Umay evden çıkmıştı. O sırada Yağmur , odasını One Direction posterleriyle süslüyordu. Yağmur Harry'i gerçekten çok seviyordu. Normalde plan yapmayı çok sevmezdi ama konu Harry olunca yapmadığı plan kalmamıştı. Her gece Türkiye'ye gelmesi için dua ediyordu. Ama bu sevgisi gerçek miydi emin olamıyodu. Acaba onu sadece ünü yüzünden mi seviyordu? Ama ün yüzündense niye Louis değil diye düşündü ve konuyu kapatmaya karar verdi. Kendi kendine yaptığı sorguyu bıraktı ve ısrarla çalan kapıyı açmak için elindeki posterleri masaya bıraktı. Kapıyı açtığında bavullar yüzünden ezilmek üzere olan Umay'ı gördü. Hemen arkadaşının elindeki bavullardan birkaçını aldı. Birlikte Yağmur'un odasına geçtiler. Bavulları odanın bir köşesine bıraktıktan sonra , Yağmur geri kendi işine döndü. Umay o sırada Yağmur'un yapıştırmış olduğu posterlere bakıyordu. Posterlerin çoğu Harry ile ilgiliydi. Umay'ın posterlere anlam veremediğini anlamıştı Yağmur. Açıklama gereği duydu ve Umay'ı kolundan çekerek yatağının üzerine oturttu. Ona Harry'i ne kadar çok sevdiğini, onunla ilgili olan hayallerini anlattı. Ve en sonunda minik bir sır verir gibi Umay'ın kulağına eğildi. Onunla birlikte Londra'ya gitmek istediğini söyledi. Umay aklına bir şey gelmiş gibi gülümsedi ve ayağa kalktı.
Yağmur'un ağzından
Umay birden ayağa kalktı ve bavulunun yanına gitti. Önce bavulunun yan tarafından bir kağıt çıkardı, daha sonra orta gözden laptopunu aldı ve yanıma geldi. Sanırım elindeki bir milli piyango biletiydi. Bana döndü ve
~Eğer bu bilet bize para kazandırırsa sana söz veriyorum birlikte Londra'ya gideceğiz .
dedi ama bunun olma olasılığı çok düşüktü. Yine de dua etmeye başladım. Laptopunu yavaşça açtı ve internete bağlandı. Kısa bir süre sonra evde büyük bir çığlık yankılandı...
