1. BÖLÜM ÖLÜDENİZ

286 18 22
                                    

Bir hayat çizgisi vardır insanın. O çizgiyi aşamaz. Ne kadar isterse istesin , bazen bazı şeylerin olma imkanı azdır bu hayatta. Ama eğer bir şeyi hayal ettiysen ve o şeyi hayatında önemli bir yere koyduysan , o çizginin yıkılıp geçileceğine inanıyorum. Hiçbir zaman hayallerimden vazgeçmedim. Ailem benim için çok önemli. Sonra beş deli arkadaşım var. Tam beş yıldır neredeyse her gün beraberiz. Bazen kızsamda onlara onlar benim her şeyim

Beraber güldüğümüz , beraber ağladığımız , beraber birilerine laf soktuğumuz , beraber dedikodu yapmaktan hiç bıkmadığımız. Beraber küsüp iki gün geçmeden barıştığımız o kadar çok anımız var ki bu okulda. Mesela beden dersinde bir çocuğun camdan sarkarak tükürdüğü ve ne hikmetse benim kafama geldiği o gün. Sonra Polen'in sınıfta ambulans geçerken yangın var deyip ambulansla itfaiyeyi karıştırıp , rezil olması. Laden' in sınıfın perdesini sökmesi. Gerçi hiç şaşırmadım neye dokunsa elinde kalır. Lavin' in sevdiği çocuğa uçak yapıp üstüne "Seni seviyorum" yazıp atmaya çalışması ve tabiki becerememesi. Hira'nın beden dersinde hoca "Rahat-Hazır ol" dediği gibi "sağol" diye bağırıp bütün okulda sesinin yankılanması. Hatırlıyorum da ne kadar utanmıştı. İlkim'e gelince sınıfımızın zeka küpü sana bir kusur bulamadım. İşte bu beş deli kızla tam beş yıldır arkadaşım ve onları çok seviyorum.

Hayatta pişman olduğum şeyler olsada hiç bir zaman hayata küsmedim. Aksine ne kadar rezil olduysam , ne kadar üzüldüysem daha güçlü bir şekilde geri döndüm ve artık büyüdüm. Tıpkı bir gökkuşağının yağmur yağınca çıkması gibi ben de her ağladığımda daha da güçlendim...

☆☆☆

Bugün belki milyonuncu kez anneme babamı ikna edip edemediğini soruyorum. Ben valizimi hazırlamıştım bile ama benim canım babam ikna olamamıştı. Çok büyük bir şey istemiyorum ki. Alt tarafı 10 saat 17 dakikacık araba sürmesini ve bizi Muğla'ya tatile götürmesini. Tabi birde yazlığın anahtarlarını bize vermesini.

"Anneee ! Ya aradın mı babamı? Ya anne ara hadi bak bu sefer kesin kabul edecek hadi annem , hadi benim dünya güzeli annem."

"Nefescim yağcılık yapmana gerek yok. Aradım diyorum ya. Cevap vermedi toplantıdadır heralde."

"Telefonun nerde bir de ben arayayım babamı."

"Hah arıyo baban bir sakin ol kuzum. Efendim hayatım. Öyle mi diyosun..."

"Ya çıldıracağım. Ne diyo ki , izin verdi mi ki?"

"Hıhı bende öyle düşünmüştüm. Tamam , tamam anladım. Görüşürüz."

Annem konuşa dursun ben etrafında dört dönüp duruyorum. Telefonu dinlemeye çalışıyorum ama bir işe yaradığı yok. Yine bir şey duyamadım

"İzin verdi baban."

"Nasıl yani ya , cidden mi? MAVİ CÜCELER AŞKINAAA!"

"Kızım sana şu cümleyi kullanma diyorum. O nasıl bir şey öyle."

"Anne ben ne diyorum , sen ne diyorsun. İzin verdi mi cidden?"

"Evet nefes evet. Git hemen Hiraları ara hepsi valizlerini hazırlayıp bize gelsinler. Yarın yola çıkarız dedi baban."

"Ay tamam sakinim bu yıl çok sevap işledim heralde dualarım kabul oldu. Gittim ben anne telefonda olmaz buluşuruz biz." Der demez anında kapıya yöneldim. Tam çıkacaktım ki annemin seslenişiyle kalakaldım.

"Nefes , böyle mi gitmeyi düşünüyorsun? Üstünde mavi pandalı pijamalarınla. Çık yavrum tabi."

"Ay ben onu unuttum o zaman üstümü değiştireyim bari."

MAVİ CÜCELER AŞKINA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin