Hayat üstü çizili bir oyun. Ben tozlu raflara kaldırılmış, üstüne sigara kokusu sinmiş, terkedilmiş ve harabeye dönmüş bir adamım. Bazen kimsenin umurunda olmayan, bazense iki duble rakı içip sohbet edilebilecek biriyim. Bazen gözlerin aradığı, bazen de ölmüş farz edilen bir tekim. Ben rakıyı iki tek atayım diye masaya oturup şişenin dibini görenlerdenim. Ve bunun çoğu zaman farkında bile olmayan bir adamım. O yüzden ben bazen ölmüş farz edilen bir tekim. Rakının kardeşi gibi düşünün. Bir tek deyince ben, iki tek deyince rakı gelsin aklınıza.
Şimdi sen böylesine terkedilmiş, böylesine rakıyla arkadaş olmuş bir adamla oturup muhabbet edemezsin bilirim. Bir kere diliniz uyuşmaz bir tekle. Ben iki duble içerim, sonra bir iki duble daha... Zaman geçmiş olur, anılar akılda iyice yer edinir. Sonra içimde ki o yaranın acısıyla, kendimden biraz habersizce bir laf atarım ortaya. Herkes susar, kalpler konuşur, ruhun acı çeker. Canı yanar etrafımda ki herkesin. İşte sırf bu yüzden bile böylesine terkedilmiş, rakıyı böylesine arkadaş edinmiş bir adamla oturupta iki çift lafın belini kıramazsın sen arkadaşım.İşte sırf bu yüzden bile dilimiz uyuşmaz bizim. Konuşsam yüreğin burkulur, anlatsam kalbin kırılır, anlatmıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbini Öptüğüm Kadın
PuisiBazen sadece susmak gerekir. Susarak konuşmak, susarak küsmek ve susarak özlemek... Seviyorsun mesafeler giriyor, seviyorsun insanlar gidiyor. "Mesafeler aşka engel değil" derler. Evet, mesafeler aşık olmaya engel değil ama aşık kalmaya engel olabil...