SANA TAPIYORUM...

24 4 0
                                    

Kapıdan çıktığımız da Ardenin nefes alış verişi hala hızlı ve düzensizdi. Kafamı kaldırıp ona baktığımda kızarmış yanakları ve sıkılmış dişleriyle aşırı derecede çekici duruyordu. Belimdeki eli sanki gelip biri kaçıracakmış gibi sımsıkıydı,diğer eliniyse yumruk yapmış ve o kadar sıkı bir yumrukdu ki parmak boğumları beyazlamışdı.

    Sınıfın bulunduğu kata çıktığımızda yumruğunun gevşemesiyle üstümdekibakışlarını hissettim. Ona doğru döndüğüm de bana can alıcı gülüşüyle bakıyordu.

     "Sol elimi taciz ediyorsun resmen. Eğer illa bir yerimi taciz edeceksen bunların baklavalarım olmasını isterdim güzelim."dedi arsız arsız sırıtarak.

     Hafif utanmış ve kızmış yüzümle belimdeki elini sertçe itip
    "Kendini beğenmiş egosit,gıcık, pis insan.!"dedim ve kollarımı göğsümün üstünde bağlayıp ayağımı yere vurarak devam ettim "Baklavaymış... Hih... Baklava görmesek inancaz yani..."diyip saçımı savurarak yanından hızla geçtim. 
   
       Yanından  uzaklaştıkdan sonra kulağıma gelen sesle genişçe güldüm
    " Ah ulan bee... Eriyorum kızım senin için eriyorum..."diye haykırmıştı resmen.
 
         Sınıf kapısından girerken yüzümdeki memnun olmuş ifade görüş açıma giren Cihat pisliği yüzünden bir anda silinmişti. Sırama oturmuş kitaplarımı kurcalıyordu.

       Sinirle burnumdan solurken, yumruklarımı sıkıp sert adımlarla yanına ilerledim. Sıranın arkasına gidip sırtının arkasında durdum. Baya yapılı ve sert olduğu sırtından bile belli oluyordu. Şuan elimde olsa onu parçalardım ama bunu yapacak güç ve yürek olmadığını biliyordum kendimde.
  
    Tam bir hamlede bulunucakken, çevik bir hareketle önüme geçip ellerini duvara sabitledi ve duvara yapışmama sebep oldu. Ben hala onun bu hareketinin şokundayken,o kafasını boynuma yaklaştırıp derin bir nefes alıp verdi. Kendime gelip ellerimi göğsüne koyup sertçe itmeye çalıştım.  Çalıştım diyorum çünkü becerememiştim tahmin ettiğim gibi fazlasıyla güçlüydü.                        

   "Şşşş... Sakin ol... Sana sen istemeden dokunacak değilim... Sadece bu kokuyu merak ediyorum..."dedi kulağıma fısıldayarak,bu tavrı ürpermeme sebep olmuştu ve o bu ürpermeyi yanlış anlayıp memnun olmuştu. Bunu yüzünden anlayabiliyordum. Kendimi toplayıp benim olan adamı hatırladım ve karşımdaki iğrenç adamdan tiksindim. Yüzüme alaycı bir ifade yerleştirip tüm soğukluğumu sesime yansıtıp işaret parmağımı göğsüne bastırdım ve
"Sen bay ukala... Sen hayatım da gördüğüm en iğrenç adamsın.! Ve ben sana karşı sadece tiksinti duyuyorum. Sevgimi bahşettiğim muhteşem bir adam var ve emin ol,o adam asla sen değilsin.  Şimdi şu bana çarpan iğrenç nefesini çek üstümden ve bir daha bana asla yaklaşma."diye tısladım.

      Bu onu şaşırtmış olucak ki gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Aynı zamanda beni de şaşırtmışdı,çünkü uzun süredir ilk kez bu kadar uzun bir cümle kuruyordum. 

     Sağ kolunu ittirip sırama geçtiğim sırada sınıf kapısına dayanmış tek elini cebine koymuş memnun bir ifadeyle beni izleyen Ardeni fark ettim. Kafamı pencereye çevirip az önce olanları unutmaya çalışmıştım ama gelen gürültüyle birilerinin unutmadığını anlamak zor olmuyordu. 

     İlk önce devrilen sıralar,ardından tahtaya atılan bir yumruk ve en son da sertçe kapatılan sınıf kapısı veeee son... Kafamı o tarafa çevirmeden sadece sesleriyle anlamıştım yaptıklarını,derin bir nefes alıp verdikten sonra kulaklığımı kulağıma yerleştirip müziğin sesini açtım ve kafamı sıraya koydum.

      Bir süre sonra kulağımdan çıkan bir kulaklık ve kafasını benim kollarımın arasına sıkıştırmaya çalışan bir adet Ardenle içimden sıcak bir gülüş geçti. Daha sonra kollarımı biraz daha gevşetip ona yaklaşması için alan tanıdım ve gün sonuna kadar bu şekilde kaldık. 

GÖLGE #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin