-BÖLÜM 14-

883 25 7
                                    

Bölümün özel şarkısı Sıla- Oluruna Bırak

Söz bitsin biz devam edelim. Sessiz kalalım yine uzlaşalım...

-∞-
Gerçekten olamazdı! Alperen gerizekalısı karşımdaydı. Bunun burda ne işi vardı ki?  Önce kolumdaki eline sonra da yüzüne baktım. Kolumu hızla çektim. "Hayırdır? " dedim bağırarak. Alperen ise "Konuşmamız gerek" dedi.

Ne konuşacaktık? Alperen evin adresini nereden bulmuştu? Off bir günümde mutlu geçsin! "Ne konuşacağız? " dedim. Yanımda Özgür belirdiğinde kafamı ona doğru çevirdim.

Sinirli bir şekilde Alperen'e bakıyordu. Alperen de bana bakıyordu. Özgür "Benimle konuş" dedi Alperene.

Alperen "Asya ile konuşacağım" deyip kolumdan tuttu. Amacı neydi bu salağın! Dayak mı istiyordu?

Özgür önüme geçti. Alperen'e doğru hamle yaptığında önüne geçtim. Kollarından tuttum. "Yapma" diyebildim. Kavga etmelerini istemiyordum. Alperen'e dönüp "Git! Okulda konuşuruz" dedim. Arkasını dönüp gitmeye koyuldu.

Özgür soru sorar gözlerle bakıyordu. Burnundan soluyordu. "Kim lan bu? " dedi.
Eski hoşlandığım çocuk diyemezdim tabiki. Of Asya of! "Okuldan arkadaşım, yakın değiliz zaten" dedim bir çırpıda. Özgür ise "Bu konuyu konuşacağız, Eftelya bekliyor bin arabaya" dedi. Arabaya bindim ve kapıyı hızlıca kapattım. Eftelya bekliyomuş muş! Beklesin işi ne! Özgür de arabaya bindiğinde arabayı çalıştırdı. Bende kollarımı çaprazladım. Bacak bacak üstüne atıp üstte ki ayağımı sallamaya başladım.

Çok sinirlenmiştim. Arkamda oturan Eftelya Aşkım salağına! Özgür'ün kardeşi olsa bile kıskanıyordum. Benim di Özgür. Sadece benim. İç ses -Onu bunu geç Alperen seninle ne konuşacaktı- diye bağırdı. Sahi? Ne konuşacaktı. Bu çocuk peşimden ayrılmıyordu. Çok olmaya başlamıştı. İki yüz verdik diye yanıma gelmeler, kolumu tutmalar.

Özgür'e baktım. Ya gelde buna kız! Araba kullanırken bile yakışıklı. Eh tabi kimin sevgilisi. Özgür "Sallama şu ayağını" dedi. Allah allah ayak benim sanane Özgür bey!
"Sallarım ayak benim" dedim. Bir bakış atmış. Tırsmadım değil. Hemen sallamayı bıraktım. Özgür'ü kızdırmak istemeyiz değil mi? İstemeyiz.

Özgür'e bakıp öpücük attığımda güldü. Kızsın da görelim şimdi. Arkamı döndüm ve Eftelya'ya baktım. Telefonla oynuyordu. Kafasını kaldırdı ve bana içten bir gülüş attı.  Bende gıcık ve aşşağılayıcı bir gülüş attım.

Araba durduğunda sahil kenarında olduğumuzu fark ettim. Özgür ve Eftelya indi. İnmek istemiyordum. O kızla aynı ortamda olmayı istemiyordum. Biz beraber gezecektik. O kız niye gelmişti ki! 

Kapım açıldığında karşımda Özgür vardı. "İnmeyecek misin?" dedi. Bende "Hayır" dedim. Özgür ise bana doğru yaklaştı. Kolumdan tuttu ve beni dışarıya çıkardı. "Asya zaten sana sinirliyim. Zorluk çıkarma güzelim" dediğinde bir şey demeyip yürümeye başladım.

Sahil kenarında bir cafe'ye gelmiştik. Hep geldiğim bir yerdi burası. 'Moz Cafe'. Ne zaman canım sıkkın olsa buraya gelirdim. Özgür burayı nereden biliyordu. Nereden biliyorsun burayı? " dedim. Özgür ise kulağıma eğilip kalbimin hızlı atmasını sağladı. "Seni ilk gördüğüm yer" dedi.

Parmaklarını parmaklarıma geçirdiğinde gülümseyerek suratına baktım. Bir masaya oturduğumuzda aklıma eski günler geldi. Buraya küçüklüğümden beri geliyordum. Yakut Ecmeller'le yüzmeye geldiğimizde Ecmel'le keşfetmiştik. 7-8 yaşlarındaydık. Canımız sıkılmıştı. Küçücüktük ama bir cafeye gitmek istemiştik. Hiçbir cafe bizi almamıştı. Ama bu cafe bizi almıştı. Ailelerimiz bizi burada bulduğunda yanlarından ayrıldığımız için, kızmak yerine gülmüşlerdi. Aklıma o günler geldiğinde ağlamamak için kendimi tutmuştum. Ecmel en iyi arkadaşımdı. Hep beraber olurduk. Ama bir gün taşındıklarını duymuştum. Kimseye haber vermeden gitmişler. Daha fazla düşünürsem ağlayacaktım. Hemen düşüncelerimi kovdum.

ŞURİMŞİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin