yanındaki boşluğa oturmak zorunda kaldım. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdikten sonra yüzümü çevremde gülmeyi kesip bana bakan arkadaşlarım ve onların arkadaşlarını çevirdim.
"Çocuklar size bahsettiğimiz arkadaşımız Hazel, Hazel bunlarda Can, Deniz ve Burak." demek benim yerime oturan çocuğun adı Burak'tı. Benim çevremde Murat'ın kıskançlığı sebebiyle neredeyse hiç erkek yoktu, onun o yılana söylediği gibi kardeş olarak gördüğüm bir erkek bile yoktu ama çocukların ismini daha önce duyduğumu ve simalarının yabancı gelmediğini fark ettim. Kızlar bahsetmiş olmalılardı. Hiçbiri ne fiziksel olarak ne de muhabbet olarak ilgimi çekmese de dinliyormuş gibi yapmaya başladım ve arada birkaç kez sırf onlar gülüyor diye güldüm. Biraz sonra masaya bir çocuk daha geldi ve sıkışmak zorunda kaldık. Onun adı da Duran'mış. Lavabodan gelen Duran arkadaşımız(!) birkaç kez sanki daha önceden samimiyetimiz varmış ve aramızda bir sırmış gibi benimle lavabo konusunda gizliden gizliye dalga geçse de onu umursamadım. Şu an neden dışarıya çıktığımızı sorgulayacak haldeydim ve kendimi ciddi anlamda kötü gibi hissediyordum. Kafamı dağıtmak için içtim. Sürekli içtim. Durmadan içtim. Bünyem çabuk sarhoş olmazdı hatta bu zamana kadar hiç sarhoş olmamıştım sadece dayanma gücüm kalmadığında kafam hafif dağınık olurdu ve o zamanda kusardım. Kalkacağımıza yakın benim çok içmemle ilgili şakalar döndüğünde sadece suratıma bu gece takındığım zoraki gülüş vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Olduğunu Biliyorum 1-2 ( Kitap Oldu )
Literatura KobiecaHazel'in geçmişi unutmak, belki de onunla içten içe hesaplaşmak için yeni bir ilişkiye cesareti yoktu. Ama herkesin çok cesur olabildiği, "Sanal Alemde" pek ala bunu deneyebilirdi. Ve şansını denedi. "Sen olduğunu biliyorum."