2.Bölüm "Katil!"

1K 94 39
                                    

   Y/N: Yazmayı sabırsızlıkla beklediğim yerdeyiz! :) Bu bölümde olayların en başı anlatılıyor. Bundan sonraki bölümler de bu doğrultuda ilerleyecek. İlk iki bölüm ilahi bakış açısını kullandım fakat hikayenin devamı kahramanımızın ağzından olacak. İyi okumalar! 

      20 yıl önce

 Sessizce ilerledi koridorda. Eğer bulunmak istemiyorsa ses çıkarmamalıydı. Hızlı hızlı nefes aldı. Engellemeye çalışsa da ses çıkartıyordu. Duvarın kenarına çöküp dizlerini kendine çekti. Gözleriyle koridorun sonunu kolaçan etti. Kimsenin olmadığını görünce rahatlayarak nefesini dışarı üfledi. Kafasını duvara yasladı ve gözlerini kapattı. Omzuna tutunan elle gözleri kocaman açıldı ve çığlık attı. Ayağa kalkıp kaçmaya çalıştı ama tökezleyip düştü. Bu sefer de yakasından tutuldu.

"Nereye kaçıyorsun seni küçük fare?" Duyduğu kıkırtıyla arkasına döndü. Kaşlarını çattı ve küçük ellerini yumruk yaptı.

"Sen kime küçük fare diyorsun?! Seni bir yakalarsam!.."

Tekrar kıkırdadı, keyifle "Ne, ne yapacaksın?"diye sordu. Küçük çocuğun yakasını bırakarak yanına çöktü. "Hem seni buldum. Yani ben kazandım, genç adam. Şimdi ver bakalım söz verdiğin çikolatayı." Ellerini açarak öne doğru uzattı.Küçük çocuk homurdanarak cebinde sakladığı çikolatayı annesinin ellerine bıraktı.

"Bu haksızlık ama! Daha yeni başlamıştık, hemen buldun beni."

Kadın gülümseyerek oğlunun başından öptü. "Söz, sözdür. Değil mi?"

Çikolatanın paketini yırttı ve yarısını kopartarak oğluna uzattı. Çocuk kafasını iki yana sallayarak reddetti çikolatayı, yemeyi çok istese de. "Söz, sözdür. O çikolata senin hakkın."

Kadın gülümseyerek oğlunu izledi bir süre. Daha 6 yaşındaydı ama yine de şimdiden bir centilmen olmuştu bile. Oğluyla gurur duyuyordu.

"Ryuu! Neredesin seni şapşal?"

Ryuu kaşlarını çattı. Ona şapşal diyen sadece bir kişi vardı: ikiz kardeşi Ayame.

"Sensin şapşal!"diye bağırdı koridora doğru. Ayame Ryuu'nun sesini takip ederek buldu onları.

Kollarını göğsünde birleştirdi. "Bensiz keyif mi yapıyorsunuz siz? Öyle olsun." Kafasını yana çevirerek duvara bakmaya başladı. Ryuu kız kardeşinin bu sevimli hallerine gülmeden edemedi.

Kollarını iki yana açarak seslendi. "Gel buraya."

Ayame daha fazla yerinde durmayarak hızla kardeşinin kollarının arasına girdi. Kafasını göğsüne koydu. Anneleri de kollarını çocuklarının etrafına sardı. Ryuu şu anda acayip mutluydu, hiç olmadığı kadar. Yüzündeki kocaman gülümsemeyle hayatındaki iki önemli kişiye baktı. Bu anın hiç bitmemesini diledi. Ne yazık ki Ryuu 'nun hiçbir dileği gerçek olmuyordu.

"Hayatım, senin bir yere gitmen gerekmiyor muydu?"

Kadın kafasını kaldırarak kocasına baktı. Birkaç saniye düşündü. "Ah!"dedi eliyle anlına vurarak. "Nasıl unuturum. Çocuklara akademi kıyafetlerini alacaktım."

Kadın ayaklanırken Ayame de hızla koşarak babasının bacaklarına sarıldı. Boyu anca oraya yetebiliyordu ne yazık ki. Adam gülümseyerek kızının başını okşadı. Ryuu kaşlarını çatarak ayağa kalktı. Gülen yüzü şimdi ifadesiz ve sertti. Bir çocuktan beklenmeyecek kadar.

"Anne, tek başına gitme. Ayame de seninle gelsin. Ben babamla evde kalırım." 

Kadın Ryuu'ya döndü. "Gerek yok tatlım. Tek başıma da gidebilirim."

Efsaneler Hep İyi Olmazlar (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin