4. BÖLÜM
"Sonsuz Rakamlar"''Ben alıştım kimsenin kimsesizi olmaya.''
Sözlerimden sonra ortam sessizleşti. Dudaklarımdan dökülen cümlenin ağırlığından dolayı omuzlarımdan tutmadı. Destek olmak için sıvazlayacak doğru sözleri bulamadığını düşündüm, fakat onu ilgilendirmeyen bir konu olduğundan susmayı tercih ettiğini tahmin etmek zor değildi.
''Yinede bir umut ondan bir cevap bekledin.''
Zihnimde ki ses konuşmaya başladığında gerçekliğinden uzaklaşmak için çırpınsam bile boğazıma dolanan kollarım beni asla bırakmıyordu. Yalanlara sığındığım zamanlarda gerçekliği suratıma çarpmaktan asla çekinmez, kelimelerini defalarca tekrar ederdi.
Kendi iç sesimden kaçarak onu oyaladım. Karşımda duran adama farklı bir soru yönelttim.
''Soykır ailesinden kimse yaşamıyor mu?''
Bir kaç dakika önce söylediğim kelimenin cevabı gibi uzun süre bekleyeceğimi sanırken beni yanıltıp hemen cevap verdi.
''Yaşamıyor.''
Tek kelime olmasına rağmen içinde binlerce acı barındıran bir kelimeydi söylediği. Kimsesiz ve yanlız olduğumu bir kere daha anlamıştım.
Merak ettiğim bir çok soru vardı. Gitmeyip yanımda durunca sormaktan çekinmedim.
''Deden sayesinde beni koruduğunu anladım, fakat beni koruma sebebin sadece aileler arasında verilen söz yüzünden olduğunu düşünmüyorum."
Gecenin karanlığında bile bakışlarının üzerimde olduğunu görebiliyordum.
"Soykır şirketlerini bu zamana kadar deden yönetiyordu ama dört sene önce öldü. Şirketleri Zeydan ailesi devralsa da Angelo kan bağını öne sürerek şirketlere yasal yollardan ortak olmaya çabaladı. Bu durumdan dolayı dedem senin yaşadığını söyleyip şirketin başına bırakmam için ölüm döşeğinde bile bana söz verdirip, seni korumamı istedi.''
Son cümlesinde kurduğu sözleri hoşnutsuz bir tınıda söylemişti. İstemsizce gerilip sinirlendim.
''Beni korumak zorunda değildin. Bu zamana kadar nasıl yaşadıysam öyle yaşayabilirim.''
''İki sene boyunca zaten seni kendi yaşamına bırakmıştım. Angelo'yu kendi yöntemlerimle uzaklaştırmak benim için kolaydı, fakat seni bulup acı çektireceğini söyledikten sonra sözümü tutmak zorunda kaldım.''
Biraz geç kaldın demek istedim ama sustum. Canımı yakan katilin neler yaptığını zaten kameraları izlerken gördüğünü biliyordum. Bundan dolayı kendini suçlu hissetmesini istemiyordum. Geçmişte bir söz verildi diye bunu yapmak zorunda olmadığını ona söylemek isteyen tarafımı karanlığa gömdüm. Sözlerine kırılıp takılı kalmamam gerekiyordu ama içimde bir yerlerde birinin beni önemsemesi için çırpınan biri olduğunu bildiğimden kırılıyordum.
Yalanların altına sığınmayı sevmesem bile beni önemsiyor gibi yapıp beni koruduğunu düşünmek istiyordum. Yaptığım şey bencillik gibi görünse bile öyle değildi. Yirmi dört yıldır bir kere bile bencil davranmayıp yalanların altına sığınmadım. Yaşadığım ve duyduğum gerçeklerden sonra yalanlara sarıldım.
''Neden beni on yıl tüm gerçeklerden uzak tuttular?''
Sorum aslında tüm geçmişimin cevabıydı. Çocukluğumdan bu yana acı çekerken benim elimden tutup neden kimse kurtarmadı. Hayallerim üzerime bir bir yıkılmaya başladığında neden; yıkılmasına engel olmadılar. Yere düşüp dizlerimi kanatıp ağladığım günler neden; dizlerimi öpüp geçecek demediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHU RUHUMA DOLANAN ADAM
Ficção AdolescenteKadın, uçurumdu. Adam, onu boğacak olan okyanus. Kadının kalbi kırıktı. Adam, kırılacak kalbe bile sahip değildi. Kadın, sessiz çığlıkların içinde büyütülmüştü. Adam, sert rüzgârla birlikte karanlığa savrulmuştu. Kadın, hayatına giren adamın onun s...