Dersin bitmesine son 10 dakika kala hoca bizi serbest bıraktı. Melis ile konuşmaya başladık sınavlar,dersler,kızsal konular falan...
Tenefüs zili çaldı Melis kantine gideceğini söyledi ve bana bir şey ister misin ? diye sordu.
Ben: sağol ama istemiyorum dedim neyse işte Melis gitti.
Yine sıramda oturmuş defterlerimi karalıyorken yanıma o kız geldi.Bana saçma sapan şeyler söyledi neymiş ayağımı denk almalıymışım yoksa kötü şeyler olurmuş.Oysa ki benim kimseyle bir derdim yoktur.
Melis kantinden geldiğinde bana yüzümün kireç gibi olduğunu söyledi ve nedenini sordu.Bir şey söylemedim ve o kızdan da bahsetmedim ona.
Zil çaldı ve ders edebiyat hocamız derse tam zamanında girer hiç mi geç kalınmaz yahu.Sınıfa girer girmez saygı duruşu karşılarız hocamızı severizde ama birde yazılı yoklama yapmasa...
Neyse ki adım listenin sonlarında.Bana sıra gelmez umuduyla bekledim tüm ders boyu ve öyle oldu bana sıra gelmeden zil çaldı ama hocamız kalanların pek sevinmemesi gerektiğini onları da diğer ders sınav yapacağını söyleyince yüzümdeki gülümseme birden yok oldu.
Saat 12:30 öğle arası olmuştu bile hiç anlamadan.Yemek yemek için Melis ile kantine indim.Kantin sırası her zaman ki gibi doluydu.Biz de sıraya geçtik beklemeye başladık.Sıra hızlıca ilerledi ön tarafa geldiğimde tost ve ayran almak istediğimi görevli ablaya söyledim hazırladı elime hızlıca tutuşturup bana:"hadi kızım hızlı ol tek sen yoksun ki sırada" dedi.
Aldırmadım zaten hiçbir şeyi aldırmam nereye kadar acaba bu yolun sonu ne?
Ayranımı açtım Melis'i beklemek için bir yere oturmaya gidecekken koluma biri çarptı ve ayran üzerime döküldü.Kimin çarptığını bile görememiştim o anda hemen tuvalete koştum Melis arkamdan bağırıyordu nereye diye ama cevap veremezdim hızlıca oradan ayrıldım.
Tuvalate girdiğimde yine o kız beni karşıladı. Aslında şaşırdığım söylenemez kesin bana çarpanda oydu.
Bana sürekli ayağımı denk almamı söylüyordu kötü şeyler olacağını söyleyip duruyordu.Bense daha ona ne yaptığımı bile bilmiyordum.Kız dışarı çıkınca üzerimi temizlemeye başladım ama pekte becerdiğim söylenemezdi.
Öğle arası bitti sınıfa girdiğimde Melis kızgın bir şekilde beni bekliyordu bana tüm öğlen nerede olduğumu ve neden ona bir şey söylemediğimi sordu.Ben:acil bir işimin olduğunu ve açıklamak istemediğimi söyleyince bana kırıldı ama söyleyemezdim yoksa gidip saçma sapan egosuyla o kıza kafa tutacaktı ve sonu pekte iyi olmayacaktı.
Öyle böyle derken gün bitti servisime binip eve gitmek istiyordum bugünün pek iyi geçtiği söylenemezdi.Servise bindim yerime oturdum aslında yanımda kimse oturmuyordu.Az sonra yanıma uzun boylu esmer bir çocuk oturdu onu daha önce hiç buralarda görmemiştim.
Konu açmaya çalışıyordum fakat daha ismini veya nerede oturduğunu falan bilmiyordum kısacası onu tanımıyordum bile.Eve yaklaştığımızı görünce tesadüf mü bilmem ama aynı yerde indik servisten işte bir fırsat dedim kendime sor hadi kim olduğunu sor hadiii...
O hızlıca yürüyordu arkasından bağırdım fakat ya aldırmadı yada beni duymadı.Takip ettim onu ve ne mi oldu bizim evin karşısına taşınan ailenin çocuğuydu sanırım şu anormal aile.
Bir insan neden akşam olur da ışıkları yakmaz ki herhalde elektrik faturasından şikayetçiler diye düşünmedim değil.Çocuk eve girdi. Bende eve doğru yol aldım hava soğuktu hemen içeriye daldım kimseye bir şey demeden odama çıktım uyumadan önce camdan karşı ki eve baktım ve erken olmasına rağmen ışıklar yanmıyordu.Artık nedenini merak etmiştim yarın yine aynı serviste olursak bu sefer soracaktım kim olduğunu.
Uykuya daldım birden...