''Hey, arkadaşın mı?''
Seungri elinde içeceklerle gelip Jiyong'a baktığında Jiyong ne tepki vereceğini bilemedi.Xin'in karşısında dikiliyor olduğuna inanamıyordu.
''Bu senin yeni sahibin mi?'' Xin gülümseyerek sorduğunda Jiyong cevap veremedi, hareket edemiyordu.Nefes bile alabildiğinden emin değildi.
''Oh, bekle.'' Seungri aniden söyleyip içecekleri Jiyong'a uzattı ama Jiyong onları tutmak yerine boş boş çocuğa baktı.
''Hyung.'' Seungri ciddi bir tonda söylediğinde bu Jiyong'un bir robot gibi hareket edip içecekleri sarışının elinden almasına neden oldu. ''Gecemiz böyle bitmeyecek.'' Seungri tekrar karşılarında duran adama doğru dönmeden önce alçak bir tonda söyledi.
''Solgun görünüyorsun.'' Xin gülümseyip hala sandalyesinde oturan adama baktı. ''Artık daha fazla--''
''Yavaş.'' Xin elini kaldırıp Jiyong'a dokunmaya çalışınca Seungri hızla kolunu yakaladı.
''Sen kim olduğunu sanıyorsun?''
''Eğer buradan sessizce gitmezsen ikimizin gecesi de başka türlü bitebilir.''
Seungri'nin uyarısına rağmen Xin sadece gülüp bakışlarını tekrar Jiyong'a çevirdi.
''Beni özlemedin mi?''
Adamın soruyu sormasıyla Seungri'nin onu yumruklaması bir olmuştu.Xin toparlanıp kendini savunmaya vakit bulamadan önce kendini yerde bulduğunda, o da buna şaşırmıştı.Aslında çocuk çok sakin duruyordu, tam da bu yüzden Xin Jiyong'la biraz uğraşmak istemişti.Çünkü Seunghyun'la aralarında geçen şeyden sonra Jiyong'u onlarlayken birkaç kez görse de yanlarına yaklaşamadan uzaklaşmıştı.Yine de sarışının böyle tepki vereceğini beklememişti, muhtemelen onu bilen biri olmalıydı.Adam ayağa kalkmaya çalıştığında düşünceleri birbirine girmişti ve çok ayık olduğu da söylenemezdi.O yüzden pes edip çocuğun tekmelerinden korunmak için elleriyle yüzünü kapattı.
''Ne yapıyorsun?'' Jiyong Seungri'yi aniden ittiğinde kendine ancak gelebilmişti.
''Neler oluyor----KESİN ŞUNU!-- TANRIM-- İYİ MİSİN TATLIM?'' Bir kız onlara doğru koşup -büyük ihtimalle sevgilisi olan yerdeki pisliğe yardım etmek istedi ama Seungri elini havaya kaldırıp kıza baktı.
''Orada dur.'' Kız sarışının derin nefesler aldığını farkedince olduğu yerde durdu, onu çok sert tekmelediği için soluklanıyor gibiydi.
''Şimdi---Ayağa kalk.'' Seungri Jiyong'a bir kez bile bakmadan tekrar adama yöneldi.
''Seungri--''
''Sana kalk dedim.'' Sarışın yerde hala şaşkınlıkla ona bakan adama doğru eğildi. ''Ya da seni burada bayılana kadar döveyim.'' Başıyla orada öylece duran kızı işaret etti. ''Onun önünde.''
Xin'in ayağa kalkmaya çalıştığını gördüğünde Jiyong gözlerine inanamadı.Ona vurmayı bile denememişti.Haftalar önce okul bahçesindeki çocuğun yaptığı gibi sadece ne dediyse onu yapıyordu.Jiyong Seungri'nin her zaman tatlı ve masum olmadığını uzun zaman önce farketmişti ama bu bambaşka bir şeydi.Çünkü Jiyong Xin'i önünde görünce şok olmuştu ama Seungri onu yumrukladığında bunun kötü hissettirdiğini söyleyemezdi.
''Dur---LÜTFEN DUR--''
Xin yerden kalkamadan Jiyong aniden onu tekmelemeye başladığında kız tekrar bağırıyordu.Bu kez Jiyong'un gömleğini tutmuş onu çekiştirmeye çalışıyordu ama bunun adamın pek umrunda olduğu söylenemezdi.Gerçekten güzel hissettirmişti ama çok da uzun sürmemişti.İnsanlar onları ayırmaya çalıştığında Jiyong Seungri'nin onu tutup geriye çektiğini hissetti.Saniyeler önce ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktu çünkü daha önce Xin'e bir kez bile vurmamıştı.Düzgün duyamıyormuş gibi hissetmeye başladı.Yükses sesli müziği duyabiliyordu, kızın bağırıp ağladığını da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can Have All My Hoodies
FanficHerkesle sarhoş olabilirsin ama her zaman yalnız kusarsın.