Geç kaldım

133 15 4
                                    

Sude;
Yine her zamanki gibi geç kalmıştım,anlamıyorum ki bu alarmı kuruyorum ve yine de geç kalmayı nasıl başarıyordum,hemen apar topar evden çıkmıştım ve bu aceleciliğim yüzünden akbilimi evde unutmuştum bunu fark ettiğimde hemen koşar adımlarla eve doğru giderken birisine çarptığımı fark ettmiştim arkama tam dönecek- en çocuğun arkadan beni takmayarak gittiğini gördüm ve o an afalamıştım eve vardığımda hemen akbilimi alıp otobüse bindim bu yıl lise 3 geçmiştim ve ilk günden geç kalmıştım.Okula vardığımda hemen sınıfa girdim ve matematik hocasıyla karşılaştım. Mustafa hoca hiç bir ögrenciyi ayırt etmez ve herkezi eşit görür "günaydın geç kaldığım için özür dilerim" diyerek içeriye girdim. Mustafa hocanın "günaydın sorun değil otur bir yere" demesiyle sınifta bulunan boş bir yere oturdum çantamı sıraya tam bırakacakken solumda oturan çocuğa gözüm çarpmıştı bu sabah ki çarptığım çocuk değilmiydi. O şokun etkisi hocanın sude!! Diye bağırmasıyla bitmişti,derse başlamıstık ben matematiği sevdiğim için sayısala geçmiştim galiba yanımda oturan çocukta yeni gelmişti. Hiç konuşmuyordu,bu sessizliği beni korkutuyordu nedense,tenefüs zili çalmıştı. Dilanın sude diyip boynuma atlayışı çok sevimliydi,dilan çok çocuk ruhlu temiz bir insan nisanında "çekil benim sıram" diyerek dilanı ittirmesi beni güldürmüştü.
"Nasılsınız kızlar?"
Dilan" iyiyiz sude sen "bende iyiyim ama çok açım evden aceleyle çıktığım için kahvaltı edemedim.
Kafeteryaya gidelim mi ?
Olur diyen nisayla dilan hemen kolumdan tutup beni kafeteryanın içine koymuştu.
Yiyecek birşeyler almak için kızlar gidince masada tek kalmıştım.
Gözüm yan masaya kaymışttı,orda oturan çocuk sabah ki çocuktu yanına
"Merhaba" diyerek yaklaştım.
O ise bana ters bir bakış attıp elindeki çayı alıp hızlıca kafeteryadan çıkmıştı.
Bu ani çıkışı benim kötü hissetmeme neden olmuştu.
Kızlar yanıma oturduğunda ben içimde kendime küfür ediyordum neden böle bişey yapttım diye kızların bana seslenişiyle irkilmişttim
Nisanın " ne oldu sude iyi misin " dediğini duymuştum.
Ve bende birşeyin olmadığını söyleyerek geçiştirmişttim.
Dilan yine her zaman ki gibi espiriler yapıyordu ve ben de bunlara çok gülüyordum ama nisa bunların çok çocuksu espiriler olduğunu soyler ve hiç birine gülmezdi.
Ama gerçekten çok komikti,bu anın bitmesi hacer hocanın "gençler derse!"demesiyle bitmişti. Derse girdiğimizde yanımdakiyle konuşmaya çalıştıkça o beni takmıyordu ve bu benim sinirlerimi bozuyordu .
Edebiyatçımız emre hocayı çok severim
Çünkü ;anlamlı şeyler söylediğini ve bu söylediklerininde bir kelimesini kaçırmam pür dikkat dinlerim.
Sınıfa bir soru sormuştu, "sizce aşk nedir?
Herkez kendince yorum yapıyordu.
Ben de elimi kaldırıp söz hakkı istedim.
"Hocam bence aşk istanbuldur,istanbulun o dalgaları,bitmek bilmeyen gürültüsüdür" dedim. Ardından yanımda ki çocuğun söz hakkı istediğini gördüm. Emre hoca "evet mert"demişti.deme ki adı mertmiş,mert" hocam bence aşk isteyip kavuşamamaktır,aşk uğruna canını vermektir,aşk acı çekmektir,aşk sonsuza kadar karşısındakinin her halini ömrü ve gücü yettiğince sevebilmektir.
Mert sözünü bittirdikten sonra bütün sınıf alkışlara boğmuştu mertti.
Tabi ki ben de mal mal ona bakıyordum.
Tenefüs zili çaldığı an o telefonunu çıkarıp kulaklığını taktı ve başını masaya koyup gözlerini kapattı. O an ona bakmamı kimse engeleyemezdi.
Siyah saçları,bembeyaz teni,ve hafif kaslı vücudu çok ilgi çekiciydi.
Az önce derste söyledikleri aklıma geliyordu,acaba geçmişte ne yaşamış olabilirdi...
Eve gelmiştim,annem mutfakta yemek yaparken bende odama gidip üstümü değiştirdim,elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim,
adım atacağım yerde kaygan olduğunu bilmiyordum ve kayıp düşmüştüm.
Çığlık attığım an annem hemen gelmiş ve beni hastaneye götürmüştü.
Canım çok yanıyordu. Bu acının etkisiyle bayılmışım gözümü açttığım da kolum alçıdaydı ve annemle babam baş ucumdaydı. Annem "sude senin için çok korktum" dediği an o gözlerinden akan her damla yaş canımı yakıyordu.
"Lütfen ağlama anne bak geçtti dedim."
Babam "nisa 1 hafta okula gidemeyeceksin" demesi beni çok üzmüştü.
Babam taburcu işlemlerimi haledince eve gittmiştik.
Babam benim tedavimi devam ettirecekti.
3 gün olmuştu ve evde canım çok sıkılıyordu. Bilgisayar ,telefon,tabletle uğraşıyorum ama yine de canım sıkılıyordu. Kitaplığımdan bir kitap okumak istedim,bunun için de annemi çağırmıştım. Annem kitabımı verince mutfağa gitmişti ve bende 2saatte yakın kitap okumuştum. Tekrar annem kapımı çalarak içeri girip " yemek vakti " diye sebze yemeğini göstermesi canımı sıkmıştı. Çünkü ben sebze yemeğini asla sevmezdim.
" anne biliyorsun ki ben sebze yemeğini sevmem bana niye bu yemeği geti...
Sözümü bitiremeden ağzima bir kaşık dolusu sebzeyi tıkmıştı. Zar zor bittirmeye çalışırken anneme " anne burda canım çok sıkılıyor 3 gün oldu okula gittmek istiyorum derken kapı çalmıştı. Annem önümde ki tepsiyi alıp kapıyı açmaya gitti. Birden evi büyük bir sessizlik sardı. Anne!! Diye bağırdığımda birden SÜPRİZ!!
Diyerek içeri girdiler evet bu bizim sınıftı her birinin elinde hediyeler ve kartlar vardı. Bu arada herkez gelmişti fakat o gelmemişti. Herneyse o ukaladan banane sınıfımdakiler hepsi geçmiş olsuna gelmişti ve bu benim çok hoşuma gitmişti. Bütün sınıf merttin niye gelmediğini tartışıyorlardı ve sedatın "YETER! o kim ki sedayı ziyarete gelecek." tamda başka bir şey daha söylerken emre hoca "gençler susun artık hasta ziyaretindeyiz" diyerek sedatı susturuşu sadat 'ın sinirlerini epey bozmuşa benziyordu.
Yarım saat kaldıktan sonra herkez çıkmıştı.Sadece sedat kalmıştı, sedat bana yaklaşıp yanağıma öpücük kondurup "geçmiş olsun prenses" diyip odadan çıkması bende büyük bir şok etkisi bırakmıştı. Çünkü ben sedatı orta okuldan beri çok beğeniyordum ve şimdi de böle yapması ben şok ben iptal kısacası annem gelip nasılsın bir şey ister misin? Dediğini duydum ama tepki veremedim.
Annem adımı bağırarak söylediği an irkilmiştim.
" korkutuysam özür dilerim"
" sorun değil anne "
"Ne düşünüyorsun seni rahatsız eden bir şey varsa çekinmeden söyleyebilirsin"
" yok anne merak etme"
Diyip anneme muzipçe gülümsedim. Sonunda 1 hafta geçmişti. Ama kolum hala alçıdaydı. Okula babam beni bırakmıştı. Kapıyı açmama babam yardım etmişti ve yanağıma bir öpücük kondurup " kendine dikkat " demeyide ihmal etmemişti. Okul kapısına doğru yürürken kapıyı açmakta zorlanıyordum ki birinin bana yardım ettiğini gördüm bu mertti, yardım edebilirmiyim diye sorunca ona cevap vermeden yoluma devam ettim. Benden önce davranıp kapının kolunu kavrayıp açmıştı. Ve eliyle buyur diyerek içeriyi gösterdi yerimize oturunca sedat " özür dilerim ziyarete gelemedim" çünkü...
Sözünü bitirmesine izin vermeden ona " gelme gibi bir zorunluluğun yok gelmek isteyen gelir " dedim .

(BU BENİM YAZDIĞIM İLK HİKAYE VE SİZİNDE YORUMLARINIZ BENİM İÇİN BİR REHPER OLUCAK EĞER BEĞENİ OLMASA DEVAM ETMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM YAZ8M HATALARI İÇİN 9ZÜR DİLERİM. 😊)

İstanbul'um olur musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin